Haremlique Istanbul’un yeni koleksiyonu: Gates of Paradise
LIFESTYLE

Haremlique Istanbul’un yeni koleksiyonu: Gates of Paradise

Haremlique Istanbul’un kurucu ortağı ve kreatif direktörü Banu Yentür’ün Aşiyan’daki evine konuk olduk. Markanın yeni koleksiyonu Gates of Paradise’ı araladık.

GÜNCELLEME TARİHİ: 19 Aralık 2019

Çimen Uzsoy G.
Fotoğraflar Serkan Eldeleklioğlu

Haremlique Istanbul'un yeni koleksiyonunun adı Gates of Paradise. Nedir hikayesi?
Koleksiyonlarımız her zaman kendi kültürümüz ve tarihimizden esinlenilmiş bir desen tasarımının altında hikayelenir. Desenlerimizi, koleksiyonlarımızı hazırlarken bütün bu detayların en doğru şekliyle yorumlanabilmesini ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasını çok önemsiyoruz. Bu nedenle sanat tarihi alanında uzmanlaşan Prof Dr. Agâh Tarkan Okçuoğlu tasarım ekibine danışmanlık veriyor. Birlikte yaptığımız çalışmalar sırasında 18. yüzyıla ait, Muhammediye Kapıları olarak adlandırılan çizimleri içeren çok eski bir kitapla tanıştırdı bizi. Bu dokümanın içindeki çizimler bize ilham verdi. Motiflerden kendi hikayemize uygun bir kompozisyon oluşturup çizimini gerçekleştirdik. Sonunda ortaya Gates of Paradise çıktı. Değerli işlemelerle süslenmiş kapılar ve bu kapılar ardında saray bahçelerini andıran detaylarıyla ana deseni hazırlarken toile de jouy tekniğini kullandık. Eserde kullanılan teknik ve malzemeler itibariyle kaçınılmaz bir tercihti. Zaten bu çok sevdiğimiz tekniğin koleksiyonlarımızda her zaman önemli bir yeri olmuştur. Dolayısıyla bu tasarımdaki motifler de günümüze uygun olarak çok güzel hayat buldu.

Gates of Paradise'da hangi parçalar yer alıyor?
Kapılar ve detaylarını oluşturan meyve sepetleri, girlantlar ve değerli mücevher görüntüleriyle, desen farklı teknik ve materyallerle farklı yorumlar kazandı. Emprimeden jakarlı dokumaya çeşitli kumaşlarla yatak örtüleri, dekoratif yastıklar, Amerikan servisler, çantalar hazırlandı. Ayrıca kombin desenler ile kimonolar ve şallar da koleksiyona eklendi.

Bir başka yeni koleksiyon ise Tünel. Gates of Paradise'a nazaran daha sade bir tasarıma sahip...
Koleksiyonlarımızda markamızın inisyali her zaman büyük rol oynuyor. Bu koleksiyon özelinde inisyalimizi daha geniş bir temaya taşıyıp ürün gamını genişlettik. Daha yalın görünümler ve renklerden oluşan koleksiyonu, İstanbul'un enerjisi yüksek ama tarihi değerini de korumuş bölgelerinden Tünel ile adlandırmak istedik. Yine jakarlı dokumalar ve nakış detayları var. Her zaman yalın stilimizin yansıması olarak nevresimlerimizin tek rengi olan beyazın yanına bu kez antrasit ve bej zeminler ekledik. Tünel'de ayrıca keten misafir havluları ve kaşmir throw gibi ürünler de yer alıyor.

İlhamı geçmişten alıp, tasarımları modern bir estetik anlayışla hayata geçirerek zamansızlığı yakalıyorsunuz. Tüm bu süreç nasıl işliyor?
İki koleksiyonumuzun hazırlık süreci ve anlattığı hikaye aslında bu yorumun bir özeti. Her zaman zengin kültürümüzden ilham alıyoruz, kültürümüzün unsurlarını çağdaş dokunuşlarla yeniden yorumluyor ve marka kodlarımıza göre rafine ediyoruz. Düşündüğümüz her şey aslında moda olmaktan uzak, zaman endişesi içermemek üzere yorumlandığı için istediğimiz sonuç ortaya çıkıyor.

Çok şık bir sofra hazırlamışsınız. Dostlarınızı sık sık evinizde ağırlar mısınız? Böyle bir sofra hazırlarken en çok nelere dikkat edersiniz?
En sevdiğim ev hallerindendir masa etrafında geçirilen zamanlar. Eş, dost, aileye güzel, keyif alacakları sofralar hazırlamayı çok severim. Hatta tek başıma da olsam kendime… Genelde evimde, soframda sevdiklerimle olurum. Aslında konuklarımın ve mevsimlerin etkileri ile sunacağım yemekler bir arada hikayelenir. Hayatımda her yaptığım şeyin bir hikayesi olsun isterim.

Masalarımda özellikle Amerikan servis kullanmayı seviyorum çünkü herkes için tek tek düşünülmüş hissi beni keyiflendiriyor ve daha çok tema yaratabiliyorsun. Her zaman ilk olarak masa örtüleri ve Amerikan servisleri seçerek başlamak bence iyi bir tercih. Sonra onları besleyen ve keyiflendiren aksesuarlar gelir. Akşam yemeği benim için mumsuz olmaz. Daha doğrusu, aslında akşamları evim hiç mumsuz olmaz;
benim için en rahatlatıcı, yumuşatıcı ve bir o kadar da şıklık veren detaydır.

Yılbaşı sofrası için sizden birkaç stil ipucu istesek?
Bence özel günler için güzel kolalı bir keten, masa üzerinin olmazsa olmazı. Haremlique Istanbul'un keten üzerine Gates of Paradise siyah Amerikan servisleri çok beğendiklerim arasında. Bunları, aksan olarak turuncu ya da yeşillerle bir arada uygulamak ortama güzel bir ışık katacaktır. Yeni yıl masasında üzüm, hurma, kırmızı elma ve nar da bolluk bereket adına çok keyif verici detaylar.

Haremlique à la Mer plaj giysi ve aksesuarlarıyla modaya doğru bir adım atmıştınız. Benzer projeleriniz olacak mı?
Haremlique Istanbul altında, Haremlique à la Mer aynı tasarım dilinde yaklaşık beş senedir mevcut. Sayfiye yerlerinde artan satış noktalarımızla, işi profesyonel olarak biraz farklı bir yere taşımaya başladık. Dolayısıyla aslında iki marka aynı çatı altında birbirinden farklı bir iş ve zaman planına sahip olmaya başladı. Hatta konfeksiyon konusunda daha fazla ilerleyebilmek, koleksiyonu daha iyi kurgulayabilmek için konusunda çok deneyimli İtalyan bir tasarımcıdan danışmanlık almaya başladık bu sezon ilk defa. Selamlique, Haremlique ve Haremlique à la Mer zaten yeterince yoğunluğu olan ve çok hassasiyet isteyen markalar; bu nedenle herhalde şimdilik bunlar üzerinde kalmalıyız.

Miami, Riyad ve Kuveyt'te de mağazalarınız bulunuyor. Yurtdışında başka mağazalar açmayı planlıyor musunuz yakın gelecekte?
Yurtdışında hem kendi mağazalarımızı açmak hem de çok katlı mağazalarda yer almak üzere çalışmalarımız devam ediyor. Şu anda planlarımızda öncelikli olarak İngiltere ve Amerika yer alıyor. Miami'deki mağazamızda farklı bir yapılanma üzerinde heyecanla çalışıyoruz.

Şu sıralar kişisel gündeminizde neler var? Neler okuyor, izliyor, dinliyorsunuz?
Yalnız zaman geçirmeyi seviyorum. Mesleğimi, bilgimi besleyecek kitapları incelemeyi seviyorum. Şu aralar Yazıda Ahenk ve Renk adlı sergiyi gezerken aldığım aynı adlı kitabın üzerindeyim. Dinlemek deyince çok geniş bir yayılımım var; moduma göre dalgalanan bir zevk diyelim. Ama sabah gözümü müzikle açarım ki, son üç aydır sadece piyano dinliyor olabilirim, ekstrem bir ruh haliyle uyanmadıysam. Çok televizyon izleyen biri değilim ama film seyretmeyi severim. Netflix'te belgesele dayalı dizileri seyretmek bana keyif veriyor. İyi bir Instagram kullanıcısıyım; bence doğru kullanıldığında güzel bilgiler ve enerjiler alacağın, paylaşacağın bir mecra. Bir de benim gibi fotoğraf çekmeye meraklı olanlar için. Albüm oluşturmak çok keyifli geliyor, o an hissettiğim birkaç cümleyle…