"Bir Hayalim Var"
MODA

"Bir Hayalim Var"

Moda endüstrisi ırksal eşitliği savunduğunu iddia ediyor, ancak sektörün farklı oyuncularının bol sıfırlı karneleri söylemlerini samimiyetten uzaklaştırıyor. Eşitliğe ulaşmanın yolu ise endüstrinin her kademesinde farklı renklerden temsiliyeti artırmaktan

GÜNCELLEME TARİHİ: 27 Temmuz 2020

Gökçe Algan

George Floyd'un Minnesota'da polis memurları tarafından öldürülmesi ve ölümüne giden sürecin anbean görüntülenmesi, ırkçılığın dünya çapında tartışılmasını ve tüm endüstrilerde ırksal eşitlik talebinin yüksek sesle telaffuz edilmesini sağladı. Bu çağrı ve görmezden gelinmesi namümkün gündem, moda endüstrisinde de Pandora'nın Kutusu'nun açılmasına vesile oldu. Zira endüstrinin karnesi çok uzun zamandır zayıftı ve zaman zaman gündeme gelen münferit olaylar buzdağının sadece görünen yüzüydü.

Hafızamızın derinliklerinde bir yolculuğa çıkalım: Dolce & Gabbana'nın çok konuşulan, Çin kültürünü aşağıladığı iddiasıyla tepki çeken videosu; Prada'nın vitrinlerinde kullandığı, siyahları karikatürize ettiği yönünde eleştirilen Pradamalia figürleri; Gucci'nin siyahları rencide ettiği söylenen balıkçı yaka kazağı, H&M'in web sitesinde yer alan, siyah bir çocuğun üzerindeki "Coolest monkey in the jungle" sweatshirt'ü son birkaç yıldan aklımızda kalan ve ırkçılık tartışmalarını alevlendiren olaylardan bazıları.

Floyd'un ölümünün ABD'den tüm dünyaya yayılan bir eşitlik mücadelesine dönüşmesiyle markalar bu çağrıya bir bir kulak verdiler ve kendi manifestolarını duyurmaya başladılar. Protestoların en yoğun biçimde yaşandığı günlerde yeni Pont9 çantasının tanıtımı için global ölçekte yürüttüğü sosyal medya kampanyasıyla eleştiri oklarına hedef olan Louis Vuitton, kendi Instagram hesabında, "Değişimin parçası ol. Irkçılıktan özgürlüğe, birlikte barış içinde" mottosunu yayınladı

Gerek lüks segment markalar, gerekse global perakende devleri benzer söylemi benimseyen destek mesajları paylaştılar ancak gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu var, hele ki sosyal medya çağında yaşıyorsanız... Sosyal medyada ırkçılığa karşı dayanışmaya davet eden paylaşımlar dolu dizgin sürerken, kapalı kapıların ardında gizli sırlar bir bir ortaya dökülmeye başladı.

Kral Çıplak Deme Vakti
Ayrımcılığın her türüne karşı durduğunu Instagram hesabında duyuran Celine'in bu paylaşımının altına stil danışmanı Jason Bolden dikkat çekici bir yorum bırakmıştı: "Eğer beyaz bir stil danışmanına sahip değilse hiçbir siyah ünlüyü giydirmeyen siz değil miydiniz?" Markanın defilelerinde kullandığı modeller arasında siyah modellerin yüzde 10'u geçmemesi de söylemindeki samimiyetin sorgulanmasına neden oldu.

Hareketin bir parçası olmak, #BlackLivesMatter söylemini bir pazarlama aracı olarak kullanmak ve rüzgarın gerisinde kalmamak üzere ırkçılığa karşı duran Anthropologie, Reformation, Zimmermann gibi markaların da ipliği, moda endüstrisinin skandallarını ortaya dökme konusunda rüştünü çoktan ispatlamış @diet_prada hesabının desteğiyle pazara çıktı. Anthropologie'de siyah müşteriler için "Nick" rumuzunun kullanıldığı ve bu müşterilerin mağazada takip edildiği, Reformation'da siyah çalışanların kötü muameleye maruz kaldığı ve hak ettikleri terfileri asla alamadıkları haberi sektörde şok etkisi yarattı.

Gerçek Orada Bir Yerde
Moda endüstrisi, özellikle sokak stilinin trendleri belirlediği son yıllarda, siyah toplulukların kültüründen ilham alarak ve bu kültürden damıttığı hit parçalarla kasasını doldurarak kendine ciddi bir artı değer sağladı. Ancak siyahlara ve ayrımcılığa uğrayan diğer tüm topluluklara eşitlik sağlamaya yönelik somut adımlar bir türlü atılmadı ve biz defalarca aynı filmi izledik: Bir marka "yanlışlıkla" ırkçı bir eylemde bulunur, tepki toplar, üzerine uzun uzun düşünülmüş metinler ile özürler dilenir, ilgili bir vakfa ya da sivil toplum kuruluşuna bağışlar yapılır, defter kapanır. Ta ki bir diğer marka aynı kısır döngüyü tekrarlayana kadar.

Fast Company'nin paylaştığı verilere göre bugün davet usulü ile üye kabul eden Amerikan Moda Tasarımcıları Konseyi'nin (CFDA) 500 üyesinin yüzde 4'ünden azı siyah. Yine son yıllarda New York Moda Haftası'na katılan tasarımcılar arasında siyah tasarımcıların oranı yüzde 10'dan az. Dünyanın önde gelen modaevlerine baktığımızda, siyah kreatif direktör sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

Endüstrinin farklı alanlarından siyah fikir önderleri de markaların #BlackLivesMatter söylemlerinde samimiyetten uzak oldukları konusunda hemfikir.

Lüks aksesuar markası Brother Vellies'in kurucusu ve aktivist Aurora James, siyah bir kadın ve moda girişimcisi olarak markaların eşitlik söylemlerinin temelden yoksun olduğunu söylüyor. James, başlattığı Fifteen Percent Pledge hareketiyle (@15percentpledge) Target, Walmart, Shopbop gibi sektörün lokomotifi şirketlere çağrıda bulunuyor ve "Madem ABD nüfusunun yüzde 15'i siyahlardan oluşuyor, öyleyse bu zincirler de marka seçkilerinin yüzde 15'ini siyahlar tarafından kurulan markalara ayırmalılar" diyor.

"Daha iyi Olmalıyız"
Gerçek eşitliğe ulaşmanın yolu, yüzyıllar önce tarihin derinliklerine gömülmüş olması gereken, utanç verici "beyaz adamın yükü" anlayışını bir kenara bırakmaktan ve elini taşın altına koymaktan geçiyor. Gucci ve Prada, kendilerine yöneltilen ırkçılık suçlamalarının ardından, bunu bir fırsata çevirerek somut adımlar atma cesareti gösteren markalardan. Gucci geçtiğimiz yıl dört aşamalı çeşitlilik ve eşitlik sağlama planını açıkladı ve markanın ilk Global Eşitlik ve Çeşitlilik Lideri olarak Renée Tirado'yu duyurdu. Prada ise marka bünyesinde renginden ötürü eşit muamele görmeyen kişilere global ölçekte eğitim, staj, burs ve iş olanakları sağlamayı hedefleyen yeni Çeşitlilik ve Kapsama Danışma Kurulu'nu kurdu.

Sektöre daha fazla siyah çalışan kazandırmak, üst yönetimde daha fazla siyah karar alıcının yer almasını sağlamak moda endüstrisinde ırksal ayrımcılığa dur demenin aslında en etkili yolu ve kimi markaların bu yönde nihayet eylem planları açıklamaları umut verici.

Sektörün alanında lider ve çeşitliliği tarihi boyunca sahiplenen markalarından Levi's'ın konuyla ilgili bir açıklamasında vurguladığı gibi artık, "Daha iyi olmalıyız."

Farklı renklere, etnik gruplara mensup çalışanların temsiliyeti arttıkça, karar alma mekanizmalarında bu kişiler daha fazla söz sahibi oldukça değişim başlayacak ve işte o zaman #BlackLivesMatter, markaların gündemi yakalamak için takip ettiği içi boş bir söylemden çok daha fazlası haline gelecek.