Made in Italy Serena Guardiani
MODA

Made in Italy Serena Guardiani

Yeni malzeme ve formları maskülen çizgideki cesur kadın ayakkabılarında sergilemek Serena Guardiani’nin işi. Aile markasında kadın koleksiyonlarının kreatif direktörlüğünde olan yaratıcı isme sorular yönelttik.

GÜNCELLEME TARİHİ: 15 Mart 2018

Röportaj: Güneş Uysalefe

Serena Guardiani genç yaşında büyük bir sorumluluk taşıyor; hem dedesi Dino Guardiani'nin kurduğu, babası Alberto Guardiani'nin markalaştırdığı bir üretimin devamı için çalışıyor hem de 'Made in Italy' kurumunu temsil ediyor. 1947 kuruluşlu ayakkabı markasında kadın koleksiyonlarının kreatif direktörü olarak görev alan üçüncü kuşak Guardiani, bir mirası koruyan müze görevlisinden ziyade onu zenginleştirmek için çalışan bir bilim insanına benzetilebilir. Erkek markası olarak doğan Guardiani, kendi maskülen dilinde ve çağın gustosuna ayak uyduracak şekilde kadınlara parçalar hazırlıyor ve özellikle sneaker kültürüyle özdeşleşiyor. Serena Guardiani, Istituto Marangoni mezunu ancak uzun süreli gözlem ve çalışmalar ardından iki yıldır bu önemli görevi yerine getiriyor. Metalik deri ve payet gibi malzemelerle hareketlendirdiği tasarımlarında, ortak algıda 'erkekler için' olarak yer etmiş model ve detayları şaşırtıcı formlarla evrimden geçiren yeni nesil İtalyan dehasını yakından tanıyoruz.

Alberto Guardiani'de dedenizin kurduğu markanın kreatif direktörüsünüz; bu rolünüze nasıl adapte oldunuz? Tasarlarken kendinize hatırlattığınız Guardiani prensipleri nelerdi?
İki yıldır Alberto Guardiani ve Guardiani kadın koleksiyonlarının başındayım. Bu pozisyona başladığımda tasarımlar çok feminen ve seksilerdi, bense daha maskülen bir stile yöneldim. Oxford ayakkabılar, bağcıklılar, motosikletçi botları ve spor ayakkabılara odaklandım. Markanın öncelikle bir erkek ayakkabı mirası olarak kurulmuş olmasından ve DNA'sından yola çıktım. Bunlardan ilham alarak kadınlara özel yine feminen malzeme, deri ve detayların yer aldığı yeni formlar hazırlamaya başladım. Aslında yaratım aşamasında her zaman kim için tasarladığımı düşünürüm; müşterinin beğenilerini moda ve trendlerden önce öğrenmek, her tasarıma stilize bir dokunuş getirip onları özel kılmak, Alberto Guardiani'nin hem kadın hem erkek koleksiyonlarında hep gözettiği bir şeydir.


Lana Del Rey, ruj görünümlü topuğuyla İtalyan markanın oyuncu yanını temsil eden ayakkabı tasarımıyla

70 yıllık mirası korumak ve aynı zamanda yenilikler getir mek için sizin izlediğiniz yol nedir?
Ben hep 'bir adım geri, iki adım ileri' derim. Benim için markanın değerlerini düşünmek çok temel bir görev; geleneksel zanaata sahip çıkmak, yeniliğe karşı tutku beslemek, ürünlere fonksiyonellik getirmek… Ancak kreatif direktör olarak benim görevim bu mirası yeni vizyonlarla zenginleştirmek. Örneğin bestseller tasarımları bambaşka bir malzeme ile yorumlamayı veya yepyeni bir tasarım hazırlarken yine materyal ve formlar ile sınırları zorlamayı, müşterilerimizin ilgisini çekmeyi hatta onlara ilham vermeyi seviyorum.

Alberto Guardiani kadını kimdir? Bize markanın tarzı ve tavrını tanımlayabilir misiniz?
Guardiani markasını tercih eden kadınlar modayı severler ancak ona bağımlı değildirler. Ayrıca profesyonel hayatlarında başarılı ancak özgür ruhlarını kaybetmemiş ve ironik bir mizaca sahiptirler. Çağdaş ve işlevsel dokunuşlarla farklı ve özgün stilleri yan yana getiren parçaların peşindedirler bir de. Stiletto giymek için fazlasıyla meşguldürler! Yanlış anlaşılmasın, stiletto giyerler ve bizim de koleksiyonlarımızda topuklu modeller yer almakta ancak kendileri seksi, zarif veya toplumla uyumlu hissetmek için onlara ihtiyaç duymazlar diyelim. Aynı ayakkabıyı gün boyu giyebilir ve kusursuz görünebilirler. Karakteristik özelliklerini dinamik, sağlam ve zarif kelimeleriyle özetleyebilirim size.

'Made in Italy' kurumuna diğer İtalyan markalardan farklı olarak nasıl değer katıp kendi dilinizde 'İtalyan' oluşunuzu dışavuruyorsunuz?
Alberto Guardiani markası klasik ayakkabı ile sneaker ilhamlı detayları birbiriyle yan yana getirmeye başladığında, bu güçlü bir imza haline geldi. Dünya çapında tanınır bir özelliğe kavuşmuştu ve evet, formel ve lüks model üretimi üzerine eğilmiş diğer İtalyan ayakkabı markalarının o ana kadar yaptığından çok farklı bir şeydi bu. İtalyan olmak aslında ne yaptığınız değil; onu nasıl yaptığınızla alakalıdır. Bizim geleneğimiz spor ayakkabı üretmek olmasa da biz onları lüks malzemeler, yüksek tasarım felsefesi ve zanaatkar detaylarla yani İtalyan usulüyle hazırlıyoruz.

Konu kişisel zevkiniz olduğunda siz hangi Alberto Guardiani modellerini tercih ediyorsunuz?
Spor olanları! Ginger adlı ayakkabımızın sandalet, sneaker ve bot olmak üzere farklı her modelini tercih ediyorum; çok fonksiyonel ve hafifler, kıyafetlerime güzel uyum sağlıyor.

OneSoul isimli unisex koleksiyonunuzun hikayesi nedir?
Her ne kadar sokak tarzı ve yüksek tasarımı kesiştiren sneaker modellerimiz olsa da gerektiği gibi doğru dürüst bir unisex ayakkabımız olmadığını fark ettik ve OneSoul projemize start verdik. Sonuçta günümüzün kadın ve erkek zevklerini birleştirirken iki ayrı ruhu da buluşturan, fonksiyonel ve formeli harmanlayan bu koleksiyon ortaya çıktı. İster takım elbise ister eşofmanla giyebileceğiniz ayakkabılar bunlar.

Projeleriniz?
Şu an bir Asya seyahati hazırlığındayım, yeni koleksiyonlar için yeni ilham kaynakları arayışında olacağım. Bence bu global piyasada sadece rakamlara veya müşter i yönelimler ine değil; aynı zamanda insanların alışveriş dışı hal ve tavırlarına da dikkat etmek gerekli.