Seda ve Hande Canpolat, Bust2'yi anlattı

Çimen Uzsoy G.

Geçen yıl hayata geçirdiğiniz Bust2 kısa sürede iyi bir yere geldi. Hikayesini anlatır mısınız?
Seda Canpolat: İstanbul Bilgi Üniversitesi endüstri mühendisliği mezunuyum. Birçok tekstil firmasının üretim ayağında çalıştım ve işi mutfağında deneyimledim. Bir yandan da İstanbul Moda Akademi'sinde moda, koleksiyon oluşturma ve planlama ile ilgili sertifika programlarına katıldım. Amerika'da aldığımız girişimcilik dersleri sonucunda Hande'yle bir start-up kurmak istedik,
bunu da ilgi alanımız olan modayla birleştirdik ve Bust2 doğdu.

Hande Canpolat: Bilgi Üniversitesi ekonomi mezunuyum. Küçüklüğümden beri ilgi alanım olan modayla alakalı kendi işimi yapmak istiyordum. Bu noktada, işin üretim kısmında deneyimli olan kardeşimle hayallerimizi gerçekleştirmek için kendi ekibimizi kurarak yola çıktık.

Hot Summer adlı İlkbahar/Yaz 2018 koleksiyonunuzda tüller, volanlar ve floral desenler ön planda. Hazırlık aşamasında nelerden ilham aldınız?
H.C: Seyahat rotamız olan Versay Bahçeleri'nden yola çıktık. Versay'ın büyüleyici atmosferi ve çiçek bahçelerinin etkisiyle renk kodlarımızı ve desenlerimizi yarattık. İlkbahar ile gelen tazelik duygusunu koleksiyona yansıtırken, markamızın imzası olan inci detaylarıyla zamansızlık algımızı ön planda tutmaya çalıştık.

Sonbahar/Kış 2018/19 koleksiyonunuzu nasıl anlatırsınız?
S.C: Renkle deklare edilmiş bir Bust2 kadını görüyoruz bu sezon; kült parçalar modernize edilerek koleksiyona dahil oluyor. Toprak tonları, pasteller, rengarenk tüvitlerle birlikte ipek, şifon ve kadifeler dikkat çekiyor.

Yeni sezonun en sevdiğiniz trendi?
H.C: Bu sezon fütürizm ön planda. Geleceğe fazlasıyla vurgu yapılıyor. Gümüş ve gri tonlarının buluştuğu payetli elbiseler benim favorilerimden.

S.C: Zamansız tüvit kumaşlar. Renk renk tüvitlerden yapılmış oversize kesimli ceketler favorilerim arasında.

Bust2 kadını nasıl biri?
S.C: Bizim gibi hayatı yüksek tempoda yaşayan, bu temponun içinde her zaman şık, asil, farklı, algısı ve özgüveni yüksek olan cesur ve dinamik bir kadın.

Sizce stil sahibi olmak için ne gerekir?
H.C: Vücudunu tanıyıp, stiline yakışan trendleri uygulaman, hayatta bir duruşa sahip olman gerekir.

S.C: Bana göre stil sahibi olmanın yolu kendine güvenmek ve kendini tanımaktan geçiyor. Gittiğiniz mekanlar, dinlediğiniz müzikler, kıyafetinizdeki bir detay, hatta alışkanlıklarınız her anlamda sizi yansıtmalı.

Aranızda nasıl bir işbölümü var?
S.C: Çoğu şeyi birlikte yapsak da tabii ki günün yoğunluğuna göre iş bölümü yapıyoruz. Koleksiyon oluşturma ve yaratıcılık gerektiren dönemlerde birlikte çalışıyoruz. Bunun dışında üretim kısmında ben daha aktifim, Hande ise PR, rutin işler ve finans kısmıyla ilgili.

Çalışma ortamınız nasıl? Sakinlik mi, dinamizm mi yaratıcılığınızı besler?
H.C: Çalışma ortamımız kesinlikle dinamik. Arka fonda sürekli çalan, modumuzu yükseltecek bir şarkı olur. Masamda ise mutlaka not defterim, bilgisayarım, limonlu suyum ve porselen Mini Mouse'larım vardır.

S.C: Enerjisi yüksek ortamda çalışmayı seviyoruz ama tabii ki her zaman aynı modda olamıyoruz; böyle durumlarda Hande genelde çalan şarkıya dansıyla eşlik edip, ortamın havasını tamamen değiştiriyor! Çalışma masamdan bilgisayarım, hayat kurtarıcım olan not defterim ve çiçeklerim eksik olmaz.

Şu cümleyi nasıl tamamlarsınız; "Koleksiyonlarımızda asla..."
H.C: "Asla, asla demeyin" derler ama koleksiyonlarımızda asla oryantalist ezgiler göremeyeceksiniz diyelim.