Barselona ve Monaco'da pandemi günlerinde hayat
MODA

Barselona ve Monaco'da pandemi günlerinde hayat

Barselona ve Monaco'da yaşayan moda dünyasından isimlerin karantina hayatlarına tanık oluyoruz.

GÜNCELLEME TARİHİ: 16 Mayıs 2020

DUYGU MASSOL / STYLIST

Covid-19'dan da dersimizi almazsak, insanlığın akıllanıp doğayı koruyacağına, hayvanları yemeyeceğine, vahşi hayatı rahat bırakacağına dair umutlarımı yitireceğim.

İnsanların doğal alanları yok etmesi sebebiyle milyarca canlı senelerdir giderek daha ufak ve bozulmuş doğal alanlara sıkışmak zorunda kalıyor. Sonunda kendi kendimizi de bir alana kapattık. Eskiden herkesin kendi seçimine saygı gösteriyordum, elimden geldiğince ekolojik yaşamaya çalışıyordum. Şimdi devletlerin vatandaşlarına daha sıkı yaptırımları olması gerektiğini düşünüyorum.

Kısa mesafeli uçak yolculuklarının kaldırılması, plastik kullanımının derhal azaltılması, hatta yasaklanması, hayvansal ürünlerin üretiminin ve tüketiminin kısıtlanması gerektiğini düşünüyorum. Karantina başlangıcında yaptığım planların hepsi zaman içinde değişti. Zira kızım Luna günümüzün hemen hemen hepsini kaplıyor. Gece kaçta yatarsam yatayım en geç 08:00'de uyanan ben, bu süreçte geç kalkmaya başladım.

Home office çalıştığım için evde vakit geçirmeye alışığım ama her gün en azından bir öğünü dışarıda yediğimizi fark ettim. Sadece, evde yemek yemeye alışmak benim gibi mutfakta zaman geçirmekten çok da hoşlanmayan biri için oldukça güç. Geniş ve aydınlık bir salonumuz var, teras da çok güneş alıyor ve şehir merkezinde oturmamıza rağmen geniş bir bahçeye bakıyor. Bitkilerle ilgilenmek ve güneşlenmek bana iyi geliyor. "Bu karantinadan bronzlaşmış olarak çıkacağız" diye dalga geçiyoruz eşim Bertrand'la. Henüz uzun vadeli planlar yapmak için erken ama bir süredir şehir merkezinden taşınmayı düşünüyorduk, bu konu daha sık gündeme gelir oldu.

Evde kalmanın eksisi benim için şu oldu; çok sosyal bir insanım, ekip çalışmasından çok keyif alıyorum. Aklıma gelen fikirleri bir an önce hayata geçirmek isteyen, oldukça aceleci bir yapım var. Ancak ne zaman biteceğini tam olarak bilemediğimiz bu süreç yaratıcılığımı biraz törpüledi.

Her şey normale döndüğünde, öncelikle sağlık sisteminin acil bir durumda çok basit bir korunma aracı olan maske ve eldiveni bile sağlayamayacak kadar kötü durumda olduğunu, bizden alınan vergilerle neler yapıldığını daha sık sorgulamamız gerektiğini daima aklımda bulunduracağım. Ayrıca, evden çıkar çıkmaz ilk işim bahçesi olan güzel bir restorana gitmek olacak.


HÜLYA BİREN / MONTE CARLO SBM ÖZEL DANIŞMANI

Bu beklenmedik ani karantina durumunun bana ilk öğrettiği, daha doğrusu hatırlattığı, özgürlüğün değeri oldu. Sabahtan akşama koşuşturmanın ne kadar gereksiz olduğunu, bindiğimiz arabanın, uçtuğumuz uçağın aslında doğayı ve soluduğumuz havayı ne kadar kirlettiğini gösterdi. Kendimizle ve hayat hedeflerimizle yüzleşip, aslında ne kadar da sade olabileceğimizi gördük. Bana da kısmet olan, dünya tarihine damga vuracak bu dönemi ailemden uzakta, Monaco'da kedim Tina'yla yaşamakmış...

Burada 15 Mart'tan itibaren eczaneler, süpermarketler, hükümet ve bazı resmi daireler hariç her yer kapandı ve halen kapalı. Şimdilik 3 Mayıs'a kadar evlerimizdeyiz. Evimde vakit geçiriyor olmaktan genelde mutluyum. Kendimle buluşmama, evimin enerjisiyle tekrar iletişime geçmeme yarıyor. Meğer burayı otel odası gibi kullanıyormuşum bunca zamandır. Evim küçük olduğu için en sevdiğim alan deniz manzaralı salonum ve balkonum.

İzolasyonun bana kattığı yeni hobiler İtalyanca, Rusça ve zihnimi yönlendirmeyi öğrenmek oldu. Her gün 40 dakika Ajda Pekkan, Tarkan, Kenan Doğulu şarkılarıyla dansa başladım. 10 kilo verdim ve kendimi çok daha dinç ve hafif hissetmeye başladım. Bu arada sevgili hayvansever dostum Banu Aydın'la sokak hayvanlarına yardıma devam ediyoruz.

Dünya konjonktürünü takip etmeye gayret ediyorum. Burada çalışanların çoğu işsizlik durumuna alındı ve her ay maaşlarının yüzde 70'ini alacaklar bir süre. Maalesef bu, pandemiyi ciddi bir ekonomik krizin takip edeceğini gösteriyor. Dünya dönmeye devam ediyor ama başka her şey durmuş durumda. Kanaatimce bu dönemden çok güçlü çıkacak sektörler; sağlık, yeme içme, teknoloji, çevre ve iklimi koruma olacak. Turizm sektörünün çok zarar göreceğini düşünüyorum, en azından bir yıl boyunca. Pandemi sona erdiğinde dünyada ve hayatımızda hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını düşünüyorum.

Çok farklı bir düşünce ve davranış şekline geçeceğiz sanırım. Dokunma yok, yaklaşmak yok, endişe ve korku var, toplu aktiviteler yok, daha bireysel ve küçük ölçekli aktiviteler var, ciddi işsizlik var ve bir kaos ortamından sonra her şeyin yavaş yavaş yoluna girmesi var...

Bu süreçte birey olarak psikolojimi yüksek tutmaya gayret ediyorum. Haftada iki kere İtalyan profesör Stefano Tirelli'den görüntülü zihin güçlendirme dersleri alıyorum. Şirketim Joy Consulting Danışmanlık'ın kuruluş aşamalarını takip ediyorum. Danışmanlığını yaptığım Monte Carlo SBM ve Monaco Prensi II. Albert Vakfı'nın ekibiyle her hafta, bu yeni dönemde ne tür değişiklikler ve adaptasyonlar gerçekleştirmemiz gerektiği konusunda beyin jimnastiği yapıyoruz.