Yeni nesil zarafet: Sima Tarkan
MODA

Yeni nesil zarafet: Sima Tarkan

Max Mara, Max & Co, Vetrina, Cesare Paciotti, Sport Max, Marina Rinaldi... Lüks İtalyan markalarını Türkiye’ye getiren Dilasima Group’un ardındaki Tarkan ailesinin en genç üyesi o. Sima Tarkan, içinde büyüdüğü moda sektörüne taze bir dokunuş katmak üzere

GÜNCELLEME TARİHİ: 19 Kasım 2019

Çimen Uzsoy G.
Fotoğraflar Merve Ağazat

Dilasima'nın Sima'sı, gencecik, güler yüzlü ve göründüğü kadar zarif bir kız. Kendisini ve stilini yakından tanımak için Beylerbeyi'nde ailesiyle birlikte yaşadığı villaya konuk olduk. Çekim boyunca yüksek kalan enerjisine ve ne fazla makyaja ne de retouch'a ihtiyaç duyan duru güzelliğine hayran kalmamak mümkün değil. Stilini, gündeminde olanları, hayvan sevgisini, ablasıyla olan ilişkisini kendisinden dinliyoruz.

Seni Furla'nın marka müdürü ve Dila'nın kız kardeşi olarak tanıyoruz. Bunların ötesinde kim olduğunu bize anlatır mısın?
1995 yılında California'da doğdum. 11 yaşımdayken ailecek Vancouver'a taşındık. Orada ilkokulu bitirip, liseden mezun olduktan sonra New York'a taşındım ve Parsons'da stratejik tasarım ve işletme bölümünü bitirdim. Sonrasında İstanbul'a dönüp aile şirketimiz Dilasima Group'da çalışmaya başladım. Şunu söyleyebilirim ki, ablam Dila ile çok zıt iki karakteriz. Ama hep söylendiği gibi zıt kutuplar birbirini çeker, yani birbirimizi tamamladığımız çok yönümüz var. Mesela bir olay karşısında Dila daha tezcanlı davranırken, ben daha sakin kalabiliyorum. Veya Dila olaylara daha duygusal yönden bakıp, o şekilde kararlar alırken, ben daha mantığımla ilerlemeyi tercih edebiliyorum. Böyle olunca birbirimize farklı bakış açıları katabiliyoruz. Bu durum bence hayatımız boyunca bize güzel şeyler öğretecek ve katacaktır.

Aile şirketinizden ötürü hep moda dünyasıyla iç içe oldun. Modaya dair hatırlayabildiğin en eski hatıran nedir?
Küçüklüğümden beri kıyafetlerle farklı karakterler yaratmayı, farklı kılıklara bürünmeyi çok severim. Kendimi hep evin içinde topuklu terliklerim, elimde çantayla dolaşırken hatırlıyorum. Her gün Dila ve arkadaşlarımızla o günkü modumuza göre kostümler giyip, fashion show'lar düzenlerdik. Dolayısıyla değişik kombinler yaratıp, giydiğim kıyafetlerle karakterimi ve enerjimi yansıtmayı zaman geçtikçe öğrenmeye başladım.

Kendi stilini bulma yolculuğunu anlatır mısın?
Ailem moda dünyasının içinde olduğu için ister istemez ben de modayı hep çok yakından takip ettim. Onları gözlemledikçe kendime örnek almaya başladım. Genelde çocuklar anneleri tarafından giydirilirdi. Bizde bu pek öyle olmuyordu. Annem çok yaratıcı ve zevkli bir insandır; kendimizi tarzımızla ifade edebilmemiz için giyim konusunda bizi hep özgür bıraktı. Özgür bırakıldığımız için istediğimiz her şeyi giyiyor, kendimizi içinde iyi hissettiğimiz her şeyi kombinleyebiliyorduk. Bu da yaratıcılığımızı gün geçtikçe geliştirdi, dolayısıyla özgüvenimizi olumlu yönde etkiledi.

Dolabındaki 'yangında ilk kurtarılacak' parça hangisi? Hikayesi nedir?
En anlamlı parçalarım yüzüklerim. Biri annemin söz yüzüğü, diğeri de nişan yüzüğü. İkisini hayatım boyunca çıkarmadım. Aslında bu yüzüklerin tatlı bir başka hikayesi var. Annem bir gün yüzüklerinin içinden kendime yüzük seçmemi istemişti. Ve ben şansa sadece bu ikisini seçmiştim. Bilmeden annem için çok anlamlı iki yüzük seçmiş oldum. Bu durum benim için manevi anlamda çok değerli.

Bu sezonun trendlerinden en çok hangileri seni heyecanlandırıyor?
Hem en sık kullandığım hem de çok tatlı bulduğum minik boy çantalara bayılıyorum. Aslında trend olduğu için kullanmıyorum sadece, küçük olmaları hep daha kolay ve kullanışlı geliyor. Gün geçtikçe en sevdiğim aksesuar haline geldiler. Hem bel hem sırt hem de kol çantası olarak kullanabiliyor olmak çok pratik.

Gardırobuna en son hangi parçaları kattın? Onları nerede, nasıl kullanmayı planlıyorsun?
En son kovboy botu ve sivri burun çizme aldım. Her ikisini de hem şık hem daha gündelik kombinlerimle rahatlıkla kullanabiliyorum. Bu kış ikisini de çok kullanacağımdan hiç şüphem yok.

Cilt bakımı rutinin ve olmazsa olmaz ürünlerin hangileri?
Aslında cilt bakımımda rutin olarak uyguladığım bir şey yok ancak sıklıkla yüzüme maske uygulaması yapıyorum. Buna ek olarak her gün yüz yıkama jeli ile suratımı yıkayıp, nemlendirici kullanarak cildimi beslemeye özen gösteriyorum. Olmazsa olmaz ürünlerim Dior Lip Glow ve Maximizer, L'Oréal Unlimited Mascara ve Bioderma Hydrabio Gel-Cream.

İki köpeğin var. Pebble çekim boyunca bize eşlik etti hatta. Onlarla yolun nasıl kesişti?
Onlara karşı tutkum bambaşka. Hayvanlarla vakit geçirirken gerçekten çok güzel bir enerji çemberinde hissediyorum kendimi. Daha huzurlu ve mutlu biri oluyorum. Bu da hem onları hem beni güzel bir şekilde etkiliyor bence. Pebble ve Peanut, Dila ile hayatımızın çok büyük bir parçası. Onlarsız bir hayat düşünemiyorum bile. Peanut Dila'nın, Pebble da benim köpeğim aslında. Ama birbirimize çok bağlı olduğumuz için her zaman iç içeyiz. Pebble ile yollarımız üç sene önce Sardunya'da kesişti. Peanut için kıyafet bakmaya girdiğimiz bir butikte Pebble öylece bir kenarda oturmuş
bana bakıyordu. Göz göze geldiğim ilk an onu çok sevmiştim. O an köpek almayı hiç düşünmememe rağmen üst üste birkaç gün onunla karşılaşınca çok bağlandım. O günden beri de her zaman beraberiz. Komik bir şekilde Pebble'ın karakteri Dila'ya çok benziyor; çok hareketli. Peanut çok daha sakin, tıpkı benim gibi.

En son neye ya da kime gözlerinden yaş gelene kadar güldün?
Gözlerimden yaş gelene kadar gülmek benim için çok sıradan. Özellikle arkadaşlarımlayken komik olan ya da bazen olmayan her şey bizi çok güldürebiliyor. Özellikle komik tesadüflere ve başımıza gelen komik olaylara saatlerce gülebiliyoruz.

Bu aralar gündeminde neler var? Ne okuyor, izliyor, dinliyorsun?
Artık hem iş hem spor hem de sosyal hayatı bir arada yönetmeye başladığım için başka şeylere o kadar vakit ayıramıyorum. Ancak boş vakit buldukça komedi dizileri izlemeyi çok seviyorum. Favorilerim Brooklyn Nine Nine ve Modern Family. Onun dışında müzik dinlemek bana çok iyi geliyor, müziksiz hiçbir günüm geçmiyor diyebilirim. Bana kendimi çok iyi hissettirdiği için gün içinde iş hariç her yerde müzik dinliyorum; uyanmamdan akşam uyuyana kadar.

En yakın seyahat planın ne zaman, nereye? Kimlerle olacaksın ve neler yapmayı planlıyorsun?
Şu an beni en heyecanlandıran seyahatim, Aralık'ta Miami'ye, Art Basel'a gidecek olmam. Gerçekten çok keyif aldığım bir etkinlik, üç senedir düzenli gidiyorum. Bu sene kalabalık bir arkadaş grubuyla gideceğimiz için çok mutluyum. Miami zaten sevdiğim ve alışık olduğum bir şehir, annem orada yaşadığı için bir nevi ikinci evime gidiyor olacağım.