Teknolojik zanaat
Chanel’in ikonik J12 saati 18 yaşına basınca, seramiğe üstün yetiler kazandıran tasarımını mercek altın aldık.
GÜNCELLEME TARİHİ: 10 Aralık 2018
Güneş Uysalefe
Seramik denince narin porselen tabaklar, el boyaması kırılgan vazolar geliyor akla. Bizim kültürümüze de çini zanaatıyla işlemiş olan seramiğin, Alev Ebüzziya'dan Ai Weiwei'ye farklı ustaların elinde nasıl sanata dönüşebildiğini de görüyoruz. J12 saati özel yapan bu aslında; adeta tozdan gelip, kolaylıkla tuzla buz olabilecek bir maddenin, çelikten altı kat daha güçlü, çizilmez, hipoalerjenik ve ten ısısına adapte olabilen tasarımına hayat vermesi. Doygun siyah ve beyaz renklerinden spor duruşuna, kimsenin kolay cesaret edemeyeceği veya etse de altından zarafetle kalkamayacağı bu icat, kısaca Coco Chanel'in moda tarihinde temsil ettiği yenilikçi felsefeyle birebir örtüşüyor.
J12 seramik saatlere, Chanel'in İsviçre'deki atölyelerinde bej altın veya pırlanta gibi detaylarla çeşitlilik kazandırılıyor
2000 yılındaki lansmanı ardından geçen 18 yıl içinde J12, hem pırlanta ve safir gibi değerli taşlarla bir mücevher oluşunun altını çizen detaylara kavuştu, hem de Flying Tourbillon özelliği kazandırılan yorumlarıyla aynı zamanda komplikasyon saat işçiliği de taşıdığını kanıtladı. Tüm bunlar, Chanel'in kanatları altında İsviçre'de hizmet veren özel üretim atölyesi G&F Chatelain de la Chaux-de-Fonds'da mümkün kılınmakta. Saate karakterini veren seramik; renk pigmentlerinin seçimi, zirkonyum ve itriyum bileşenleri ile parlaklık ve dayanıklılık kazanma aşaması ve 1000 santigrat derecede özel fırınlarda pişmesi gibi adımlardan sonra ancak gereksinen standarda varıyor. Ultaviyole ışınlar veya değişken sıcaklıklar gibi dış etkenler karşısındaki sarsılmazlığı ise barındırdığı yüksek teknolojiye dair diğer işaretler. Tüm bu yetiler aslında J12 saatin başarı formülündeki görünmez bileşenlere işaret ediyor; insan dokunuşu ve bir de Chanel ruhu tabii.
