İstanbul'un en güzel kokan evi
LIFESTYLE

İstanbul'un en güzel kokan evi

Rebul’un ortaklarından Nüket Filiba’nın İstinye’deki evinde bir araya gelip, şu sıralar oldukça yoğun olan iş hayatını, stilini ve gündemindekileri konuştuk.

GÜNCELLEME TARİHİ: 25 Şubat 2020

Çimen Uzsoy G.
Fotoğraflar Serkan Eldeleklioğlu

Köklü markaların kişisel hikayelerimizde özel bir yeri vardır. Sizin Rebul ile olan hikayenizi dinleyebilir miyiz?
Rebul benim için 5-6 yaşlarımda dedemin evindeki mis kokulu sarı kutudur. 2004 yılında tesadüfler sonucu Türkiye'nin en köklü ve önemli markalarından Rebul'un dördüncü kuşak temsilcisi Kerim Müderrisoğlu ve aile dostumuz Korel Bingöl ile yollarımız kesişip ortak olduktan sonra, 17 yıldır Rebul ve kokunun anlamı tabii ki benim için değişti.

Son yıllarda marka büyük bir yenilenme yaşadı. Bu dönüşüm süreci nasıl başladı ve gelişti?
Ortaklığımız ile Rebul'un markalaşma hikayesinde bir dönüm noktası yarattığımızı düşünüyorum. 1895'ten beri her jenerasyonun birbirine aktardığı, kurucumuz Jean Cesar Reboul'un, "Kalite ve güven Rebul ailesinin en önemli mirasıdır'' sözü marka sahipleri olarak bizim en büyük sorumluluğumuzdu. Bizlerden önce Rebul, Türkiye'nin en güvenilir eczanesi ve Türkiye'nin en eski ve kaliteli lavanta kolonyası idi. Ortak olduğumuzda benim hayallerim vardı; tüketiciye yakın olabileceğimiz, köklü hikayemizi ve mirasımızı anlatabileceğimiz perakendecilik alanına da el atmak istiyordum. Markanın geçmişinden ilham alacağım, cilt ve koku uzmanlığımız ile tüketiciye sunabileceğim o kadar çok şey vardı ki... Bu hayallerimi gerçekleştirdik. Atelier Rebul ile kendimizi, ulaşılabilir lükste cilt bakım ve koku uzmanı olarak tanımlıyoruz. Kokunun her alanına girmeyi başardık. Bunu yaparken güven, kalite, doğallık ve samimiyet hep korumaya çalıştığımız marka kodlarımız. Atelier Rebul'un sadece kozmetik ürünlerden ibaret olmak yerine tüketiciye bir hayat tarzı yansıtmasına ve markanın bir tavrı olmasına çok dikkat ediyoruz. Mağazalarımızda özel bir deneyim yaşatmaktan, kişiye özel hizmet vermekten mutluluk duyuyoruz. Bugün Türkiye'de 21 mağaza ve online'da hizmet veriyoruz, 2021 sonunda ise 30 mağazaya ulaşmayı hedefliyoruz.

Rebul'un lavanta kokusuyla başlayan öyküsü bugün onlarca farklı çeşide dönüştü. Atölyenizde her sezon yeni kokular yaratılıyor. Dışarıdan çok zevkli bir sürece benziyor, öyle mi gerçekten?
Öncelikle ikonik lavanta kolonyamızın hikayesinden bahsetmek isterim. Önceleri Bay Reboul'un bahçesinde yetiştirilen lavantalardan elde edilen kolonya, daha sonra her yıl Fransa'nın güneyindeki Grasse kentine yakın bölgelerden gün ağarana kadar toplanan, kokusuyla fabrikanın ağır havasını yok eden lavanta çiçekleri ile üretilmeye başlandı. Bugünse dediğiniz gibi yüzlerce farklı çeşit var. Köklü formüllerimiz ve koku uzmanlığımız ile yaratılan parfüm, kolonya, mum, çubuklu oda parfümleri, banyo ve vücut, cilt ve saç bakım kategorisindeki ürünlerimizde kullandığımız güçlü ve kaliteli içeriklerin yanı sıra yenilikçi, transparan yaklaşımımızın da markayı özel kıldığına inanıyorum. Gerçekten hem çok zevkli, hem de çok yaratıcı bir serüven. Tüm ürünlerimizi Ar-Ge merkezimizdeki laboratuarlarımızda geliştiriyor ve kendi tesislerimizde üretiyoruz. Ürünün markanın ruhuna bürünerek tüketiciye ulaşması uzun ama keyifli bir serüven. Bizim tüketicilerimiz için koku, heyecan ve beklenmedik bir hikaye anlamına geliyor.

Sizin favori kokularınız hangileri?
Atelier Rebul'un zamansız imza koleksiyonlarından İstanbul ve Pera klasiklerim oldu. Mısır Çarşısı'ndaki baharatlardan gelen çok özel kokusu, İstanbul'un Doğu ve Batı'nın sentezi olması, bu ilhamla tasarlanmış ambalajı ve tabii ki ismi koleksiyonu çok değerli kılıyor. Son dönemki favorim, yeni çıkan Cologne Absolue, Patchouli D'or ve Cardamom Oud. Bu kış ikisi de hep üzerimde. Ev kokusu olarak, salonumda Hemp Leaves ve Flower Fusion kullanıyorum. Odalarda ise doğal kokulu DeStress en çok kullandığım ürün. Geceleri rahatlamaya ve kolay uyumaya yardımcı oluyor.

Geçtiğimiz aylarda gerçekleşen Tuvana Büyükçınar x Atelier Rebul projesiyle moda dünyasına da dokundunuz. İlerisi için benzer planlarınız var mı?
Daha önce de Tuvanam defilesi ve Los Angeles Moda Haftası'na sponsor olmuştuk. Kasım ayında İstinyePark mağaza açılışımızda misafirlerimizi özel bir proje ile karşılamak istedik ve Tuvana Büyükçınar ile hayallerimizi birleştirdik. Zamansız İstanbul koleksiyonumuzun ilhamıyla, Tuvana Büyükçınar'ın açılışa özel tasarladığı, limitli sayıdaki İstanbul eşarpları açılış davetimizde tanıtıldı ve hediye edildi. Yaratıcılığı, içtenliği ve enerjisi harika bir Atelier Rebul x Tuvanam projesiydi. Yenilikçi ve dinamik bir yapımız olduğundan, bizden her zaman yeni bir proje bekleyebilirsiniz.

Bu yıl Rebul 125. yılını kutluyor. Bizimle paylaşabileceğiniz planlarınız var mı?
Bizimkisi, Grand Pharmacie Parisienne'den Rebul Eczanesi'ne, Rebul Lavanta Kolonyası'ndan Atelier Rebul'e uzanan çok eski bir hikaye. Modern Türkiye'nin kuruluşuna tanıklık etmiş, bu topraklarda yaşayan herkesin hayatına bir şekilde dokunmuş, buna uluslararası başarılarını da eklemiş bir marka. Bu sebeple, kuracağımız Rebul 125. Yıl Müzesi, Pera'da yapılacak özel sergi, tarihsel filmimiz ve 1895 adet özel ürünle yeni yaşımızı kutlayacağız. Bu anlamlı kutlama ile uluslararası platformda İstanbul'un tanıtılmasında da önemli bir rol üstleneceğimizi düşünüyoruz.

Kişisel stiliniz oldukça sade, siyah ve beyaz ağırlıklı görünüyor. Nasıl tanımlarsınız? En sık kullandığınız parçalar hangileri?
Sade stilimi tasarım aksesuarlarla zenginleştirmeyi seviyorum. Yoğun iş yaşamında rahatlığa çok önem veririm ancak spor şıklık vazgeçilmezimdir. "Less is more" stilimi güzel tanımlayan bir ifade. Doğal ve kendim gibi olmayı seviyorum. Aksesuar benim için çok önemli. Kıyafetin tersine, göze çarpan, kendini belli eden tasarım aksesuarlar tercihim. Büyük küpe ve kolyeleri severim. Türkiye'de Mon Reve ve Mystwind By Beliz favorilerim. Ayakkabı ve şal da benim için çok önemli.

İş için çok sık seyahat ediyorsunuz. Seyahatlerde bakım çantanızda neler bulunur?
Globalleşme yolunda ilk adımı 2017'de Belçika mağazaları ile atmıştık. Bugün Belçika, Almanya, Slovenya ve Suudi Arabistan'da mağazalarımız var. Aynı zamanda Çin'in önde gelen e-ticaret sitesinde de satıştayız. 2020'de Katar, Azerbaycan, Hırvatistan, Rusya ve Japonya ile mağaza açılışlarımızı devam ettirmeyi hedefliyoruz. Bu sebeple çok fazla seyahat ediyorum. Ferahlamak için Verbena & Ginger veya Green Tea kolonyamı mutlaka yanıma alıyorum. Bakım çantamdaki Atelier Rebul Pre+Probiyotik'li Serum ve sonrasında Nemlendirici ile cildimin yüksek orandaki nem ihtiyacını karşılıyorum. Yüzde 95'in üzerindeki doğal içerikleri iyi hissettiriyor. Yine yüzde 98 doğal içerikli Damask Gülü Micellar Water seyahat boyu, makyaj temizlemek için mutlaka yanımda oluyor. Vücudum içinse yüzde 96,42 doğal içerikli, alüminyum tuzu içermeyen, cildin nefes almasını engellemeden terlemeyi önleyen De-Stress Doğal Deodorant kullanıyorum. Seyahatte, bir davet ya da akşam yemeğinde kullanmak için makyajımın altına uyguladığım, birkaç dakika içinde cildime pürüzsüzlük ve gerginlik kazandıran Atelier Rebul Anında Sıkılaştırıcı Kompleks de hep yanımda. Atelier Rebul seyahat boyu parfümlerim de öyle.

İş kadını kimliğinizin yanı sıra iki çocuk annesisiniz. Çocuklarınızla nasıl kaliteli zaman geçirirsiniz?
Hem iş kadını hem de anne olmak aslında zor bir denge. İşten eve geldiğimde çocukların pozitif enerjisi tüm yorgunluğumu alıyor, onlarla olmaktan çok keyif alıyorum. Akşam yemeğini mutlaka beraber yiyor, çocuklar yatmadan önce ayrı ayrı sohbet ediyor, günün iyikileri ve keşkelerini konuşup kitap okuyoruz. Pazarları aile günümüz, özellike uzun kahvaltılara bayılıyoruz. Doğada vakit geçirmeyi çok seviyoruz. Fırsat buldukça seyahate giderek, yeni yerler keşfedip, gezip, eğlenip, kaliteli vakit geçiriyoruz.