Verda Alaton ile 24 saat
LIFESTYLE

Verda Alaton ile 24 saat

Tohum Design mücevher markasının kurucusu ve tasarımcısı Verda Alaton, son iki yıldır iki ayrı şehirde, İstanbul ve Cenevre’de farklı tempolarda yaşıyor. Gün akışını keşfediyoruz.

GÜNCELLEME TARİHİ: 28 Mayıs 2019

Cenevre'de saat 07:00'de güne eşimle beraber başlıyorum. O işe gittikten sonra ilk işim sabah kahvesiyle mail'leri cevaplamak, günlük öncelik programımızı yapmak ve ekibimle paylaşmak oluyor. İstanbul'a göre güne bir saat geriden başlamak bahar aylarında çok güzel bir hediye.

09:00 Yakınımızda yemyeşil bir park var. Bir saatlik yürüyüşümü ve havanın durumuna göre 20 dakikalık sabah meditasyonumu burada yapıyorum. İşimle ilgili kendime ayırdığım en sakin düşünce alanım burası. Sonra home office'ime dönüp günlük çalışmalarıma devam ediyorum.

11:00, İstanbul ofisimiz ile birlikte çalışma ve haberleşme vaktimiz.

Saat 14:00'ü gösterdiğinde, bir saat kadar şehirde kendime zaman ayırıyorum. Halen görmediğim yeni yerleri gezmeye vakit harcıyorum, tamamen kendime odaklı aktiviteler yapıyorum.

15:00-17:30 arası çalışmaya devam. Çalışma saatleri Cenevre'de daha kısa. Eşim eve geldikten sonra birlikte zaman geçirmek önceliğimiz. Akşam üzeri 20 dakikalık meditasyonumuzu beraber yapıyor, sonra da çoğunlukla yürüyüşe çıkıyoruz. Akşam yemeğinden sonra kendi ilgi alanlarımıza dönüyoruz.

21:30-23:30 arası benim için yeniden sakin bir çalışma ve maillerime konsantre olma vakti. İstanbul'da kalış sürelerim daha kısa olduğundan, günün her saatinden dolu dolu faydalanmaya çalışıyorum. Erken saatlerin sakinliğinde önce günümü planlıyorum. Meditasyonumu sabah erkenden yapıyorum. Buradaki tempo çok daha farklı ve hızlı; gün içinde zorlaşıyor. Bu nedenle İstanbul'daki önceliğim gündüz saatlerinde ofiste ekibimle beraber mümkün olan en fazla zamanı geçirmek.

İşe saat 08:00 gibi başlıyorum. Erkenden ofise gelip, önce yeni malzemelere dokunarak ön çalışmalarımı yapıyor, notlarımı alıyorum. Malzemelere dokunabilmek, yeni modellerin hayata nasıl geçtiğini canlı görebilmek için en güzel fırsat İstanbul'da olmak. Gün içinde hem Tohum ailesi olarak hep birlikte zaman geçiriyoruz hem de en önemli toplantılarımızı yapıyoruz. İş ortaklarımızla toplantılarım oluyor.

Aynı zamanda bir süredir görme şansımın olmadığı Tohum dostlarımızı misafir ediyoruz ofiste. Akşam saatlerinde ise önceliğim babamı ve yakın arkadaşlarımı görmek. Boğaz'a veya Karaköy Lokantası'na gitme şansı bulmaya çalışıyorum her zaman. Sonra, gecenin sakinliğinde yeniden ofise uğruyorum; bu bazen sadece ortamın ilhamını almak ve dolu dolu "evde" hissetmek için oluyor. Kısaca, günleri dolu dolu yaşamak ve az uyumak İstanbul programımın temelini oluşturuyor.