Tatlı Hayat
LIFESTYLE

Tatlı Hayat

Ece Yücel ve Esin Ünlü, birlikte kurdukları Vena Cava markasında adaptojenik doğal çikolata yapıyorlar. Beklenmedik aromalarıyla hem fiziksel hem de duygusal anlamda iyileştiren çikolataları tatmadan önce, hikayelerini yaratıcılarından dinleyin.

GÜNCELLEME TARİHİ: 1 Haziran 2019

Çimen Uzsoy G.
Fotoğraf Kutup Dalgakıran

Farklı mesleki geçmişlere sahipsiniz. Nasıl bir araya geldiniz?
Ece Yücel:
Yüzyıl Işıl'daki ilkokul yıllarımızdan beri arkadaşız. Yıllarca dünyanın farklı ülkelerinde yaşasak da ortak zevklerimiz üzerinden iletişimimiz devam etti. Birbirimizi dengeleyen farklı güçlü yönlerimiz, daimi dönüşe ve karmaya inandığımız ortak hayat felsefemizle yaşama renk ve tat katmaktan yola çıkarak, "Sağlık, çikolata ve sanata dair öyle birşey yapalım ki eşi benzeri olmasın" dedik. Böylece Türkiye'nin ilk ve tek adaptojenik doğal çikolatası Vena Cava doğdu.

Esin Ünlü: Ece tıp doktoru, ben ise kreatif yönetmenlik ve moda prodüksiyonu yapıyorum. Merak ve ilgi çok önemli; bir konuya odaklandığınızda birçok şey sizi beslemeye başlıyor. Hakiki kakaonun iyileştirici özelliğinin yeniden keşfiyle başladığımız yaklaşık bir senelik süreç, mutluluk odaklı bir ritüel sunmayı hedeflediğimiz marka hikayemize evrildi.

Vena Cava, kardiyologların yakından bildiği bir tıbbi terim. Sizi bu ismi seçmeye iten ne oldu?
E.Y:
Vena Cava, Latince ve evrensel bir isim. Vücudumuzda neredeyse tüm hücreleri dolaşıp kanı kalbe getiren ana toplardamarın adı. Biz inanıyoruz ki; hayat daimi bir döngü, dönüşüm ve yenilenmeden ibaret. Kendine has bir dengesi ve karması var yaşamın. Kalpten çıkanın kalbe döndüğü bir sistemde yaşıyoruz; hem fizyolojik hem de duygusal anlamda. Kalbimizin sesini dinleyerek çıktığımız bu yolda, kalplerinize dokunmayı hedefleyen lezzetler yarattığımız için bu ismi çok içselleştirdik.

Piyasadaki çikolatalardan çok farklı, artizan üretim yapıyorsunuz. Nihai tüketici olarak tadında bu farkı hissediyoruz, üretim sürecini de sizden dinleyebilir miyiz?
E.Y:
Mevcut şartlarda en iyiyi yapmayı hedefleyerek yola çıktık. İki girişimci kadın olarak, Türkiye'nin ilk ve tek adaptojenik doğal çikolata projesini hayata geçirdik. Adaptojenler, doğada bulunan, vücudumuzdaki ana stres hormonu kortizolü dengeleyici özelliği olan bitki ve baharatlar. Bu terim Türkiye için çok yeni. İnanıyoruz ki insanlar adaptojenlerin mucizevi gücü ve faydaları ile tanıştıkça onları sevecek ve beslenmelerinde rutin olarak yer vermeye başlayacaklar. Hiçbir ürünümüz insan sağlığına kısa ve uzun vadede zarar verecek koruyucu, tatlandırıcı, aroma, katkı maddesi, GDO'lu bileşen, trans yağ ve hayvansal yağ içermiyor. Sağlığımıza yatırım yaptıkça, hücrelerimize iyi baktıkça, onların da bize iyi bakacağına inanıyoruz. Çikolata tabletlerimiz, aynı iç organlarımızın etrafındaki koruyucu zar gibi ince bir tabaka ile dışlarındaki renkli folyolardan ayrılıyorlar. Alüminyumun tazeliği koruyucu işlevinden yararlanırken, çikolataları onunla temastan koruyarak, günümüzde pekçok hastalığa zemin hazırlayan negatif etkisinden uzaklaşıyoruz.

Çikolataya bergamot, limon, lavanta, matcha gibi farklı tatlar katıyorsunuz. Şimdiye dek en çok pozitif dönüş aldığınız hangisi oldu?
E.Y:
Şu an sekiz çeşidimiz var. Hepsinin reçetesi, mevcut yerli ve yabancı çikolatalardan farklı. Birbirini dengeleyen şifalı içeriklerin buluşması ile oluşan kendine özel tatları ve tatlarındaki hikayelerden yola çıkılarak tasarlanmış rengarenk ambalajları var. En sevilen lezzetimiz sanırım Nutmeg & Raspberry/Creative Flow. Muskat cevizinin masalsı tadı, yüzyıllardır insomnia tedavisindeki başarısı ve hayal gücünü besleyici pozitif etkisi, en kuvvetli antioksidan içeriğe sahip meyvelerden biri olan ahududu ile buluşunca bu lezzet ortaya çıktı.

Ambalajlarınız da çikolatalarınız gibi farklı. Size özel çalışılmış desenler mi?
E.Y:
İçimiz dışımız bir olsun dedik ve içlerindeki çikolatalar kadar özel ambalajlar üzerinde çalıştık. Hepsi Vena Cava için bizim tarafımızdan fikir olarak geliştirildi ve tasarlandı. E.Ü: Marka konseptimizle paralel olarak, yarattığımız her yeni çikolata da kendi hikayesiyle lezzet, adaptojenik fayda, ürün ismi ve görsel olarak aynı anda şekilleniyor. Tüm yaratıcı süreç bize ait.

Dünya Kadınlar Günü için limitli sayıdaki The Feminine Mystique'i yarattınız ve ambalajında Yiğit Yazıcı'nın sizin için özel ürettiği bir deseni kullandınız. Ardındaki hikayeyi sizden dinleyebilir miyiz?
E.Y:
Bu tadı yaratırken, dünyamızın devamlılığını sağlayan, hem kadın hem erkeğin içindeki feminen enerjinin gücünden yola çıktık. Tat içeriği olarak da hem dişi hem erkek üreme hormonları üzerinde bilimsel olarak ispatlanmış dengeleyici etkisi olan organik tahin, kudret narı ve çam fıstığını bitter çikoltamızla harmanladık.