Tabitha Simmons: Modanın işine adanmış lideri
MODA

Tabitha Simmons: Modanın işine adanmış lideri

Tabitha Simmons’ın bir tasarımcı olarak olağanüstü mertebesine ulaşan başarısının ardında, gerçek bir kararlılık, dinamizm ve adanmışlık var.

GÜNCELLEME TARİHİ: 22 Mart 2018

Sasha Slater
Fotoğraflar Patrick Roxas

İngiliz ayakkabı tasarımcısı ve 'süper' moda editörü Tabitha Simmons'la, 40 modeli tüllü gece elbiseleri, siyah pantolon takımlar ve 1950'li yıllarının korseleriyle giydirdiği Dolce & Gabbana defilesinden bir gece önce Milano'da, Mandarin Oriental'de buluştuk. Ertesi gün Venedik'e geçip D&G'nın kampanya çekimine katılacak, ardından New York'a uçacak, sonra başka bir defile için Japonya'ya geçecekti. Akabinde ise Los Angeles'ta bir uluslararası başarı hikâyesine dönüşen kendi ayakkabı markası için vereceği davette bulunması gerekiyordu. Her ay neredeyse dünyayı turlamasına rağmen nasıl başarıyorsa bir yandan iki oğlunu büyütüyor, Hamptons'taki evinin düzenini sağlıyor, ailesini görmek üzere sıkça Norfolk'a gitmeyi de ihmal etmiyordu.


Tabitha Simmons, New York'taki ofisinde. Kısa, deri botlar 950 USD, Tabitha Simmons. Tüm kıyafet ve takılar, kendisine ait.

Elbette Simmons'ın bu röportaj için zaman bulması kolay olmadı ama nihayet bir akşam yemeği için bir araya gelmeyi başardığımızda çok rahat görünüyordu.

Kendine zaman zaman her şeyi 'kapatma' düğmesine basma lüksünü vermemesi, Bergdorf Goodman'daki kendi tasarımlarına göz atarken bir espadrilin çizgilerinin yanlış dikildiğini gördüğü ana dayanıyormuş. "Kariyerinizin başındayken her şeyin hep yolunda gideceğini varsayıyorsunuz. Derken karşınıza bir şey çıkıyor ve 'Ah, aklımdaki hiç de bu değildi' diyorsunuz. Sürekli olarak birilerine ne yapması gerektiğini hatırlatıyorum."


2017 Sonbahar/Kış koleksiyonundan tasarımlar.

Tabitha'ya göre farklı işlere yetişebilmesinin sırrı, etrafındaki kişilerle arasındaki ilişkide saklı. "Gerçek bir takım oyuncusuyum. Bu işi tek başınıza yönetemezsiniz. Ne kadar başarılı olursanız olun, ekibinizle konuşmanız gerek. Etrafımda güçlü bir takım yaratmayı ve onları dinamik tutmayı seviyorum. Üstelik bizimki oldukça dağınık bir ekip: Üretim İtalya'da, kargo New Jersey'de, tasarım ekibimiz ise New York'ta. Elbette isterlerse işten ayrılabilirler ama muhteşemler ve hiçbir yere gitmediler."

Simmons, onunla uzun süre çalışmış asistanlarının hepsine işi öğretti, zamanı gelince de, sektörde iş bularak yollarını açtı. Çünkü onun için sadakat, en az fikirler ve yetenek kadar önemli. "Sizinle senelerce çalışmış birine sırf şimdi ayrılmak istiyor diye neden sırtınızı döndüğünüzü anlayamıyorum. Eğer yollarımız güzel bir biçimde ayrılmışsa onları sonsuza kadar desteklemek isterim."


Resort 2018 koleksiyonu hazırlıkları için Tabitha'nın ilham panosu

Modayla ilintili bir geçmişten gelmemesine rağmen (babası bir inşaat şirketinin sahibi) Tabitha, bu sektörde kariyer yapmayı genç yaşta kafasına koymuş. 14'ündeyken yerel bir tasarım dükkânında çalışmış, üniversitedeyken Joseph mağazasında. İşte çıkık elmacık kemikleri, pürüzsüz cildi ve düz, siyah saçları sayesinde model olarak keşfedilmesi de bu döneme denk geliyor. "Ama berbat bir modeldim. Tek kelimeyle korkunç. İyi modeller, kıyafeti öne çıkarır, bense hiç işe yaramıyordum" diye anlatıyor. "Modelliğe girmemin tek sebebi, moda editörlüğüne geçmeyi ummamdı."

Ayakkabı tasarımı, prestijli bir yayımcı olan yakın arkadaşı Jefferson Hack'in önerisiyle gelmiş. Tabitha onu kısaca 'ayakkabılarımın vaftiz babası' olarak tanımlıyor. Hack için, Tabitha'daki yetenek ve tutkuyu fark etmek hiç zor olmamış.

Hack'in verdiği destek ve ilham, New York Fashion Fund'ın Simmons'a akıl hocalığı yapmak üzere o sırada Jimmy Choo'nun CEO'su olan Joshua Schulman'ı atamasıyla tamamlanmış. "Bay Schulman ile Milano'dan döndüğümüz bir uçuşta tanıştım. Hemen konuşmaya başladık. Bana akıl hocamın kim olmasını istediğimi sorduğunda ona neredeyse yalvardım! Müthiş bir zekâsı, inanılmaz tavsiyeleri vardı. Birlikte çalıştığımız yıllarda bana işin hem yaratıcı hem de finansal boyutlarıyla ilgili öyle çok şey öğretti ki. Önceleri yeni bir koleksiyon hazırlarken tüm unsurların yepyeni olması gerektiğine inanırdım. Schulman işte burada devreye girdi: 'Bir sürü güzel fikrin var ama hepsini çöpe atıyorsun. Hani o en çok satan modelin vardı ya… Neden yeni tasarımını onun üzerine kurmadın?' Bana her markanın bir hikâyesi olması gerektiğini öğreten odur."


Simmons'ın ofisinde asılı bir Andy Warhol çizimi

Tabitha, bugün markasının özünü, 'İngiliz etkisinin fazlaca görülebildiği feminen bir stil' olarak ifade ediyor. "Tasarımlarımda tuhaf, hafif şaşırtmacalı, gizli bir hal var. Viktoryen, çok sevdiğim bir tarz. Tüm kumaş ve ipek malzemeler için İngiliz üreticilere gidiyorum." Ona kemerli, siyah kadife bir tasarımını senelerdir ne kadar çok giydiğimi anlattığımda bana, "birisi bir ürünümü sezonlar boyu giydiğinde onlar için bir anlam ifade ettiğini görüyorum ve buna bayılıyorum" diye yanıt veriyor. Kısa süre önce çıkardığı gelinlik ayakkabısı koleksiyonunun tam da Topper Mortimer ile evlenmeye hazırlandıkları zamana denk gelmesinde de böyle bir gizli anlam var: Online sipariş verdiğinizde ayakkabınızın altında isminizi ve düğün tarihinizi de yazıyorlar. Tuhaf, bireysel, biraz da sihirli: Tıpkı Tabitha Simmons markasının özünde olduğu gibi.