Linda Evangelista tabloya dönüştü

Linda Evangelista New York'taki dairesinin duvarlarında diğer pek çok çalışmanın yanında asılı duran ve kendisini konu alan eserleri şöyle özetliyor: "Yanağımdan kesme alınan bir Steven Meisel fotoğrafı, ağladığım bir Peter Lindbergh karesi, ıslık çalarken görüntülendiğim bir David Sims eseri, bir tane korseli olan…" Ve elbette olabilecek bu en kısa özet sayesinde bile bahsettiği her kareyi gözünüzün önüne getirebiliyorsunuz. Neticede günün sonunda o, bir süper model. Bukalemun gibi dönüşüp yeni formlara bürünebilen, çekiciliğin kitabını yazan kadın. 35 yılı aşan efsanevi kariyerinde kelimenin sözlük karşılığı olan fotoğrafçılar, illüstratörler, dergiler ve kampanyalar için poz veren Linda nasıl olmuşsa olmuş, bugüne kadar bir ressamın karşısına oturmamış. Böylesi bir yıldızın, heyecanlandığını söylediğini duymak çok tuhaf; "Kendime sürekli 'Linda, eğer Clemente seni beğenmemiş olsaydı bu teklifi en baştan kabul etmezdi' diye tekrarlayıp durdum. Karşısına geçip ilk oturduğum anda bana 'Sahiden bu elbiseyi giymek istiyor musun?' diye sordu. 'Evet, bu elbise beni doğru yansıtıyor' dedim ona. Çünkü tam Dolce Vita ekolü, 1950'ler kadınıyım aslında. Kadınsı süslemeleri, feminenliği seviyorum. Tabii bilmediğim şey, elbisenin detayları nedeniyle Clemente'nin beni çizmesinin beş saat süreceğiydi!" diyor kahkahayla. Ressamın portresinde ise kendinin 'abartılı bir versiyonunu' gördüğünü söylüyor. İlk başta şok geçirdim ama çok güzel buldum. Bu arada ben neredeyse hiçbir şeyi güzel bulmam."

Geçen yıl 50 yaşına basan Linda, yaşamının bu yeni dönemini buruk bir cümleyle tanımlıyor: "Durumu idare ediyorum." En iyi kısmı? "Sahip olduğum erdem. Keşke bugün bildiklerimi 30 sene önce biliyor olsaydım." En kötü kısmı? "Çok çalışmak! Spinning bisikletinden Power Plate'e Bosu topundan esneme bantlarına, aklınıza gelebilecek her türlü spor aletine sahibim." Evangelista, 15 yıldır, haftanın beş günü kişisel spor hocasıyla çalışıyor. Evet, kişisel bakımı konusunda son derece gayretli ve çalışkan bir kadın; "Bu sabah güne içine chia, böğürtlen ve kenevir kattığım bir porsiyon yoğurtla başladım. Karbonhidratlarımı gün ortasında almaya çalışıyorum. Akşamları ise bolca sebze ve protein." Evangelista'nın Instagram hesabına baktığınızda gerçekten de kendini güneşten korumaya çalışırken bir tür Greta Garbo gibi göründüğü karelere rastlıyorsunuz. İş giyinmeye geldiğinde yaşsız ve zamansız olduğunu düşündüğünü Azzedine Alaïa'dan ne olursa, kabulü. Kendisinden büyük kadınlar arasında hayranlık duyduğu isimleri sorduğumda da esprili bir yanıt veriyor; "Benden daha yaşlı pek bir kadın yok aslında! Ama Iman diyeceğim. Olağanüstü biri. Hepimiz için bir rol model oldu" diyor.

Tıpkı Iman gibi Linda da istemeye istemeye sosyal medyaya yakın duruyor; "Menajerlerim bir müdahalede bulunarak beni zorla Instagram'a soktu! Paylaşımda bulunuyorum ama fazla bir şey açık etmek istemiyorum. Zaten ne paylaşmam gerektiğini de tam bilemiyorum." Sosyal süper modeller akımının öncülerinden Cara Delevigne, Kendall Jenner ve Gigi Hadid'in sıkı bir takipçisi. Kendi dönemlerinde sosyal medya olsaydı, onların da bunu aynı şekilde kullanmaları gerekeceğini düşündüğünü söylüyor. Mademki kendini bu cesur yeni siber dünyaya attı; oraya ne koyduğu, nasıl göründüğüyle ilgili konulara kafasını taktığı oluyor mu? En önemli modellerden biri olarak onun da bir selfie tarzı var mı? "Hayır, hayır" diyor, güvence vererek, "Buna ihtiyacım yok."