Masalın kahramanı: Yasemin Hekimoğlu Gençoğlu
LIFESTYLE

Masalın kahramanı: Yasemin Hekimoğlu Gençoğlu

The Latest Thing markasının kurucu ortağı Yasemin Hekimoğlu Gençoğlu’nun stilini mercek altına alıyoruz.

GÜNCELLEME TARİHİ: 15 Ağustos 2019

Çimen Uzsoy G.
Fotoğraflar Serkan Eldeleklioğlu

Yasemin Hekimoğlu, yeni soyadıyla Gençoğlu, kurucu ortağı olduğu The Latest Thing ile moda çevrelerinde bilinen bir isim. Birkaç ay önce Venedik'te gerçekleşen görkemli düğünü ve Instagram yansımaları ile sosyal medya kullanan hemen herkesin radarına da girmiş oldu. Bebek'te yeni taşındığı evinde muhteşem giysi dolabını ve sanat koleksiyonunu inceliyor, kendisini daha yakından tanıyoruz...

Aradan iki ay geçti ama Venedik'teki düğününün fotoğrafları hâlâ Instagram'da karşımıza çıkıyor. Senin için en güzel anı hangisiydi?
Bir sürü güzel anı arasından seçmek zor ancak Venedik gibi büyülü bir şehirde dünyanın dört bir yerinden gelen tüm sevdiklerimle bir hafta sonu geçirmek harikaydı. Ailemizin ve dostlarımızın bizim için o kadar yol gelip, mutluluğumuzu paylaşması gerçekten paha biçilemez. Arkadaşlarımızın birçoğuyla, bir adada tek başına yer alan bir otelde kaldık ve tüm hafta sonunu beraber geçirdik. Böylece kalabalık bir grup tatil yapmış gibi olduk. Bu devirde herkesi bir araya tatil için toplamak kolay olmuyor! Ayrıca düğün için seçtiğimiz Arsenale'nin boş bir hangardan hayalimdeki büyüleyici mekana dünüşmesi asla hafızamdan silinmeyecek.

Gelinlik seçimi tüm organizasyonun en zevkli ve en zor kısmı galiba. Sen kaçıncı denemede, "İşte bu!" dedin?
Ne istemediğimi çok iyi bilmeme rağmen hiç tarzım olmayan modelleri de nasıl durduğunu görmek için denedim. Bir ara kendime uygun bir model bulamayacağımı bile sandım; klasik bir model istemiyordum ve karar vermek için çok zamanım yoktu. Gelinlik almak abiye elbise almaktan çok farklı çünkü gelinliğimi bir gece giyecek olsam da fotoğraflarda hep kalacaktı. Bu sebeple, davetlerde farklı tarzları denemeyi ve risk almayı sevsem de bu konuda biraz zorlandım. İstanbul'daki nikah törenimiz için Zuhair Murad'ın hazır giyim koleksiyonundan iki ayrı elbiseyi birleştirip, pelerinli bir model seçtim. Bu birleşim tam benlik oldu! Pelerinli modelleri her zaman sevmişimdir, şansıma da bu sene çok moda olduğu için birçok tasarımcı koleksiyonunda yer vermişti. Venedik içinse Giambattista Valli Couture tercih ettim. Firmanın hazır gelinlik koleksiyonu yok fakat tarzını çok beğeniyorum. Önceki koleksiyonlarından birinde önü kısa, arkası uzun, balon kollu ve çiçek desenli bir elbise vardı; gidip arşivden denedim. O modeli baz alarak, önünü uzatıp beyazdan çalıştılar. İki elbiseyi de görerek almayı tercih ettim, sıfırdan diktirmek hiç bana göre değil.

Düğünün ardından Bebek'teki yeni evinize yerleştiniz. Burada oturmaya nasıl karar verdiniz?
Önceden de babamla beraber Bebek'te oturuyorduk, şimdi komşu olduk ve alıştığım yerden uzaklaşmamış oldum. Şu anki evimi seçmemde babama yakın olmak istememin büyük etkisi var. Bebek'in mahalle kültürünü de çok seviyorum, İstanbul gibi metropolit bir şehirde bana hâlâ küçük bir yerde yaşadığım hissiyatı veriyor. Ayrıca oturduğum yerin iş yerime yakın oluşu yaşam kalitem açısından çok önemli.

Dekorasyonu kime emanet ettiniz? Pek çok sanat eseri gözümüze çarpıyor, nasıl bir araya geldiler?
Dekorasyon 313 Mimarlık'tan Enis Karavil'e ait. Enis hem arkadaşımız hem de zevklerimiz çok uyuşuyor. Onunla çalışmak çok keyifliydi. Sanat eserleri ise ailelerimizin koleksiyonlarından ve zaman içinde eşimle çift olarak biriktirdiklerimizden bir araya geldi.

Sanat merakın aileden geliyor sanırım.
Sanata çok meraklı bir babam var, kendisi koleksiyoner. Benim de büyürken ondan gördüğüm, öğrendiğim çok şey oldu. Ben de ufak ufak online açık artırmalardan yabancı sanatçıların edisyonlu baskılarını almaya başladım. Aralarında en sevdiğim ise Yue Minjun adında Çinli bir çağdaş sanatçıya ait. Benim için sanat önce gözüme hitap etmesiyle değer kazanıyor.

Kişisel stilini nasıl tanımlarsın?
Stilim de biraz sanatla ilişkim gibi diyebiliriz. Kendime yakıştırmadığım bir şeyi sadece moda diye giymem. Ama bir şeyi beğendiysem, markasız da olsa dolabımdaki en sevdiğim parçalardan olabilir. Trendleri takip etmeyi severim, yeni şeyler denemeyi de. Klasik ve düz bir tarzım olduğunu söyleyemem. Giyinmek benim için bir eğlence; düz şeyleri sıkıcı buluyorum ve giydiğim parçaların bir esprisi olsun istiyorum.

Ortağın Mina ile birlikte geçen yıl The Latest Thing'i kurdunuz. Markanın DNA'sı kişisel stilinle ne derece örtüşüyor?
The Latest Thing, erişilebilir fiyat aralığında, trendleri modern formlarda uyarlayan, tasarımcı algısı olmayan online bir kadın giyim markası. Sezonda bir koleksiyon çıkarmak yerine belirli aralıklarda yeni ürünler çıkarıyoruz. Balon kollar, fırfırlar, hayvan desenleri ve slip elbiseler gibi sezonun trend
desen ve siluetlerini çalışıyoruz. Kuruluş aşamasında hayalimiz, kendi tarzımızı yansıtan, cool parçalar bulabileceğimiz, fiyat aralığı erişilebilir lüks kategorisinde olan bir marka oluşturmaktı. Ben her tip markadan alışveriş yapmayı ve farklı parçaları karıştırmayı seviyorum. Dolabımdakibazı parçalar evladiyelik olsa da çoğu sezon trendlerini yansıtıyor.

The Latest Thing için sırada ne var?
Henüz yolun başındayız. Hedefimiz daha çok bilinirilik yaratmak, global bir marka olmak, kendi web sitemiz üzerinden dünyaya satış yapmak ve belki bir gün ihracat yapmak. Birçok ünlü markanın üretimini yaptırdığı bir ülkede yaşıyoruz, bu potansiyeli değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Hem iş gereği hem de kişisel ilgin doğrultusunda modayı yakından takip ediyorsun. Sonbahar/Kış 2019/20 trendlerinden hangileri için heyecanlısın?
Danteller, neonlar, kış renklerine bürünmüş floral desenler, volümlü omuzlar ve hayvan desenleri beni heyecanlandıran trendler arasında. Neon renkleri kazak ve trikolarda tercih ediyorum. Omuz volümü ise ister kazak, ister elbise ya da dış giyimde olsun, bence her zaman görünüme hava katıyor. Yazın giymeyi çok sevdiğim floral desenlerin kışa geçiş yapması çok iç açıcı. Ayrıca uzun emprime elbiseleri botlarla kombinlemeyi çok seviyorum. Önümüzdeki kış hayvan desenlerinde daha çok benekler ve zebra desenleri ağırlıkta olsa da benim vazgeçilmezim her zaman leopar deseni olacak.

Gardırobunun yangında ilk kurtarılacak parçası hangisi? Hikayesi nedir?
Seçmek zor. Venedik'te ilk gece giydiğim Reem Acra couture elbise olabilir. Anısı çok özel!

Favori tasarımcı ve markaların hangileri?
İlk aklıma gelenler Rasario, Zimmermann, Ganni, Love Shack Fancy, Alessandra Rich, Isabel Marant, Rosie Assoulin ve Saint Laurent.

Şu sıralar ne dinliyor, okuyor ve izliyorsun?
Elektronik müziği çok seviyorum, özellikle şu sıralar Peggy Gou ve Black Coffee'yi çok dinler oldum. Dizi olarak en son Chernobyl'i, film olarak ise Hotel Mumbai'yi izledim. İkisinden de çok etkilendim. Özellikle gerçek hikayesi olan dizi ve filmleri seviyorum. Şu sıralar başucumda Dr. Harold Lancer'a ait, Younger adlı anti-aging hakkında bir kitap var. Cilt bakımıyla çok ilgiliyim ve geceleri uyumadan birkaç sayfa okuyorum.

Şu an seni bir yere ışınlayabilsek, nasıl bir yerde kimlerle olmak isterdin?
Burning Man'e ışınlanmak isterdim. Dört senedir gidiyorum ve bu sene kaçıracağım için çok üzülüyorum. Oradayken hayattan biraz kopuyor ve anı yaşıyorsunuz. Cep telefonu çekmiyor, paraya ihtiyacınız yok, istediğiniz gibi giyiniyorsunuz… Hava karardığında, neon ışıklar, ledler yandığında eşsiz bir sahne oluşuyor, dünyadan çok uzakta bir yerdeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. Yanımda eşim ve en yakın arkadaşlarım olsun isterdim, onlarla tekrar orayı yaşamak isterim...