Christian Knoop, IWC'nin yeniliklerini anlattı
MODA

Christian Knoop, IWC'nin yeniliklerini anlattı

150 yaşındaki İsviçreli bir saat markası, dijital çağa nasıl ayak uydurur ve geleceğini göklerde arar? Ayakları yere basarak, yani tarihine sadık kalarak tabii. IWC Kreatif Direktörü Christian Knoop yanıtlıyor...

GÜNCELLEME TARİHİ: 18 Mart 2019

Güneş Uysalefe

Ocak ayında düzenlenen saat zirvesi SIHH'den (Salon International de Haute Horlogerie – Uluslararası Yüksek Saatçilik Fuarı) bir kaç ay önce, Instagram'da takip ettiğim nadir blogger'lardan Patrick Janelle'in (@aguynamedpatrick), haki renk bir pilot tulumu giymiş, IWC logolu vintage bir uçak içinde, İngiltere kırsalındaki bir pistte poz veren paylaşımlarıyla karşılaşmıştım. Fuar vakti geldiğinde IWC kreatif direktörü Christian Knoop ile röportaj için markanın standına adım attığımda, dev bir hangar ile karşılaşınca, taşlar yerine oturdu. Gerçek bir uçak (meğer koleksiyona adını veren tarihi Spitfire modeliymiş) ziyaretçileri karşılıyor, yeni tasarımların nasıl marka tarihindeki bu teknolojiden ilham aldığı anlatılıyordu. Etkinlik süresince düzenlediği özel şovlar, yıldız isimlerin katıldığı kırmızı halı ve davetlerini de düşününce IWC'nin profesyonel yaklaşımı kwarşısında hayranlık duymamak imkansızdı; aylar öncesinde gerçekleşen, Janelle gibi farklı influencer'ların katıldığı simülasyonlu özel tanıtımdan başlayarak, her şey öylesine kusursuzca düşünülmüş ve de ilerlemişti ki, tüm bu meşakkatli projenin altından ancak IWC gibi İsviçreli bir saat markası kalkabilirdi... Knoop'la, havacılıktan aldıkları bu ilhamı, farklı malzeme ve stil araştırmalarıyla ortaya çıkadıkları çekici parçaların hikayesini ve tanıtım konusundaki başarılarını konuştuk.

Pilot saatler marka DNA'nızın bir parçası ancak neden 2019 yılında bu sportif tasarımlarınıza odaklanmayı tercih ettiniz?
Bu koleksiyon üzerine çalışmaya karar verdiğimizde, her şeyi en baştan tasarlamayacağımızı biliyorduk. Bazı klasik modeller halihazırda çok seviliyordu ve oldukları gibi kalacaklardı. Ancak özellikle Spitfire koleksiyonumuzda bir potansiyel gözlemledik, neredeyse 20 yıl önce tasarladığımız, güzel bir hikaye anlatan, fakat durağan, adeta bekleme halinde olan parçalar olduklarını fark ettik. Kökleri İngiliz havacılık tarihine, 1940'lara uzanan bir saatti. IWC olarak kendi geçmişimizdeki bu cevheri değerlendirmemiz gerektiğini hissettik. Sıra nasıl bir saate benzeyeceğine geldiğinde Spitfire'ın askeri karakterini yansıtacak, mat ve sert bir duruşa karar kıldık. Metal, bronz, yeşil ve siyah gibi renk kodları üzerine çalıştık, bazı fosfor detaylar ekledik ve böylece yedi yeni saat modeli böyle bir görsel evren içinde şekil almış oldu.

Top Gun saat modeliniz seramik ve titanyumu harmanlandığınız Ceratanium adlı özel bir materyal kullanılmış. Araştırma ve geliştirme hikayesi nedir?
IWC, titanyum ve seramik saatlerde 1980'lerde öncü markaydı, o günlerden beri her iki malzeme ile de farklı varyasyonlar ve yorumlarda çalışmıştık. Bu alan üzerine bir ustalık geliştirmiştik ama seramik kullanılan saat kasaları çizilmez olma özelliği taşısalar da boyutları belli sınırları geçemiyordu ve bazı mekanizmaya ait kayış kopçası gibi parçalar seramikten üretilemiyordu. Biz de titanyum ve seramiği buluşturmak üzerine dört yıl çalıştık. Özel bir ısıtma işlemi sayesinde bu iki malzemeyi beraber kullanabildik ve böylece Ceratanium'u elde etmiş olduk.

Malzeme konusuna özel bir tutkunuz olduğu belli, sahiden, saate dair en çok alan sizi heyecanlandıan nedir? Tarihi, hikayesi, belki stili...
Yeni bir kalibre üzerine çalıştığımızda ve bu mekanizmayı IWC karakteriyle yarattığımız süreçleri çok seviyorum. Dediğiniz gibi, renkleri ve malzemeleri de çok seviyorum. Tabii, bir saat için 'Özel bir malzeme kullanıldı' demiş olmak için değil, görsel ve içerik olarak da bir anlam katmak için bu detaylar benim için önem kazanıyor. Farklı estetik ve değer getiren malzemeler olmalı.

Bir yerde 'Form follows function' görüşünden yanasınız öyleyse; görüntünün ardında bir fayda da olmalı yani?
Aslında form ve işlevin bir simbiyoz içinde olmaları gerekiyor. Sinerji ve uyumla ilerlemeliler.

2019 için oldukça maskülen bir duruş benimsemiş gibi duruyor marka, kadınların ilgisi nasıl yeni tasarımlarınıza?
Geçtiğimiz yıllarda lanse ettiğimiz Portofino ve Da Vinci gibi kadın koleksiyonları ile büyük başarı elde ettik. Yeni Pilot saat koleksiyonumuza özellikle bir cinsiyet belirtmesek de kadınlardan büyük ilgi görüyor. Kendine güvenli, stil sahibi ve belki de militer moda trend'iyle özdeşleşen kadınların rahatlıkla tercih edeceği bir tasarıma benziyor.

Marka elçileriniz arasında da farklı kadınlar yer alıyor; Rosamund Pike, Karolina Kurkova... Sizce ortak noktaları nedir?
Biz sadece markaya kişisel ilgi göstermiş isimlerle çalışıyoruz, yani safi bir reklam ilişkisi içinde değiliz. IWC saat kullandığını bildiğimiz, markayla doğal bir uyum içinde olan ve kendi çevresi üzerinde bir etki gücüne sahip kişiler bunlar. Alçakgönüllü ve zarif olmak gibi ortak özellikler taşıdıklarını düşünüyorum.

Sizin de bu isimlerin parçası olduğu sanat, sinema veya eğlence sektörleri ilham bulduğunuz olur mu?
Ben de her kreatif gibi sanat, moda, mimari ve tasarım gibi yaratıcı alanlardan etkileniyorum diyebilirim. Ancak özellikle IWC'nin kendi arşivini ben ilham verici buluyorum. Örneğin IWC'nin 1930'lardaki Genel Müdürü Ernst Jakop Homberger'in hikayesine baktığınızda ve iki oğlunun İngiltere'de uçuş eğitimi aldığını öğrendiğinizde, pilot saatlerin aslında gerçek bir çıkış noktası olduğunu görüyorsunuz. Çok kişisel bir hikaye, kişisel bir vizyonun sonucu. Her türlü yeni bir ürün için gerekli ilhamı bulmak için bence dikkatimizi şirketin kendi tarihine
çevirmemiz yeterli oluyor.

Peki ya siz hiç uçmayı denediniz mi?
Hayır! Birkaç simülasyon denedim, hatta bana böyle bir teklif de geldi ancak henüz değerlendiremedim.

Aslında SIHH öncesi yeni Pilot koleksiyonunu influencer'lar eşliğinde bir uçuş deneyimi formatında tanıttınız, öyle değil mi?
Evet, Goodwood'da Pre-SIHH etkinliği olarak böyle bir deneyim organize etmiştik. Davetlilerden isteyenler pilotlar eşliğinde uçacaklardı ancak hava o kadar kötüydü ki ancak hangarda uçakların önünde Spitfire simülatörü ile bir davet düzenleyebildik!

IWC kreatif olarak bu sosyal medya çılgınlığına ayak uydurmak için nasıl bir yol izliyor?
Her geçen gün önemini daha iyi anlıyoruz. Gala veya yemek düzenlediğimizde her zaman influencer'lar da davetli oluyor, gelip burada istedikleri fotoğraf çekimini yapabiliyorlar. Bu etkileşimi kolaylaştırmak ve artırmak için doğru yöntemleri aramaya devam ediyoruz.

Markanın tarihine duyduğunuz bu hayranlık sizi tasarımı olarak bir şekilde belli sınırlar içinde kalmaya zorluyor mu?
Bu aslında benim hoşuma gidiyor; belli referans noktalarına sahip olmam gerek. Ayrıca bir tasarımcının belli bir konsept içinde çalışıyor olması gerektiğini düşünüyorum, aksi halde bir sanatçıdan farkı kalmaz. Yeni saatler her gün piyasaya çıkıyor, safi güzel olan bir saat yapmak marifet değil, önemli olan çağdaş ve belli bir karaktere sahip olması. Bu şahsiyet de marka kodları, tarihinden geliyor ve biz onları farklı yollarla yorumluyoruz.