Fotojenik vizyon
MODA

Fotojenik vizyon

Moda markaları arasında süregelen işbirliği furyasında, yeni sezon itibariyle fotoğraf sanatçıları da tasarım sürecine dahil oluyorlar. İhtiyaç duyulan bir trendin yeniden doğuşuyla karşı karşıyayız.

GÜNCELLEME TARİHİ: 19 Mart 2018

Güneş Uysalefe

Moda fotoğrafçılığı uzun zamandır ilk defa olumsuz bir itibara sahip. Terry Richardson ve Bruce Weber gibi işleriyle camiada saygı gören mühim şahsiyetler, cinsel taciz suçlamalarıyla karşı karşıyalar ve bu da, "Fotoğrafçılar kadın avcısıdır" önyargısını ne yazık ki gündeme taşımış durumda. Şöyle düşünün; İngiltere Prensesi Margaret'ın iki çocuğuna baba olan eşi, fotoğraf sanatçısı Snowdon Kontu Antony ArmstrongJones'un dahi, The Crown dizisinde, süjeleriyle beraber olduğu yansıtılıyor. Gerçek veya değil, bu kara leke romantize ve fetişize edilirken, neyse ki bu meslekten her birey aynı kabahatle itham edilmiyor. Hatta güncel örnekler gösteriyor ki, modanın onlara daha çok ihtiyacı var ama bu sefer reklam kampanyalarını fotoğraflamaları için değil, tasarlamaları için. Moda editörleri markalara danışmanlık verdikleri kadar tasarımcılık da yapabiliyorken, neden moda fotoğrafçıları bu misyonu üstlenmesinler? Carine Roitfeld eğer Uniqlo için kapsül koleksiyon hazırlayabiliyorsa, pek tabii Peter Lindbergh de benzer bir projede yer alabilir. Zaten bazı yeni işbirlikleri de bu teorinin kimseyi hayal kırıklığına uğratmadığını ve gelecekte daha sık görme ihtimalimizde hiçbir sakınca olmadığını kanıtlıyor.


Jean Paul Goude; onun grafik ve gerçeküstü stilini yansıtan Grace Jones portresi; Desigual için hazırladığı koleksiyon

Moda tasarımcısı olan birçok farklı yetenek, kendi uzmanlık alanları dışında kalan işlere 'alaylı' olarak atılıp, türlü başarılar elde ederken; başka sektörlerden, özellikle fotoğraf ve sinema gibi görsel işlerden saygın isimler nedense gerektiği kadar modaya tenezzül etmiyor. Yönettiği filmlerdeki başarısıyla Tom Ford bir yana, fotoğraf alanındaki başarılarıyla da kendilerinden söz ettiren Karl Lagerfeld ve Hedi Slimane gibi modacılara nazaran, kamerayı bırakıp tasarıma bulaşanların örneği az. Her ne kadar bir sanatçı işbirliği furyası yaşansa da, bir sebepten bu sanatın dalı nadiren fotoğraf oluyor. Oysa markalar kadar, imajlarını bizlere iletmek için başvurdukları fotoğrafçıların da beğenilerimiz üzerinde etkisi yok mu? Neon renk skalasında gezen Miles Aldridge, seksapeli çok seven Mert Alaş & Marcus Piggot ikilisi veya aykırı tavırlı Juergen Teller, bir şeyler tasarlasalar fena olmazdı hani. Bu ihtimallerin çok uzak olmadığı umudunu veren birkaç taze örnekten bahsedebiliriz. Bir zamanlar Salvador Dalí ve Calder gibi efsaneler mücevher tasarlarken ve günümüzde çağdaş sanatçı Jeff Koons lüks devlerine çanta koleksiyonu hazırlarken; şimdi sıra, belki de 1960'ların çok yönlü Andy Warhol'ünden bu yana ilk defa fotoğrafçılarda.


Louis Vuitton'un Monogram desenine getirdiği yorumla ikonoklast fotoğraf sanatçısı Cindy Sherman

Jeff Koons demişken; 2014 yılında ikonoklast olması sebep gösterilen Cindy Sherman'ın Louis Vuitton'a hazırladığı özel koleksiyon, hafızalarda yer edinmiş bir fotoğrafçı-modaevi işbirliği. Hem ilginç hem de yerinde bir kararla, fotoğrafçılara modadan daha kuvvetli sahip çıkan bir diğer sektör kozmetik. Kılıktan kılığa girerek kitsch karakterlere bürünen Sherman, aslında 2011 yılında M.A.C Cosmetics için kapsül makyaj koleksiyonu hazırlamış, adeta güzellik standartlarının genele yayılmasında fotoğraf sanatçılarının oynadığı role gönderme yapmıştı. Aynı marka bu sefer 2016'da vakfı aracılığıyla Helmut Newton adını özel ürünlere vermiş; aynı şekilde Nars, sado-mazo fetişini kullanışıyla nam salan Steven Klein'ı 2015 yılında ağırladıktan sonra, 2017 sonunda bu kez Man Ray'i onurlandırmıştı. Yerli kozmetik markası Note'un 2014'teki lansmanı için Nihat Odabaşı ile çalışmayı seçmiş olması ise Türkiye'den yegane örnek.

İmajındaki çizgisini, tıpkı makyaj malzemesi yorumunda olduğu gibi, somut bir ürüne çevirme işinde başarı elde eden bir isim varsa, o da Toiletpaper. Seletti ortaklığıyla bardak, çanta ve nevresim takımı gibi objelere imza atan Toiletpaper'ın kurucuları Maurizio Cattelan ve Pierpaolo Ferrari, son olarak İtalyan MSGM ile kapsül giyim koleksiyonu çıkarmışlar ve adeta bir monopole dönüşmüşlerdi. Ne de olsa en son 2009 yılında Tim Walker, Londra'daki Dover Street Market'ta satılmak üzere tasarımcı Peter Jensen ile özel birkaç parça hazırlamış ve aradan çekilmişti. Bu şimdi değişmek üzere...


Toiletpaper'ın kurucuları Maurizio Cattelan ve Pierpaolo Ferrari'nin Seletti işbirliğiyle hazırladığı ürünlerden biri

Raf Simons'ın İlkbahar/Yaz 2017 koleksiyonunda Robert Mapplethorpe'u onurlandırması peşi sıra gelecekleri yüreklendirmiş olsa gerek. Mesela Helmut Lang'in yeni lanse ettiği ve The Artist Series adını verdiği tişört koleksiyonu, Walter Pfeiffer ile başladıktan sonra, şimdi Japon fotoğrafçı Keizo Kitashima'nın işlerini taşıyan versiyonlarla internetten satışta. Ataktaki marka Jil Sander'ın yeni kreatif direktörleri Lucie ve Luke Meier'in ilk işleri ise sanatçı-fotoğrafçı işbirliklerinin yer alacağı The Interpretation Project'i başlatmak ve 2017 sonunda ortaya çıkan ilk edisyonda Mario Sorrenti'yi ağırlamak oldu. J.W. Anderson'ı sorarsanız, o da bu sezon Steven Meisel imzalı sürrealist bir kareyi, kreatif direktörü olduğu Loewe için bir masa örtüsü tasarımına taşıdı.


Jil Sander'ın işbirliğine gittiği Mario Sorrenti - Loewe reklam kampanyalarında imzası olan Steven Meisel, İspanyol marka için masa örtüsü de tasarladı

Bu vakalarda olduğu gibi fotoğrafçıların işlerini beyaz bir kumaşa basmak -özellikle de makyaj koleksiyonlarına kıyasla- en yaratıcı yöntem sayılmayabilir. Yine de, diğer yeteneklerin değil de bu isimlerin marka ile anılmasını tercih etmek bir manifesto.

İlkbahar/Yaz 2018 sezonu itibariyle kreatif direktörlük görevini efsane isim Jean Paul Goude'a emanet eden İspanyol Desigual ise bu iddiayı bambaşka bir boyuta taşımış durumda. Maksimalist stili kar maşadan adeta bir düğüm olan marka, taşkın ve renkli dünyalardan iyi anlayan Goude ile yan yana gelmeyi akıl edince ortaya eğlenceli bir koleksiyon çıktı, takip edecek sezonlara ve Goude'un mağaza dekoru dahil olmak üzere yapacağı tüm artistik değişikliklere dair merak uyandırdı.

En son 2014 yılında Live The Process web sitesi için legging tasarlayarak hayranları ve moda sektörünü şaşırtan David Lynch, geçtiğimiz aylarda bu sefer Alex and Dani markası altında Meditating Eye adlı özel bir mücevher koleksiyonu hazırladığının ve elde edilen gelirin bir kısmının kendi adını taşıyan vakfa bağışlanacağının haberini vermişti.

Sinema alanından, kamera arkasındaki böylesine saygın bir isim dahi tasarıma başvurabiliyorsa, markaların sözde 'influencer' veya yüksek sosyete üyeleri yerine yaratıcı projeler için fotoğrafçılarla el ele vermesi zaten daha ilgi çekici ve ters köşe olmaz mı? Hele bir de Instagram çağında olduğumuz, her şeyin sadece bir karenin gücüne baktığı düşünülürse!