Eskimiyorsun içimde
ÜNLÜ STİLİ

Eskimiyorsun içimde

“Ben nasıl inanmadımsa sana, sen de hiç inanmadın aslında benim senin için herşeyi ardımda bırakacağıma…”

GÜNCELLEME TARİHİ: 16 Şubat 2011

"Ben nasıl inanmadımsa sana, sen de hiç inanmadın aslında benim senin için herşeyi ardımda bırakacağıma…"

Kadın: "Sen bir yerlere gitme sevgili, hep hatıralar sandığımın en nadide parçası olarak kal! Eskiyi severim ben, ne varsa onda vardır… Solmuş, parçalanmış ve işe yaramaz da olsa, yaşanmışlığın değeri öylesine siner ki eskiye, insan kıyamaz eskiyi atıp, yerine yenisini benimsemeye… Eski sevgili, eskimiyorsun içimde…"

Adam: "Beni çağırdığını fısıldıyor içimde güzel bir ses… Bir an bile gözlerinde o anlamı hissedemezsem, bir an bile düşünmeden, senden geri dönerim… Bunu anlatamadım başka kimseye, anlatmam gerekene anlatmaya geliyorum… İşgale değil, kendi topraklarımı almaya geliyorum… Bu arada, gelirken bütün aşklara uğramış ve anlamış olarak geliyorum… Bir erkek konuşmayı değil ama yaşamayı tamamlamış olmalı kadınım…"

Her şeye rağmen aşkın büyüsüne inanan ve beklemekten vazgeçmeyenleri, bir solukta okuyacakları sihirli bir öyküye davet ediyoruz… Gazeteci Neslihan Demir tarafından kaleme alınan "Eskimiyorsun İçimde", aldatma sonrası kadın ve erkeğin yaşadığı duygusal çalkantıları her iki cepheden gözler önüne seriyor. Kadın ve erkek arasındaki yanlış anlaşılmalar, yargılar, ifade edilemeyen duygular, yarım kalan bir aşk hikayesinin sahnesinde netliğe kavuşuyor…

Uzun süre Atv'de yayınlanan yemek ve seyahat programı Kültür Aşı'nı hazırlayıp sunan Neslihan Demir, bu romantik esere imza atarak, bambaşka bir kimlikle çıkıyor karşımıza.

Kitabın dikkat çekici unsurlarından birisi de, eserde yer alan erkek mektuplarının, "Şakası yok bunun", "Seneler" ve "Aşkın Adı" şarkılarının romantik yorumcusu sanatçı Nedim Zeper tarafından kaleme alınması… Yani hem kadın hem de erkeğin dünyasına tarafsız bir bakış açısı yakalanırken, bu defa iki tarafa birden söz hakkı verilmiş oluyor.

Eskimiyorsun İçimde, asırlardır kadın ve erkeğin en büyük yarası olan aldatma gerçeğini, son derece duygusal bir bakış açısıyla yeniden karşımıza çıkarıyor. Aldatan mı yoksa aldatılan mı daha çok acı çeker?
Bir erkek niye aldatır, bir kadın niye aldanır?
Aldatmanın cezası müebbet midir, hafifletici sebepler göz önüne alınabilir mi?
Her şeyden önemlisi aldatmanın dönüşü var mıdır?
İşte tüm bu sorular, şiirsel bir anlatımla cevap buluyor, aşk yeniden, bir kez daha "hala buradayım" diyor…