İnci küpeli kız
MODA

İnci küpeli kız

Son dönemin gözdesi Barok inci detaylı mücevherleriyle gündemde olan Charms Company’nin ardındaki Begüm Yalçın’a İtalya’dan İstanbul’a uzanan hikayesini sorduk.

GÜNCELLEME TARİHİ: 7 Aralık 2019

Bir tasarımı anlamak için önce ardındaki yaratıcı gücü tanımak gerek. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1989 İstanbul doğumluyum. İtalyan Lisesi'nden mezun olduktan sonra Milano'ya gittim ve NABA'da moda tasarımı eğitimi aldım. İtalya'ya gitmek çocukluk hayalimdi, İtalyan Lisesi'ne gitme sebebim de aslında buydu. Fakat eğitimime başladıktan bir sene sonra moda tasarımının istediğim dal olmadığına karar verdim. Takı almaktan, bakmaktan, takmaktan çok hoşlanıyor olmamdan yola çıkarak kendi tasarımlarımı yaratmak, bu yönde şansımı denemek istediğime karar verdim. 18-19 yaşımdan beri parmaklarım yüzüklerle, kulaklarım piercing'ler ve küpelerle doluydu zaten. Yaklaşık bir sene boyunca sadece araştırma yaptım, markamın kimliği ve çizgisi üzerinde çalıştım. Sonrasında arkadaşlarımın da beğenisi ve desteği ile 2013 yılında markamı kurdum.

Charms Company, günlük takılabilecek mücevherler yapan bir marka. DNA'sı hakkında neler söylenebilir?
Modern, farklı ve zamansız, sanırım markanın DNA'sını en güzel özetleyebilecek üç kelime. Ben güzelliğin detaylarda gizli olduğuna inanan biriyim. Bir insanın karakterindeki detaylar nasıl ki onu kendine has yapıyorsa, incelikle düşünülmüş detaylar da tasarımı farklı kılar. Charms Company inci kadar klasik bir şeyi bile modern ve farklı bir çizgiye kavuşturabilmiş bir marka. Mesela halka küpelerimde yuvarlak inciler kullanmış olsaydım bu kadar özel bir tasarım olmazdı fakat incilerin şekilsiz olması, tamamen özgün ve modern bir tasarım ortaya çıkardı. En büyük gayem her koleksiyonumda alışılagelmişin dışında detaylar yakalayarak bu DNA'yı korumak.

İlk tasarımınızın hikayesini öğrenebilir miyiz?
İlk tasarımım pırlantalı tüy kolyemdi. Aslında markayı kurarken daha küçük parçalar ile başlayıp, bir trend oluşturmak istiyordum. Kiminle konuşsam, "Küçük bilezikler, kolyeler yapacağım ve herkes almak isteyecek" diyordum fakat kalemi elime alınca öyle olmadı. Elimden ilk çıkan karalama tüy motifi oldu ve kağıtta gördüğüm çizim beni o kadar heyecanlandırdı ki, diğer fikirlerim bir anda önemini yitiriverdi. İçimden bir ses bunu yapmam gerektiğini söyledi, o kolyenin hayali ile büyülenmiştim. Bir anda aklımdaki her şeyi sildim ve bu çizimi üretime verdim. Çok ama çok güzel olmuştu. Bu kolye üzerine koleksiyonu oluşturdum ve 2013 yılında Charms Company ilk koleksiyonu Dreamy Feathers ile hayata geçti.

Hangi materyallerle çalışıyorsunuz?
Tasarımlarımın tümünde altın kullanmayı tercih ediyorum. Hiçbir zaman bijuteriden hoşlanmadım, kalıcı olmadığı için anlamsız buluyorum. Bu yüzden materyal olarak altını seçtim. Onu pırlanta ve değerli taşların yanı sıra doğadaki formunu koruyan inci ve turkuaz gibi doğal taşlar ile birleştiriyorum. Takılarımın kalıcı olması, belki de satın alan kişi tarafından bir gün ailesindeki diğer nesillere aktarılacak olması beni mutlu ediyor.

Şu anki koleksiyonların ilham kaynaklarını sizden dinleyebilir miyiz?
Bir şeyi yaratabilmek için, yaratılmış pek çok şeyden beslenmek gerektiğine inanıyorum. Benim için geçmiş muhteşem bir hazine. Elimden geldiğince kendimi geçmişle besliyorum. Farklı toplum ve dönemlere ait kostümleri incelemek sonsuz bir ilham kaynağı sunuyor; üstelik aynı şeyi farklı zamanlarda incelemek her defasında farklı pencereler açıyor.

Şu an üzerinde çalıştığınız projeler var mı?
Altınbaş ile tasarım işbirliğim var. İlk koleksiyon Marin teması ile Temmuz ayında çıktı ve çok beğenildi. Yeni koleksiyon da şu an üretim sürecinde.