Eyvah, Post-Truth modaya sıçradı!
MODA

Eyvah, Post-Truth modaya sıçradı!

Her şey 80’lerde başladı. Sokak aralarında, işporta tezgahlarında göze çarpan ‘bootleg’ler ilk kez o dönem ünlülerin üzerinde görüldü... Bir sahtecilik ekolünün dünü ve bugünü üzerine bir yazı.

GÜNCELLEME TARİHİ: 22 Mart 2018

Yazı: Çağla Bingöl

1983'te bir gün, Harlem'deki ünlü Dapper Dan butiğe gelen bir müşteri, mağaza sahibi Daniel Day'e yeni aldığı Louis Vuitton cüzdanını gururla gösteriyor. Müşterisinin gözündeki mutluluk ışığını gören Dapper Dan lakaplı, hip-hop'çuların vazgeçilmez gardırop gurusu Daniel Day düşünüyor: "Şu küçücük çantanın üzerindeki logolar bile bu adamı bu kadar mutlu etmeye yetiyorsa, bir de tüm kıyafetleri logolarla kaplı olsa…" Sadece düşünmekle kalmıyor, o andan sonra; Louis Vuitton, Gucci ve Fendi gibi dönemin en popüler logolarını, yaptığı tüm kıyafetlerin üzerinde kullanmaya başlıyor. İşte, 'bootleg' olarak anılan sahtecilik ekolü en büyük meyvelerinden birini böyle veriyor.

80'lerde Run DMC, Mike Tyson, Bobby Brown, Salt-N-Pepa, LL Cool J gibi ünlü isimlerin butiği olarak ünlenen Dapper Dan, dönemin ünlü atletlerinden Diane Dixon için balon kollu, oldukça ihtişamlı, deri bir ceket hazırlıyor ve üzerini silme Louis Vuitton monogram deseniyle kaplıyor. Böylece bootleg akımının poster çocuğu doğmuş oluyor. Daha önce Çin mahallelerinin sokak aralarında, işporta tezgahlarında, lokal pazarlarda göze çarpan bootleg'ler ilk defa ünlülerin üzerinde ana akım olarak kendini gösteriyor. Markaların sahtecilerle amansız hukuk savaşları da o gün başlıyor. En çok canı yanan markalar, haklı olarak mahkemelerin en sadık müdavimleri haline geliyor.

VE SÜRPRİZ: BOOTLEG PODYUMDA!
Son dönemde moda haftaları çok şaşırtıcı, çok yeni ve 'kural dışı' bir şeye sahne oluyor. İlhamını sokak modasından alan Vetements markası, uluslararası dev kuruluşların tişörtlerini ve çantalarını kopyalıyor, 'original fake' pazarları kuruyor. Resort 2017 koleksiyonu için Alessandro Michele, Dapper Dan'in sahte Louis Vuitton ceketinin Gucci kopyasını yapıyor ve bunu gören diğer genç tasarımcılar da bu hareketten güç alarak kendi 'çakma' versiyonları ile karşımıza çıkıyorlar. Haliyle moda dünyasının kafası karışıyor.

HUKUK SAVAŞLARI BİTTİ Mİ?
Alessandro Michele, Gucci'nin başına geçtiği 2015 yılından beri markanın imajı namına radikal değişikliklere imza attı. Maksimalist tarzı ile Gucci, moda dünyasına hareket getirdi. İtalyan modaevi artık gençleri hedef almak istiyordu; öyleyse onların kültürüne hitap etmeliydi. Bu nesil sahte kültürü ile iç içe büyümüştü. İşporta tezgahları, dev logolar, 90'ların ve bu dönemin çocuklarının gerçeğiydi. Artık kendi ile dalga geçebilecek sanatçılar, siyasetçiler, markalar görmek istiyorlardı. Bu anlamda Alessandro Michele'nin ilk attığı adım ve tasarladığı 'sahte çakma' tişörtler büyük ilgi gördü.

Dapper Dan, o dönem logo baskılı tişörtler konusunda yaşanan çılgınlıktan bahsederken, yoğun talebi karşılamak için gece gündüz üretim yaptıklarını anlatıyor. Logoları çoğunlukla lüks mağazaların çöpe atılan kolilerinin üzerinden aldıklarını söylüyor. Çok fazla ürünü, çok kısa sürede arz etmek içinse ucuz ve hızlı bir baskı transfer tekniği kullanıyorlarmış. İşte, Gucci'nin şimdi 600 Dolar civarında satışa sunduğu sahte çakma tişörtlerindeki daha hiç giyilmeden solmaya başlayan aşırı parlak renkler de bu teknikten ilhamını alıyor. Gucci, Resort 2017 koleksiyonunda 'Guccy' logolu sweatshirt'lerin yanı sıra Dapper Dan ceketinin taklidine yer verince; bu defa Daniel Day şikayetçi konumuna geçti. Çünkü ona göre tüm bu logoları kullanması taklit amaçlı değildi. Sadece Gucci, Louis Vuttion, Fendi gibi markaların yapamadığını yapıyordu. Mesela hip-hop'çuların çok sevdiği kürkleri, bomber ceketleri, tracksuit takımları, sweatshirt'leri…

2000'lerin başlarında kaykay kültürünün kült markası Supreme, Louis Vuitton monogramını kaykaylarında kullanınca iki marka arasında hukuk savaşı yaşanmıştı. Fakat Sonbahar/Kış 2017 koleksiyonu için aynı ikili, aradaki küskünlüğü noktalamakla kalmadı, bir de ortak koleksiyona imza attılar. Tüm bunlar, artık markaların kendilerini daha toleranslı, daha sempatik ve 'gençlerden biri' gibi gösterme isteklerinin ürünü olabilir. Ya da, "Sahte ile başa çıkamıyorsam, onlara katılırım, hem de daha tuzlu etiketlerle" diye düşünmüş de olabilirler. Bu da modaevlerinin artık mahkeme koridorlarını aşındırmayacakları anlamına gelebilir. Mesela Dapper Dan ve Gucci arasındaki konu da yine ortak hazırlanan bir koleksiyon ve Day'in 1992'de
hukuksal nedenlerle kapanan butiğinin Gucci desteğinde açılması ile sonlandı.

YENİ DÖNEMDE KIRMIZI ÇİZGİ NERESİ?
Büyük modaevlerinin yanında bu lezzetli pastadan tatmak isteyen genç tasarımcılar ve sokak sanatçıları yavaş yavaş Instagram'a ağırlıklarını koymaya başladılar. Böyle bir yöntemle keşfedilen Gucci Ghost lakaplı Trevor Andrew, marka ile beraber bir koleksiyona imza atınca, keşfedilmek isteyen birçok isim de çalışmalarını ve hashtag'lerini yoğunlaştırdı. Aslen Helmut Lang'in sosyal medya yöneticisi olan Ava Nirui; Burberry ve Fendi gibi markaların desen ve kumaşlarını bir arada kullanıyor, hatta hiç olmayan ürün gamları ekliyor. Instagram'daki adıyla AvaNope, son olarak Mark Jacobs için hazırladığı 'Marc Jacobes' işlemeli tişörtlerle dikkat çekti. Austin Butts ve Jonah Levine ikilisi, Kanye West'in mağazasının önüne 'Life of Pablo' turu için kendi yorumları ile hazırladıkları sahte tişörtlere tezgah açacak kadar ileri gittiler. Neyse ki, bu cesaretleri West ve koleksiyonun tasarımcısı Cali Thornhill DeWitt'in de sevgisini kazandı da, kariyerlerinin baharında aforoz olmadılar. Hatta mağaza içinde bir yer bile edindiler.

Vetements, Güney Koreliler'in markayı çok sevmesinden dolayı Seul'un her yerinden fışkıran sahtelerine geçen yıl akıllıca bir tepki verdi. Kendi ürünlerini renk, kumaş gibi bazı farklılıklarla Seul Moda Haftası sırasında açtığı Original Fake pazarında sattı. Yine sokak modasının sevilen markalarından Palace, Tayvan'da kendisini taklit etmeye çalışırken imla hatası yaparak 'Placae' logolu tişört basan bir konfeksiyoncunun taklidini yaparak bu oyuna katıldı. Sınır nerede çizildi dersiniz? Fast fashion markalar partiye katılmaya başlayınca bir anda herkesin tadı kaçtı. Sanki sınıfın en antipatik tipleri gelmiş gibi herkes yavaş yavaş ortamı terk etmeye başladı.

ZAMANIN RUHU MODAYA DA YANSIYOR
Son yıllarda moda dünyasında birçok değişim aynı anda yaşanıyor. Önce tüketim çılgınlığına cevap verebilmek için Pre-fall ve Resort gibi ara koleksiyonlar ortaya çıktı. Fakat hem fast fashion markaların ısrarlı 'esinlenmelerinden' kurtulamayan hem de, "Önce benim ürünüm alınsın" diyen modaevleri bu sefer de 'see now, buy now' konseptine imza attılar. Tüm bu hızlı koşu tükenmişlik sendromuna neden olunca, şimdi yeni yollar aranıyor moda endüstrisi için. İşte, bu ara dönemin meyvelerinden biri de alaycı bir bakış açısı ile ana akıma oturan bootleg kültürü oldu. Bir gün bu döneme de uzaktan bakacağız ve kuşkusuz aklımız karışacak. Hangisi orijinal, hangisi sahte bilemeyeceğiz. Böylece Post-Truth döneminin moda alanında da sonuna kadar kendini hissettirdiğini göreceğiz.