Çılgın zengin Asyalılarla Paris'te!
MODA

Çılgın zengin Asyalılarla Paris'te!

Crazy Rich Asians’ın Singapurlu yazarı Kevin Kwan, couture’ün ciddi dünyasını sarsan başına buyruk Asyalı stil ikonları ile Paris’teydi.

GÜNCELLEME TARİHİ: 20 Kasım 2018

Paris'teki Rodin Müzesi'nin görkemli bahçesine kurulmuş beyaz çadırın içindeki minimalist oturma alanında Dior Sonbahar 2018 Haute Couture şovu için yerimi almıştım. Tam, "Cennette olmalıyım herhalde" diye düşünürken bir kadın yüzüme doğru eğilip yana kaymamı talep etti. Küçük bir limon boyutunda sarı elmaslar takmıştı, üzerinde şampanya rengi bir kokteyl elbisesi vardı ve en az 4 saatini bir makyaj artistinin koltuğunda geçirmiş gibi görünüyordu.

"Benim yerimdesin! Biraz daha sola kaymalısın" dedi. Ben de olabildiğince nazik bir tonda bir milimetre dahi kayamayacağımı çünkü zaten yanımdaki Avustralyalı kadının kucağında oturmak üzere olduğumu söyledim. Sonra, kadın başımda beklerken bir anda fark ettim; kendisi Uzakdoğu'nun en zengin adamlarından birinin eşiydi ve hayırı cevap olarak kabul etmezdi. Sanırım iki adet özel uçağı, bir düzine evi, adına özel bir müzesi vardı ve oturacağı yeri istiyordu şu an. Neyse ki sonunda kendisinin hatalı olduğu ortaya çıktı; aslında bir sıra geride oturuyormuş. Haute Couture dünyasına hoşgeldiniz! Burası, dünyadaki tüm parayı da verseniz ön sırada oturamadığınız yer.

Yves Saint Laurent'ın dediği gibi; "Haute Couture bir jenerasyondan diğerine fısıldanan sırlardan oluşur." Efsanevi tasarımcı, bu sözüyle aslında tüm o couture elbiseleri bezeyen zanaatkarlardan bahsediyordu ama dedikleri kolaylıkla couture tasarımlar giyen kadınlar için de söylenebilir.

Couture o kadar özel ki, dünyada sadece 2000 civarında kadın kendi ölçülerine göre dikilmiş bu tasarımları giyebiliyor. İşte, bu özelliğiyle aslında dünyanın en ayrıcalıklı kulüplerinden biri ve gittikçe daha fazla Asyalı kadın kulüp üzerinde hakimiyet kuruyor.

İlk romanım Crazy Rich Asians (Çılgın ve Zengin Asyalılar) 2013'te yayınlandığında, çoğu okuyucum Asyalı kadınların sabahtan akşama kadar couture kıyafetler giydiklerini öğrenince şaşırmıştı. Özellikle Astrid isimli Singapurlu güzel varis karakterinin tüm gün son moda couture tasarımlar içinde gezmesinden etkilenmişlerdi. "Astrid gerçek mi?" sorusunu kaç kez duyduğumu hatırlamıyorum bile ama cevabım hep aynı oldu; 70'lerin sonunda daha çocukken, Singapur'dan çıkıp, Londra üzerinden Concorde'larıyla Paris'e yılda iki kez couture provalarına uçan kadınlar tanımıştım. Ayrıca Tayland'ın eski kraliçesi Sirikit'in 60'lardan beri Balmain tutkunu olduğu bilinir. Büyükannemin 1920'li ve 30'lu yıllardan kalma resimlerindeki kıyafetleri de House of Worth ya da Lucien Lelong elinden çıkmış gibidir. Kendisi asla bu elbiselerin couture olup olmadığını açıklamazdı ama, "Hepsi Paris'ten geldi" derdi. Tıpkı onun gibi nesiller boyu couture giyen ailelere mensup birçok Asyalı kadın bu konuda ketum kalmayı tercih eder. Couture evleri de asla müşterileri hakkında konuşmazlar ve böylece işin büyüsü devam eder. Peki, tam olarak kim bu kadınlar?


Solda, Rachel Yeoh'un üzerinde: Elbise ve ayakkabılar Fendi Couture Küpeler Cartier Sağda, Michelle Yeoh'nun üzerinde: Elbise ve ayakkabılar Fendi Couture Yüzük Cartier

Temmuz ayında, couture şovların müdavimi olan dört Asyalı kadınla bu kutsal alana girme şansı yakaladım. Katıldığım ilk şov Schiaparelli defilesiydi. Palais Garnier'nin önünde Heart Evangelista ile buluştuk. Heart, Barrio Fiesta isimli gıda imparatorluğuna sahip Filipin-Çin asıllı bir hanedandan geliyor ve Filipin senatosu üyesi, eski başkan adayı Francis Joseph 'Chiz' Guevara Escudero ile evli. Ama paparazzilerin ilgi odağı olma nedeni sadece sosyal statüsü değil; kendisi aynı zamanda Filipinler'in en ünlü oyuncularından biri. Yuvarlak güneş gözlüğü ve payetli elbisesiyle defile öncesi çekilen fotoğrafları daha şov sona ermeden viral olmuştu bile.

Modeller yürümeye başladığında, Heart'ın sanatsal gözüyle nasıl da içgüdüsel olarak podyumda olan bitenle bütünleştiğini fark ettim. "Couture defilelerine her gidişimde sanat adına birçok ilham kaynağı buluyorum" dedi. Aynı zamanda başarılı bir ressam olan Heart, bir Hermès çantanın üzerine yaptığı resimle dikkatleri çekmişti. "Turuncu krokodil Birkin çantam vardı. Chili's'de patates kızartması yerken tabanının yağlandığını fark edememişim. Temizlemeye çalıştım ama düzelmesi imkansızdı artık. Ben de neden onu boyamıyorum diye düşündüm. Çiçekli bir dalın üzerine konmuş sarı bir kuş çizdim ve herkes sonuca bayıldı. Böylece müşteriler benimle iletişime geçmeye başladılar." Heart'ın kültleşen Birkin çantalarının artık sadık bir takipçi kitlesi var.


Heart Evangelista'nın üzerinde: Pelerin Armani Privé Küpeler Chopard

Sadık kitleden bahsetmişken, çok az tasarımcı Giambattista Valli kadar tutkulu bir hayran grubuna sahiptir. "Couture'ün özünü hayal gücü oluşturur. Giamba bu hayalleri gerçeğe dönüştürmeyi çok iyi başarıyor" diyor Feiping Chang, birlikte Pavillion Gabriel'e doğru ilerlerken. Feiping çok uluslu yeni nesil Asya kuşağının simgesi gibi. Batı ve Doğu'nun harika bir karması. Aslen Tayvan asıllı, çocukluğu Sidney ve Singapur'da geçmiş, New York'ta yatırım bankacılığı alanında çalışmaya başlamış, sonra bir arkadaşından Hong Kong'da moda sektörüne yatırım yapma teklifi almış ve gerçek tutkusu ile buluşma fırsatını heyecanla kabul etmiş. "Moda her zaman kanımda vardı. Büyükannem Chanel ve Escada'dan giyinirdi. Ben de küçük bir kız çocuğuyken onun gardırobunda oynar ve hep onun gibi görünmek isterdim." Feiping'in Hong Kong'a gelişi ile sosyal medyada moda influencer'larının yükselişi aynı döneme denk geliyor. Bu dünyaya adım atar atmaz ajansların ve markaların teklifleri ile karşılaşmış. Bugün Uzakdoğu'nun moda alanında en ünlü Instagram yıldızlarından biri. 2017'de Capri'de nişanlısı Lincoln Li ile gerçekleşen düğünü yılın en çok konuşulan düğünlerinden olmuştu ve blogger'lar kat kat tülden Giambattista Valli gelinliği ile verdiği nefes kesici pozlara hayran kalmışlardı. Feiping, düğünü için Giambattista Valli'ye birkaç farklı tasarım ısmarlamış ve bugünkü şovdan sonra bir düzine daha ısmarlayacak gibi görünüyor. Modellerden biri, kat kat yeşil tüllü elbisesiyle podyumdan geçerken iç çekiyor ve, "İşte, bu!" diyor sanki ruh eşini bulmuş gibi.

Cesur stili ile Feiping gittiği her yerde ilgi ile karşılanıyor. Dior şovunun girişinde, kırmızı deri Dior trençkotu ve bağcıklı siyah botları ile tam bir James Bond güzelini andırıyor ve her birkaç adımda bir fotoğrafçılar tarafından durduruluyor.

Feiping, Asyalı modern kadının bugününü temsil ediyorsa, Yeoh kardeşler de kuşkusuz geleceğini simgeliyor. Rachel ve Michelle Yeoh, Malezya ve Çin karışımı seçkin bir aileden geliyorlar. Kuala Lumpur'da yetişen ikizler, İngiltere'de yatılı okula devam etmişler. Kendileri ayrıca 2015'te Kensington Sarayı'ndaki Kraliçe Charlotte Balosu'nda sosyeteye takdim edilen ilk Malezyalı genç kızlar. Dahası, geçen yıl Dolce & Gabbana defilesinde Daniel Day-Lewis ve Jude Law gibi isimlerin çocuklarıyla podyumu paylaşarak moda dünyasına da kendilerini tanıttılar. Beraber Palais Brongniart'da gerçekleşen Fendi defilesine katıldığımızda, birbirinin önünü kesen, binlerce selfie çeken diğer front row davetlilerine kıyasla ne kadar zarif davrandıkları dikkatimi çekti.


Üstte, Kevin Kwan'ın üzerinde: Ceket ve pantolon Fendi

"Couture defilelerine 11 yaşımızda annemizle beraber gelmeye başladık. Sonra bu her yaz heyecanla beklediğimiz bir aile geleneğine dönüştü" dedi Michelle neredeyse fısıldayarak. "Ailemiz eğitime çok değer verir, ayrıca zekaya ve merak duygusuna da ama yaratıcılığın önemini de yok saymaz" diye ekledi Rachel. Michelle hukuk fakültesinden mezun olmak üzere, Rachel ise siyaset bilimi, felsefe ve hukuk alanlarında eğitim alıyor. Paris'teki buluşmamızdan birkaç gün sonra Dolce & Gabbana'nın Como Gölü manzaralı Alta Moda şovunda podyuma çıktılar. Bense Armani Privé defilesinde, kendimi Isabelle Huppert, Kristin Scott Thomas ve Juliette Binoche ile karşılıklı otururken buldum. Hayatta en sevdiğim üç oyuncu! Heart o sırada bana doğru eğildi ve, "Kevin, ön sıramızda oturan Tina Turner mı?" diye sordu. Gerçekten de öyleydi! Şimdi defileye nasıl odaklanacaktım?

Ama bu konuda endişelenmeme gerek yoktu, Armani tam 96 parça sundu ve hepsi de yeterince dikkat çekiciydi. "Bu tarz defileleri izlemek bana neden couture şovlara gitmeyi sevdiğimi hatırlatıyor" dedi Heart ve ekledi; "Asyalılar çok muhafazakar olabiliyorlar ama fark ettim ki, sahip olduğum platformu genç kızlara ilham vermek için kullanabilirim ve bu bence çok güçlü bir şey." Aslında sadece Heart değil, tüm couture tutkunu kadınlar, nereden gelirlerse gelsinler, bu tasarımlara büründüklerinde ortak bir deneyim yaşıyorlar ve kendilerini sanat ve zanaat ile sarmalanmış hissediyorlar. Giydikleri elbiseler onları dönüştürüyor ve hepsine tarifsiz bir güç hissi veriyor.