Podyumların iki yüzlü modeli: Andrej Pejic
MODA

Podyumların iki yüzlü modeli: Andrej Pejic

Moda dünyasında her zaman yeni ve farklı yüzlere ihtiyaç var. Andrej Pejic onlardan sadece birisi. Ancak onu, diğer modellerden ayıran bir başka özelliği ise podyumların 'androjen çocuğu' olması. Hayat hikayesi belgesel olan Pejic, transeksüellerin de bu

GÜNCELLEME TARİHİ: 18 Eylül 2014

"New York'ta karlı bir kış gününde, en sevdiğim Thai restoranlarından birinde en sevdiğim arkadaşlarımdan film yapımcısı Eric ve eşiyle birlikte yemek yerken biraz tutuk şekilde açıklamamı yaptım: "Eric, sana bir şey söyleyeceğim. Hassas bir konu. Senin dışındaki kimseyi buna dahil etmeyi istemem. Çok kişisel bir şey. Bu sektördeki kimseye bunu anlatmadım, ajanstakilere bile. İki hafta içinde cinsiyet değiştirme ameliyatı olacağım. O zamana kadar birkaç iyi arkadaş dışında kimseye bunu söyleyebilme isteği duymamıştım, hele ki kameralara! Eric, sözleriyle bakış açımı sonsuza kadar değiştirdi.

"Bu, çok cesur bir yolculuğun güçlü bir bölümü! Film olur!" Gözleri heyecandan faltaşı gibi açılmış Eric'in dudaklarından dökülen ilk cümleler bunlar oldu. "Hikayen eşsiz. Seninle aynı durumdaki pek çok genç insana örnek olabilecek ve cesaret verecek bir şey bu. Bunu yapmalısın. Biliyorsun pek çok trans (transeksüeller) bu hayatta saklanmak zorunda. Olmadıkları biri gibi davranmaya zorlanıyorlar. Onlara böyle umut verebilirsin."

Daha önce moda organizasyonlarında beni birçok defa kameraya çekmişti. Eğer ona hayatımın en riskli döneminde izin verdiysem bu, onun başarısı. Bu belgesel böyle ortaya çıktı. Ve o günden bu yana hayatımın bir misyonu haline geldi. Şimdi belgeselin devamını tamamlamak istiyorum. İnsanlığı, acıyı, gözyaşını, gülmeyi, eğlenmeyi ve mücadeleyi konu alan film, transeksüel insanların hayatına biraz da olsa ışık tutabilir. İnsanlar arasındaki farklılıklar, eşit şartlarda yaşamamalarına neden olmamalı. Özetle benim gibi insanlar ve dünyanın geri kalanıyla aramızda bir köprü yaratmak istiyorum."

Andrej



Nilüfer TÜRKOĞLU
nilufer.turkoglu@caferuj.com.tr



Andrej Pejic ismini şimdiye kadar duymadıysanız ve kendisini hiç görmediyseniz, fotoğraflarına baktığınız zaman onun bir kadın olduğuna yüz yüz kalıbınızı basarsınız! Annesi Sırp, babası Hırvat asıllı Yogoslav model, podyumların en sıradışı modeli. Onu sıradışı yapan en büyük özelliğiyse aslında erkek olması. Fakat gerçek olmayacak kadar güzel bir kadın olarak karşımıza çıktığından bu yana, Andrej Pejic isminin bu dünyadaki yeri daha farklı. O, aynı zamanda transgender insanların seslerini duyurabilmesi ve haklarını arayabilmesi için çok özel bir isim.

Ocak 2011'deki Paris defilelerinde Jean-Paul Gaultier'nin hem erkek hem de kadın defilerinde ve Marc Jacobs'ın erkek defilelerinde yürüyerek ünlenen Pejic, henüz 23 yaşında. Modada kadın - erkek defilelerine ve markalara modellik yapıyor. Onunla ilgili bilmeniz gereken ilginç gerçeklerden biri de hiç kuşkusuz hem 'Top Model Erkek' listelerinin aranılan ismi olması hem de 'Dünyanın En Seksi Kadınları' listelerinde de adının yer alması.



Yunan heykellerini andıran biçimli silüetine eklenen baygın bakışlarıyla, inanılmaz çekici ve seksi. Cindy Crawford'un güzellik beninden eksik kalmamış dudaklarıyla onu karşı cins olarak görmek neredeyse imkansız.

Bekar annesi tarafından Balkanlar'da bir göçmen kampında büyütülen Andrej, en büyük hayalinin bir kadın gibi yaşamak olduğunu söylüyor. Henüz bu kadar ünlü olmadığı dönemde "Dünyanın En Sevimli Oğlanı" başlığıyla New York Magazine'e kapak oldu. Eğer bir başarı yakalamak istiyorsa, erkek olarak hayatını sürdürmesi gerektiğini söyledi ajansı ona. Ailesi de buna güvendi.

Kapalı kapılar ardında poz kesmekten bıkan model, her iki cinsiyette yaşamanın zorluğunu moda dünyasında kariyere dönüştürerek büyük bir başarı elde etti. İki cinsiyetli olmanın dezavantajını avantaja çevirirken yaşadığı problemleri arkasına aldığında dünyanın en önemli modacıları onu istiyordu.

Kendisini ve tercihlerini saklamadan ortaya çıkan Pejic, bugün bir mücadelenin gerçek simgesi. Hayat hikayesinin anlatıldığı 'Andrej(a)', transgenderlerin özgürlüklerini ilan edebilmeleri ve toplum içinde diğer insanlarla aynı haklarla yaşayabilmeleri için önemli bir adım. Balkan'larda bir göçmen kampından podyumlara uzanan bu çetrefilli yolculukta, cinsel kimlikleri adeta delip geçen bir yıldız. Hem sektörde hem de toplumsal hayatta yapılan ayrımcılıklara bir başkaldırı, adeta devrimin ta kendisi. Çünkü başka bir role bürünmüyor, olmadığı biri gibi davranmıyor. Sadece kendisi!