New York Moda Haftası 2019 ardından
MODA

New York Moda Haftası 2019 ardından

Moda haftalarının start aldığı New York’ta, 2019-20 Sonbahar/Kış koleksiyonlarının sergilendiği 10 gün boyunca gündemi meşgul eden konu başlıkları...

GÜNCELLEME TARİHİ: 7 Mart 2019

Moda haftalarının start aldığı New York'ta, 2019-20 Sonbahar/Kış koleksiyonlarının sergilendiği 10 gün boyunca gündemi meşgul eden konu başlıkları şöyleydi; Calvin Klein'in takvimden eksikliği, Helmut Lang'ın geri dönüşü, Victoria Beckham'ın Londra'ya transferi, defile yerine sunum formatını tercih eden Jason Wu ve Derek Lam gibi isimler, politik mesajlar ve elbette en az podyumdakiler kadar ilgi
uyandıran sokak stilleri...

Gökçe Algan

RODARTE'NİN HAYALLER ALEMİ

Bugüne kadar koleksiyonlarını ya Paris ya da New York'ta sergileyen Rodarte'nin tasarım ikilisi Kate ve Laura Mulleavy kardeşler, 2019-20 Sonbahar/ Kış sezonu için doğup büyüdükleri Batı Yakası'na dair bir hikaye anlatan koleksiyonlarını Pasadena'da, cam kubbeli bir botanik bahçesinde sunmayı tercih etiler. California'nın kendileri için önemini vurgulayan ve Los Angeles'ta koleksiyonlarını sunmanın onlar için 'hayalleri gerçekleştirmek' anlamına geldiğini belirten kız kardeşler, Hollywood yıldızlarına ve müzikallere saygı duruşu niteliğinde tasarımlar sundular.


Kate ve Laura Mulleavy

Ginger Rodgers, Cyd Charisse ve Judy Garland; bir zamanların yıldız isimleri onlara ilham kaynağı olmuştu. Çiçeklerle çevrili masalsı dekorda, kalp desenleri, fırfırlar, çiçek aplikleri, payetler, fiyonklar ve tüller ile kaplı siluetler, davetlilere hayalle gerçek arası bir moda deneyimi yaşattılar. Çiçek ve kelebeklerden taçlarıyla mankenler, saç aksesuarı trendinin önümüzdeki sezonlarda da gündemi meşgul edeceğini büyüleyici bir tavırla kanıtlıyordu. Bu fantezi dünyasını tamamlayan, dudaklarda ve gözlerde kırmızı simlerin öne çıktığı maksimalist defile makyajıydı. Ünlü makyaj artisti James Kaliardos imzalı bu görünüm, Nars ürünleri ile uygulanmıştı ve önümüzdeki kışın oldukça renkli geçeceğinin bir diğer habercisiydi.


MICHAEL KORS İLE SONUNA KADAR GLAM

Glam ateşi sönmüyor! Michael Kors 1970'li yılların hedonizmini yansıtan Studio 54 ruhunu podyuma cömertçe davet etti ve bu ilham yalnızca tasarım detayları ile sınırlı kalmadı: Defilenin en unutulmaz dakikaları dönemin efsane ismi Barry Manilow'un canlı Copacabana performansı oldu.

Altın rengi bir fon önünde Bella Hadid ve Patti Hansen ile el ele şarkı söylediği anlar, yalnızca davetlilerin değil, tüm moda haftası takipçilerinin hafızalarından uzun süre silinmeyecek bir andı. 'Studio 54' isminin hakkını veren koleksiyonda disko elbiseleri, tüyler, imitasyon kürkler, markanın minimal duruşuna hitap eden nude tonlar, bale ayakabılarını andıran tasarımlar ve kaşmir kazaklar ile tamamlanarak Michael Kors DNA'sını önümüzdeki kışa taşıyordu. Payetli platform ayakabılar ve dokuma sanatını yansıtan çantalar ise aksesuarları şimdiden not almaya değer çekicilikte kılıyordu.


1970'lerin disko ruhu koleksiyon kadar podyum dekoruna da yansımıştı


MİNİMAL VE MUTLU: MANSUR GAVRIEL

Kısa sürede muazzam bir başarı sağlayan aksesuar tasarımları ardından, ilk hazır giyim koleksiyonunu üç sezon önce sunan Mansur Gavriel, geride bıraktığımız New York Moda Haftası'nda defile yerine stüdyosunda minimal bir sunumu tercih etti.

Sunumu gibi kendisi de yalın çizgilerde olan, pastel ve monokrom siluetlerin hakimiyetindeki koleksiyon güneşli ve sıcak günlere, zamanın yavaş aktığı geçmişin güzelliğine övgü niteliğindeydi. Mutluluğun izinden giden koleksiyonda ipek ve keten gibi kumaşların zarafeti, papatya deseninin neşesi, sadelik hissini pekiştiren aksesuarların detayları akılda kalırken, sunumla eş zamanlı olarak koleksiyon markanın web sitesinden de satışa sunuldu.


TOM FORD VE 90'LARIN ZARİF SİLUETLERİ

İhtişam, lüks ve karanlık siluetler;Tom Ford, uzmanlık alanını podyuma taşımaktan çekinmiyor. 2019-20 Sonbahar/Kış koleksiyonunda Tom Ford kadını bu kodlardan uzaklaşmıyor, ama ihtiyatlı bir biçimde sadeleşiyor.

Defilenin sonrasında bu eğilimi 'güvenlik arayışı' sözleriyle özetleyen tasarımcı, dünyaya, özellikle de A.B.D.'ye egemen olan gerginliğin, negatifliğin istese de istemese de tasarım dilini etkilediğini ve bu koşullar altında baş kaldıran ya da agresif olarak yaftalanabilecek hiçbir kıyafeti arzulamadığını da ekliyor. Bu düşüncenin podyuma yansıması ise olağanüstü bir terziliğin izdüşümüyle olmuş. Kusursuz kadife ceketler, mükemmel kesimli saten pantolonlar, faux fur fötr şapkalar, pastel renkte gömleklerle 90'lı yılların estetiğini günümüze nefes kesici bir biçimde uyarlayan Tom Ford, Gucci yıllarından aşina olduğumuz referansları da ustaca yorumlayrak koleksiyonuna taşıyor.