Sanat ve tasarımla iç içe
LIFESTYLE

Sanat ve tasarımla iç içe

Banu Çoruh, dekorasyon, sanat ve tasarımı Bann Art & Design’da bir araya getiriyor. Hayallerini yansıttığı konsept mağazasını kendisinden dinliyoruz.

GÜNCELLEME TARİHİ: 11 Temmuz 2020

Bade Çakar

Bann Art & Design'ın konsepti nedir?
Koleksiyonumuzda mekan dekorasyon objeleri, sanat eserleri ve giyilebilen ya da takılabilen sanat ve tasarım objeleri bir bütünlük içinde. Bu üç başlık altında marka ve tasarımcıları seçerken, piyasada tekrarını göremeyeceğimiz parçaları bir araya getirmeye gayret ediyoruz.

İşbirliği yapacağınız tasarımcılara ve koleksiyona ekleyeceğiniz parçalara nasıl karar veriyorsunuz?
Hem sektörün uluslararası arenada isim yapmış tasarımcılarıyla, hem de ülkemizin değerli sanatçılarıyla çalışıyoruz. Kalite kaliteyi, güzel güzeli çekiyor diyelim. Birbirlerini daha yukarı taşıyacak markaları eşleştiriyorum. Türk sanatçılar için de aynı durum geçerli. İsminin ve eserinin sevilen, itibar gören bir yerde temsil edilmesini istemek en doğal durum. Tabii, kişisel olarak da dostluk kurmak çok önemli, ticaretten önce duygu ve emek alışverişi ile başlıyor Bann'da hikaye. Tüm sergilediklerimizi evime alır gibi alıyorum aslında, sanırım olayın çıkış noktası bu duygu ile seçim yapabilmek, o zaman her şey çok sıcak ve samimi oluyor.

Dekorasyon, sanat ve tasarımın bir araya geldiği bir yer Bann. Hayatınızda bu üçlünün yeri nedir?
Bu üç olgunun birleştiği yer hayatımın oyun alanı. Hepimiz hayatlarımızı imkanlarımız izin verdiği kadar dekore ediyoruz. Anlayıp, ulaşabildiğimiz kadar sanat sahiplenip, yine kendimize ve bütçemize göre en iyi tasarıma sahip takı, giysi ya da eşya ile doldurduğumuz o alanın içinde hayatımızı sürdürmüyor muyuz?

'Dokunulabilir sanat' ve 'ulaşılabilir sanat' kavramları sizin için önemli. Markanızda bu kavramları ön planda tutmanızın nedeni nedir?
Bence bu, belki son on yılın en güzel gelişmelerinden. Yıllar önce sanat, sadece galerilerde, müzayedelerde görülebilen, bu nedenle de çekinilen, kendimizi hep eksik hissettiğimiz, karanlık noktamız gibiydi. Bann'ın, bu görünmez stres çubuğunun kırılıp aşılmasına öncülük eden sanat ve tasarım konsept mağaza öncülerinden olduğunu gururla söyleyebilirim. Bann'ın kapısı herkese açık. Mağazamızda herkes keyfine ve bütçesine göre sanatçı imzalı, tasarımı özel olan, fabrikada üretilmemiş artizan obje ve takılara harcama yapıyor. Bu bazen minicik bir heykel, bazen bir vazo ya da tablo olabiliyor. Bu sayede sanatın her türlüsü mağazamızda yaşatılıyor.

Bann'ın Karaköy'deki mekanını dizayn ederken, vermek istediğiniz duygu neydi?
Aslında tek önem verdiğimiz, sıcaklık duygusunu verebilmesiydi. Her şey birbiriyle ahenkli, bir mağazadan ziyade bir evin dekore edilmiş odasına giriyormuşsunuz hissi veriyor. Ziyaret eden birçok misafirimiz, "Şöyle oturup, ürünleri tek tek inceleyebilir miyim? " diye sorar bize. Biz de bir kahve veya çay eşliğinde bunu seve seve beraber yapmayı teklif ediyoruz.

Moda ve dekorasyon trendleri her zaman benzer şekilde ilerler. Sizce birbirlerinden nasıl etkileniyorlar?
Tabii ki olumlu yönde birbirlerini besliyorlar. Dekorasyonun tıkandığı yerde moda ilham kaynağı oluyor ya da tam tersi yaşanıyor. Bir bakıyorsunuz, Art Deco akımının uzantısı çizgiler kıyafetlerde ya da floral etki tüm evimizin eşyalarına yansımış... Her zaman birbirlerinin destekçisi ve tamamlayıcısı olduklarını düşünüyorum.

Modaya olan bakış açınız nedir?
Keyifle takip ediyorum ama sanırım hep zamansız çizgileri satın alıyorum. Minik detaylarla fark yaratmayı seviyorum. Dümdüz ve renksiz giyinip, kullandığım takı ve aksesuarlarla kişiselleştirmeyi seviyorum.

Kendi evinizde dekorasyon tercihiniz nasıl oldu?
İşçilik ve finishing bence dekorasyonun ana taşları. Bunlar çok iyi olunca, üzerine koyduğun obje ve eşyalar da kendini güzel gösteriyor. Yalın ve maskülen bir çizgisi var evimizin; gösterişten uzak, her şey detaylarda gizli.

Hayatta nelerden besleniyorsunuz?
Kendimi bildim bileli özgür ruh olduğuma inandım. Üniversite yıllarımda, tek tabanca yaşayacağıma, kök salmayacağıma, sadece işime gücüme bakıp, keyifli bir hayat süreceğime dair hayaller kurardım. Ama hayat beni bambaşka bir yere taşıdı, eşim ve kızlarımla kendi ailemi kurdum. Onlar en büyük esin kaynağım. Diğer güzellikler sırasıyla, sen isteyince sana doğru akıyor zaten.