My Life My Style: JJ Martin
LIFESTYLE

My Life My Style: JJ Martin

La Double J markasının yaratıcısı JJ Martin’in Milano’daki eklektik evi, gökkuşağı renklerindeki vintage gardırobuyla uyum içinde.

GÜNCELLEME TARİHİ: 15 Şubat 2020

Lucy Halfhead
Fotoğraflar Josh Shınner

Los Angeles doğumlu, Milano merkezli moda markası La Double J'nin kurucusu JJ Martin, "Herkesten farklı olduğumu düşünüyorum ve bu benim açımdan hiçbir zaman problem olmadı. Hatta bu fikri sevdiğimi söyleyebilirim." Desen zengini tasarımlarıyla bilinen Martin, markasına ait göz alıcı bir elbiseyle bizi aydınlık dairesinde karşılıyor. Etrafı gezdirirken ona sevimli pug cinsi köpeği Pepper eşlik ediyor. "Milano'ya taşındığımda bavulum vintage kıyafetlerle doluydu. Şehrin sokaklarında yürüdüğümde insanların bana bakıp içlerinden, 'Ne giyiyorsun öyle?' diye düşündüklerini hissediyordum. Şimdiyse herkes bu vintage kulübe katılmak istiyor!"

Jennifer Jane Martin, JJ lakabını lise yıllarında sınıfında yer alan diğer üç Jennifer'dan ayırt edilebilmek üzere aldığını söylüyor. "Son derece maskülen bir çevrede büyüdüm. Babam bir avcıydı. Kısacık küt saçlarımla, erkek kardeşimin kıyafetlerini giyer, onlarla beraber kampa giderdim." Ergenlik döneminde ise biraz isyankar olduğundan bahsediyor; saçlarına perma yaptırmış, batik tişörtler giymeye başlamış, pembe dudak parlatıcısı ve mavi far sürüyormuş. "Geriye dönüp baktığımda zevk sahibi olduğumu söyleyemem. Fakat modaya karşı güçlü bir çekim duyuyordum ve o dünyada yer almak istememe rağmen işe nereden başlayacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu."

University of California'da retorik dersleri alan Martin, Paine Webber New York'ta finans alanında çalışmaya başlamış, ardından kariyerine Calvin Klein'ın pazarlama ekibinde devam etmiş. Vintage parçalara olan düşkünlüğünü Manhattan'da yaşadığı dönemde keşfettiğini söyleyen JJ, bu tutkusundan şöyle bahsediyor: "İstisnasız her hafta sonu Chelsea'deki bitpazarına giderdim. Bir keresinde sadece 12 Dolar'a inanılmaz bir kürk palto almıştım. O anki heyecanımı ve mutluluğumu tarif edemem. En sevdiğim parçalar ise desenli olanlardı. 25 yıllık vintage koleksiyonumda sadece iki adet siyah parçaya yer verdim."

New York'ta yaşadığı dönem Martin, eşi Andrea Ciccoli ile bir partide tanışmış. Bir yıl sonra Milano'ya taşınmışlar ve Martin bir haber sitesinde çalışmaya başlayarak medya dünyasına adım atmış. Yaptığı işlerle kısa sürede ünlü moda yazarı Suzy Menkes gibi isimlerin dikkatini çekmiş ve Tribune gazetesinde çalışma teklifi almış. Ardından Harper's Bazaar US, WSJ ve Wallpaper gibi dergilere İtalyan modası ve tasarımları hakkında yazmayı sürdürmüş. O yıllarda İtalyan stilini keşfettiğini anlatan Amerikalı tasarımcı, İtalyanlar'ın güzelliği her fırsatta takdir ettiklerini gözlemlemiş: "İtalyanlar, hayattan keyif almak için çevrelerinde mutlaka aile ve dostlarının olmasını isterler." Milano, 18 yıldır Martin'in yaşadığı adres ancak bugün bile buradaki hayata adapte olmakta zorluk çektiğinden bahsediyor. "Bir Amerikalı olarak başarmaya ve daha fazla kazanmaya odaklıyım. Milano'da ön planda olan şeylerse deneyimler ve ruhsal durumunuz. Aslında İtalyanlar'ın önem verdiği tek bir şey var; gerçekten iyi vakit geçirebilmek."

2015 yılında hayata geçirdiği online dergi La Double J'de Martin ilk iş olarak geniş vintage mücevher ve kıyafet koleksiyonundan parçaları, tanıdığı göz alıcı Milanolu kadınlar üzerinde satışa çıkarmış. "Sofistike İtalyan kadınları olarak bilinen sciùra'lara karşı duyduğum saygıyı göstermek istiyordum. Son derece şık olan ve lady olarak anılan bu kadınlara büyük bir hayranlık duyuyordum."

Martin'in o dönem büyük bir hevesle, sekiz vintage deseni buluşturarak tasarladığı kabarık elbise, Como'nun en köklü tekstil şirketi Mantero'nun arşivlerinde yer almayı başarmış. Akabinde Matchesfashion.com'un kurucu ortaklarından Ruth Chapman tarafından keşfedilen La Double J'nin kısa sürede ne kadar popüler bir marka haline geldiği malum. Günümüzde hazır giyim, aksesuar, mayo ve gece elbisesi koleksiyonları sunan site, tabak, vazo ve çarşaf tasarımlarıyla ev dekorasyonu için de eşsiz alternatifler yaratıyor. Desenlerin yüzde 90'ı vintage kumaş ve duvar kağıtlarından ilham alıyor. Martin, tekstil alanında Mantero dışında Mascioni, ayrıca seramik şirketi Bitossi ile de çalışıyor ve İtalya'nın adı çok duyulmamış tarihi üreticilerine bu sayede ışık tutmayı başarıyor.

Sitede yer alan tüm parçalar için Martin şu yorumda bulunuyor: "Tıpkı bir kombine eklenen katmanlar gibi tüm parçalarda minimumdan maksimuma doğru yol almak mümkün. Markanın son kapsül koleksiyonu Goddesses, altı efsanevi tanrıçayı konu alan kaleydoskopik desenler içeriyor. "Ruhsal açıdan sahip olduklarımı şirketime aktarmaya ve bu sayede kadınların kendileriyle kurdukları bağı güçlendirmeye destek olmaya çalışıyorum. Kadın ruhu ve meditasyonun her çeşidi beni büyülüyor. Yani durup dururken, 'Neden Tanrıça Athena'yı bir yastığa işlemiyorum ki?' demedim!"

Martin'in yaratıcı gücü, 50'li yıllarda inşa edilen apartman dairesine de yansımış. Bu daireyi bulana kadar üç senede 90'dan fazla ev gezdiğini anlatıyor. "Büyük değişimler yaratmayı severim" diyor ve girişteki holün duvar rengini tam 15 defa değiştirdiğinden bahsediyor. Odaları süsleyen çok sayıda antika parça arasında Osvaldo Borsani sandalyeler ve yemek odasının duvarındaki 18. yüzyıldan kalma Sicilya'ya özgü tablo özellikle dikkat çekici. Aynı şekilde salonda da birçok etkileyici detay var; kadife De Padova kanepe, İtalyan kasabası Pesaro'ya yaptıkları bir seyahatten aldıkları ayna, Prada ile Holliday & Brown'ın 2004'teki işbirliğinden vintage kumaşlarla kaplı koltuklar, sanatçı Ruben Toledo'nun Martin'e yollamış olduğu teşekkür mahiyetindeki suluboya tablo...

Misafir odasının Stig Lindberg'in retro kumaşlarıyla kaplı duvarlarıysa, Los Angeles yıllarından kalma, anneannesine ait floral tablolarla bezeli. Dairenin yasemin ve mor salkımlarla çevrili muhteşem terası, Duomo di Milano Katedrali'nin de dahil olduğu harika bir şehir manzarasına sahip.

Martin'in gerçek bir vintage hazinesi olan gardırobuysa La Double J'nin renkli ve gösterişli parçalarına ev sahipliği yapıyor. Valentino ve Pucci tasarımlar, işlemeli uzun bir Yves Saint Laurent elbise, 70'lerden kalma Oscar de la Renta gece elbisesi bunlardan sadece birkaçı. Miu Miu, Loewe, Aquazzura, Marni, Prada, Gucci ve Ferragamo imzalı tasarımlarla dolu ayakkabı rafı, Martin'in bir başka tutkusunu açığa çıkarır nitelikte. "Gördüğünüz gibi ayakkabılara bayılıyorum!" diyor ve devam ediyor; "La Double J tamamen pozitif enerjiye odaklı bir marka. Mutluluk veren kıyafetlere ve eğlenceli bir moda algısına sahip. Asıl hedefim, dünyayı bu marka aracılığıyla biraz daha aydınlık bir yer haline getirebilmek."