Caroline Winberg ile doğaya doğru
MODA

Caroline Winberg ile doğaya doğru

Caroline Winberg ile Marakeş’ten Monte Carlo’ya, Mallorca’dan Bodrum’a uzanıyor ve yükselen sıcaklığa meydan okuyan cesur bir yaz sezonuna adım atıyoruz.

GÜNCELLEME TARİHİ: 12 Şubat 2019

Röportaj Tuğçe Kayar
Fotoğraflar Emre Güven
Moda editörü Mert Aslan

Nicolas Ghesquière'in gezegenler arası yolculuğa çıkan post punk Louis Vuitton kadınını, yaza özgü bir paralel evrende Caroline Winberg canlandırıyor.

İsveçli model Caroline Winberg, o gün Amanruya Bodrum'da gerçekleşen Bazaar kapak çekimine Marsilya uçağıyla geldi. Peki erkek arkadaşı ve oğlu Casper ile Londra'da yaşayan Winberg'in orada ne işi vardı? "Dün Marsilya'da AC/DC konserinde sahneye Axl Rose çıktı!" cümlesinin ardından ne işi olduğunu anlamanın dışında tarihi bir an yaşadığını da öğrenmiş olduk. Ancak bu, Caroline için sıra dışı bir olay değil çünkü Guns N' Roses grubunun kurucusu, rock'ın aykırı ismi Axl Rose onun çok yakın arkadaşı! Caroline Winberg'i 'seksi Victoria's Secret modeli' konumundan cool mertebesine taşıyan bu bilginin yanı sıra aslında onun hakkında bilmediğimiz pek çok olduğunu söyleyebiliriz. Stockholm'ün Kuzey'inde küçük bir kasabada büyüdüğünü, çocukluk yıllarında gelecek vadeden iyi bir futbolcu olduğunu bilmiyoruz mesela. Evet onu Valentino, Oscar de la Renta, Armani, Chloé, Dolce & Gabbana gibi sayısız markanın kampanya fotoğraflarından hatırlıyor olabiliriz. Ama 15 yaşında futbol antrenmanından dönerken keşfedildiğinden bihaberiz. Bu ve daha fazlası için röportaj bölümüne geçebiliriz artık.

İlk kez ne zaman moda kavramının farklında oldun?
Çocukluğumda skinny Filippa K jean'ler ya da dar bluzlar gibi moda ve trend olan şeyleri hiç sevmezdim. Bu yüzden 18 yaşıma kadar modayla hiç alakam yoktu.

Moda çekimleri, kampanyalar, defile ya da dergi kapakları… Son dönemde seni en çok tatmin eden işin ne oldu? Aslında modellik mesleğine geniş bir çerçeveden baktığında bu işin seni cezbeden yanı ne, onu merak ediyorum.
Açıkçası favorim sayılabilecek pek çok işte yer aldım. Her şeyden önce yedi yıl boyunca Victoria's Secret podyumuna çıkmak başlı başına eğlenceli bir deneyimdi. İtalyan Vogue kapak çekimim de hala unutamadığım favorilerim arasında. Modellik aslında bahsettiğin her şeyi kapsıyor ve hepsi bir arada olduğunda eğlenceli hale geliyor. Bu yüzden 'sadece şu kısmı hoşuma gidiyor' diyemiyorum. Bu aralar Topmodel ve The Face programlarıyla televizyonda daha çok yer alıyorum ki bundan da çok zevk alıyorum. Modellik yaş alıp olgunlaştıkça daha çok keyif aldığım, her gün farklılıklar getiren bir meslek.

Londra'da oğlun ve erkek arkadaşınla yaşadığın tipik bir günün nasıl geçiyor?
Tipik bir günüm saat 06:30'da oğlum Casper uyandığında başlıyor… Yatağıma geliyor ve onu emziriyorum. Ardından alt kata inip birlikte kahvaltımızı yapıyoruz. Gün içinde mutlaka parka gidiyoruz ve sonra arkadaşlarımla öğle yemeği yiyoruz. Öğleden sonra Casper'ın şarkı söyleme, bebek jimnastik ya da oyun derslerine gidiyoruz. Akşam saatlerine yaklaşırken yemek hazırlıyorum ve oğlum uyuduğunda erkek arkadaşımla bahçede zaman geçiriyoruz. Netflix'te bir şeyler izledikten sonra 22:00'de yatağa geçiyorum.

Hayatında en çok gurur duyduğun başarın ne oldu?
Modelliğe başladığımda bu mesleği sadece birkaç yıl sürdüreceğimi sonrasında eğitimime devam edeceğimi düşünmüştüm. Şimdi bakıyorum da 15 yıl olmuş ve yaptığım işi hala çok seviyorum. Sonuçta bir oğlum, sevgilim varken işi aynı anda götürebildim ve sanırım en çok gurur duyduğum şey bu.

Peki moda dünyasında olmak estetik algılarını değiştirdi mi? Bunu soruyorum çünkü genç kızken futbol oynadığını ve tam bir tomboy olduğunu okumuştum…
Her zaman tomboy gibi giyinirdim ve bu durum hala değişmedi. İşe gitmediğim günlerde rahat olmak istiyorum bu yüzden spor ayakkabı ve jean giyiyorum. Ayrıca hiç makyaj yapmıyorum. Tabii eğer gece dışarı çıkacaksam giyinip süslenmeyi seviyorum. 20 gardırobun alabileceği kadar kıyafetim var ama hayatımın tamamı Nike taylarımla geçiyor.

Stil sahibi olmak için kıyafetlerini özenle düşünüp seçmen mi gerekiyor yoksa içgüdülerine hareket ettiğinde doğal olarak stil sahibi bir siluet mi ortaya çıkıyor?
Açıkçası stil sahibi olmak için uğraşmıyorum ama moda çekimleri sayesinde neyin trend olduğunu yakından görme şansına sahibim. Moda editörleri bu bağlamda bana hep ilham veriyor çünkü yaratıcı kombinler yapıyorlar. Kendi stilimi rock'n'roll ile bohem tarzın karışımı olarak tanımlıyorum. Yine de aşırı stil sahibi olmaktansa rahatlığı önemsiyorum.

Bradley Cooper ve Robert de Niro ile Limitless filminde rol aldın. Sinema sektörüne odaklanma gibi hedefin var mı?
Limitless filminde rol almak gerçekten çok eğlenceliydi. Kısa süre önce İtalya'da çekilen yeni Wonder Woman filminde oynadım ama post prodüksiyonu görmediğim için kaç dakika görünüyorum bilmiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse sinemadansa televizyon programlarında kendimi daha başarılı buluyorum.

Podyuma ilk kez 2002 yılında Jean-Charles de Castelbajac defilesinde çıktığında neler hissetmiştin?
Bunu söylerken utanıyorum ama o defileyle ilgili neredeyse hiçbir şey hatırlamıyorum! Sadece bir defile için seçilmiş olduğum için çok sevindiğimi anımsıyorum. Defile sırasında o kadar gergindim ki sanırım hep yere bakarak yürümüştüm.

Peki bu yaz tatilinde neler yapacaksın?
En yakın arkadaşlarımdan birinin Bahamalar'da bir evi var. Tüm günü etrafı sabahlıklarımızla, su sporları yaparak ya da tenis oynayarak geçiriyoruz. Favori tatil rotam orası diyebilirim. Bu yaz çok çalışacağım ama Ağustos'ta Hampstons'a bir arkadaşımı ve bebeğini görmeye gideceğim. Onun dışında İsveç ve Capri'de evlenecek arkadaşlarımızın düğününe katılıp bu programları küçük tatillere dönüştüreceğiz.