Doğadan gelen başarı
LIFESTYLE

Doğadan gelen başarı

Uzun zaman önce stresli hayattan uzaklaşma kararı alarak, Bodrum’da yeni bir sayfa açan Işıl Tan, doğanın iyileştirici gücüyle bu şekilde tanışmış. Hatice Teyze Doğal Ürünler onun eseri.

GÜNCELLEME TARİHİ: 10 Temmuz 2020

Bade Çakar
Fotoğraflar Kutup Dalgakıran

Doğal ürün ve beslenme anlayışının henüz yayılmadığı dönemde Hatice Teyze Doğal Ürünler'i kurdunuz. Üstünden uzun zaman geçti; nasıl bir süreç oldu sizin için bugüne kadar?
İstanbul'da çok yoğun ve stresli bir yaşantıdan kaçarak Bodrum'a gelmemle başladı aslında her şey. Hızlı hayattan yavaş hayata geçince, beslenmemde de birtakım değişiklikler yapmaya başlamıştım. Bununla birlikte doğal ve katkısız beslenmeye merak sardım. Çok okudum, çok gezdim, çok araştırdım. Ve çok hızlı bir şekilde aksiyon alarak markamı kurdum. İlk ürünüm olarak da şu an artık imzamız haline gelmiş, nam salmış zeytinyağımızı çıkardık. Sekiz sene önce Türkiye'de doğal ürünler pazarı bu kadar gelişmiş değildi, insanların zaman içinde farkındalıkları arttı. Farklı markalar piyasaya girdi. Benim amacım en başından beri, doğallığın, saflığın gıda ve kozmetik ürünlerimizin temelini oluşturmasıydı. İddiamız katkısız, kıvam artırıcısız, sabitleyicisiz, kimyasalsız ürünleri insanlara ulaştırmak. Çünkü bu hepimizin hakkı.

Günümüzde sağlıklı, doğal ve organik beslenme algısı nasıl bir noktada?
Sağlıklı, doğal ve organik beslenme konusunda herkesin kafası çok karışık. Organik denen ne kadar organik, doğal ne kadar doğal emin olamıyoruz. Bir güven problemi var. Herkes alışveriş yaparken aslında kendi araştırmasını yapmalı, ürünün etiketini okuyup anlamalı. Bilgiye ulaşmak artık çok kolay.

Markanızla birlikte insanlara nasıl bir algı sunmak istediniz?
Bizim sloganımız "Doğal ürünler en doğal hakkınız". Dolayısıyla saflık, temizlik, doğallık, katkısız olmak markamızın yapı taşları. Hatice Teyze Doğal Ürünler dendiğinde, insanların ilk hissettiği şeyin güven duygusu olmasını istiyoruz.

Hatice Teyze çatısı altına girecek ürünler nasıl bir denetimden geçiyor?
İlk zamanlar tamamen kişisel merakım ve ilgi alanımdan kaynaklanan araştırmalar sonucunda ürünleri geliştiriyorduk. Şimdi Türkiye'nin her iline, pek çok eve konuk olan bir markayız ve kullanıcılarımızla ilişkimiz çok samimi. Onları dinliyor ve ürün geliştirme süreçlerimizde önerilerini mutlaka değerlendiriyoruz. Çok meraklı ve yenilik seven bir insanım. Daha önce yaratılmamış ürünleri hayata geçirmekten büyük zevk alıyorum. Bol bol okuyorum, geziyorum, soruyorum, kendimi eğitiyorum. Ekibimizde tarım ve ziraat mühendisleri, kimyagerler, çalıştığımız laboratuvarımız var. Toprak analizinden tohum seçimine, ürün geliştirmeden doğru paketlemeye kadar her süreçte doğru isimlerle çalışıyoruz. Çok sıkı bir devlet denetimi de var zaten. Sürekli kontrol ediliyor tüm ürünlerimiz.

Ürünlerinizin sürdürülebilirliğini nasıl sağlıyorsunuz?
Dünyada çoğaltılamayan tek şey toprak. Bir şeyler ekip biçtiğimiz topraklar çok kıymetli. Analizini yaptırıp, o toprakta en güzel ne yetişir bilmek lazım. Toprağın verimini bozmamak için bilinçli ekim yapılmalı ve toprağın da sürdürülebilirliği sağlanmalı. Biz bu doğrultuda Türkiye'nin en bereketli topraklarını araştırdık, keşfettik. Tarımı sürdürülebilir kılmak için çalışmalarımızı yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Ürün kalitemizi bu şekilde sağlıyoruz, standardımızı bu şekilde koruyabiliyoruz. Üretimdeki en büyük sıkıntı da bu zaten.

Sağlıklı yaşamı kişisel hayatınızda nasıl uyguluyorsunuz?
Bodrum bana iyi geliyor. İstanbul'un rekabetçi enerjisinden uzakta, sadece kendimle rekabet ederek, kendi hızımda çalışmak bana çok iyi geldi. Burada her gün yüzüyorum, köpeklerimle yürüyorum. Meditasyonum, kitaplarım ve işimle, güzel, huzurlu bir denge içinde yaşıyorum hayatımı. Tabii ki İstanbul'da, Feneryolu'nda açtığımız yeni mağazamız sebebiyle artık bir ayağım şehirde. Buranın dinamizmi bana ve markaya ekstra bir enerji de katmıyor değil.

Yoğun bir temponuz var, iş ve özel yaşantınızı nasıl dengeliyorsunuz?
Çok çalışmayı seven bir Oğlak burcuyum. Günümü önceden planlayıp, ona sadık kalarak geçirmeye çalışırım. Sabahları çok erken uyanırım, en önemli işlerimi sabahın erken saatlerinde hallederim, aklımdan çıkarırım. Günün geri kalanı genelde koşturmakla geçer. İşim artık hayatım olmuş ama biraz önce dediğim gibi dostlarım, hayvanlarım ve kitaplarımla güzel bir denge kurduğumu düşünüyorum. Kolay olmadı tabii ama yıllar içinde bu denge yerine oturdu. Her sabah büyük bir motivasyonla uyanıyorum. Hayattaki en büyük şansım, sevdiğim işi yaratmak oldu.

Boş zamanlarınızda yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler neler?
Çok boş zamanım olmasa da seyahat etmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi severim. Bu yeni dönemde maalesef bir süre gezme aktivitelerine dur demek gerekecek. Ben de bu sebeple birkaç online eğitim programına kayıt oldum. Bodrum özellikle kışın çok sakin, bu dönemlerde arkadaşlarıma daha çok vakit ayırmaya, sosyalleşmeye ayrı bir özen gösteriyorum.

Modayla aranız nasıl? Sürdürülebilir moda hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bodrum'a taşınmadan önce modaya çok meraklıydım. Alışveriş tutkunuydum diyebilirim. Ancak daha sakin ve yavaş bir hayata geçince insan her şeyi sorguluyor. Gerçekten neye ne kadar ihtiyacım olduğu konusunda artık daha bilinçliyim. Güzel giyinmeyi, yenilikleri takip etmeyi seviyorum ama boş yere alışveriş yapmayı sevmem. Tarzımı, stilimi iyi bildiğim için biraz keyfime, biraz da ihtiyaçlarıma göre alışveriş yapıyorum. Türk tasarımcıları ve Türk markaları çok yakından takip ediyorum. Onlardan alışveriş yaparak desteklemeye çalışıyorum. Modanın sürdürülebilir olması için biz tüketicilerin öncelikle bilinçlenmesi gerekir bence. Tüketen kişiler ne kadar bilinçli olursa ve sürdürülebilirlik talep ederse, moda sektörü de bu doğrultuda o kadar önemli adımlar atacaktır diye düşünüyorum.

Gardırobunuzun vazgeçilmez parçaları neler?
Tek parça elbiselerim hayat kurtarıyor. Her sezon birkaç yeni parça alırım. Basic tişörtlerim, şortlarım, keten pantolonlarım, Ali Güven Bodrum sandaletlerim gardırobumun temel parçalarıdır. Jean çok severim ama kalıbı, kumaşı çok önemlidir benim için. Gece hayatım fazla yok. Özel bir davete gideceksem mutlaka alışveriş yaparım. Topuklu ayakkabılar artık hayatımdan çıktı ama sırf kendimi şımartmak için zaman zaman yeni sezondan bir çift stiletto katarım dolabıma. Eşyalarımı temiz kullandığım için yıllarca giyerim. Kıyafetlerimi asla atmam.

Markanız için gelecek planlarınız neler?
Türkiye'de markamızın bilinirliğini artırmak, doğallığı ve lezzeti her eve taşıyabilmek ve tabii ki büyüyerek yurtdışına açılmak. Bereketli topraklarımızdan çıkan her lezzeti tüm dünyaya tanıtmak. Kısa süre önce, yöresel lezzetleri vurguladığımız tariflerimizle Youtube kanalımızı açtık. Türkiye'de e-ticaret yükselen bir değer. Biz de bu alandaki yatırımlarımızı artırıyoruz. En iyi müşteri deneyimini sunmak amacıyla, globaldeki en iyi örnekleri daha da geliştirerek kendi sitemizde uyguluyoruz. Önümüzdeki dönemde çeşitli marka işbirliklerimiz, mağaza workshop'larımız, online ve offline projelerimiz ve etkinliklerimiz olacak.