Döndüm Bak! Geldim Şimdi.
MODA

Döndüm Bak! Geldim Şimdi.

Bugünü aslında nasıl sabırla bekledimdi, seni vatkalarla görmek, seni hissedebilmek, geçmişi senden geri almak bütün ümidimdi... Olmaz artık, kapı açık, fuşyanı giy de çık! Melis Ağaza

GÜNCELLEME TARİHİ: 20 Ekim 2020

Bir koca fiyonk, lateks bir pantolon, biraz Grace Jones, hallice iki vatka, bir şişe Christian Dior Poison... "80'ler geri geldi" diye bir manşetle başlamak mı? Haşa! 70'leri, 60'ları söyleyenler de vardı ama evrendeki en fosforlu titreşim buydu. Kayıtsız kalamadım.80'lerde çocuktum. AHA,Michael Jackson,ModernTalking, annemin rugan Charles Jourdan'ları, evdeki büyüklerin sedefli tırnakları... O sedefli tırnaklar yok artık. Gülüşler bulutlara, unutuşlar albümlere karışalı çok oldu.Vatkalarla yarışan broşlar hepsini çok özlüyor oysa. Saint Laurent,işi en çok abartanlardandı. Yarattığı bu fetiş-glam aklıma şu şarkıyı da getirdi; "Lets talk about legs babyyy, lets talk about you and mee..."

Renk paleti, siklamenle doğdu, safran sarı PVC taytla yükseldi ve mor bir kürkle battı. Şimdi asıl soru şu: Bu taytları evde online pilates dersinde mi giyeceğiz, yoksa Zoom toplantısına mı sıkacağız gömlek fiyonklarını? Cevap ikisi de! Çünkü artık hayatımız ev modeli üzerinden veya aralıklı sos- yal mesafeli görüşmeden oluşuyor. Yeni ofis evimiz, yeni ruj maskemiz. AnthonyVaccarello'nun orkestrasyonu uyuyan bir devi uyandırdı. Kimler yoktu ki bu tınılarda; David Bowie,Thierry Mugler, bolca Grace Jones ve tabii Prenses Diana. Jasmine Noir aklıma geliyor,"I feel love" dinlerken,Tom Ford'un kokusu. Müziğin kokusu, gece yasemini, ada gecelerinde kokan, Füreya Koral'ın belle- ğindeki,Tiraje Dikmen'in balkonundaki... Çocukluğumda elimdeki...80'lerin kokusu yaseminler ve azıcık lüks telaşı. Dallas'taki kristal viski bardakları, Sue Ellen'ın yarasa kollu trikoları.

Kışa Dair Bir Hikaye

Kışın rüzgarında Saint Laurent'in rugan kalem eteğini giymiş bir kadın Whitney Museum'a doğru, Upper Eastside'da hızlıca yürüyor. Üzerinde Dianaesk bir fiyonkla bağlanmış ipek gömleği ve aynı telaş içindeki safir küpeleriyle az sonra göreceği Robert Mapplethorpe fotoğraf sergisi için heyecanlı.Aslında Keith Harring sergisini istiyordu.Ama ona yetişemedi.Aklında 80'ler dışavurumcu sanatının asi temsilcileri, kulağında ayakkabısının topuk sesleri...

Birazdan Mapplethorpe'un imzası olan çiçek fotoğraflarıyla sarılacak etrafı. Kalalara, lilyumlara nefes veriyordu bu adam. Çektiği her çiçek fotoğrafı az sonra sanki bir Oscar de la Renta elbiseye desen olacakmışçasına net, kusursuz ve atipikti. Kokusuzdu.

Giydiği fiyonklu gömlek ustaya saygı niteliğinde birYves Saint Laurent klasiği. İpek kurdelenin uçuşu bir kelebek kıpırdaması. Sergi bitiyor, rugan kalem etekli kadın New York sokaklarına dönüyor.Bindiği sarı taksideThriller çalmakta. Maskesini çıkarmıyor.

Aklına Michael Jackson'ın 80'lerde etrafı sallaması geliyor pek tabii. O dans, o ses, o styling, o ruh... Galaktik bir yetenek. Sonra düşünüyor; Michael Jackson'laYves Saint Laurent'ın tanıştığına emin de, peki arkadaş mıydılar? Sanmıyor. Pek uymazdı zevkleri. Jackson'da başka bir taste vardı.Yüzyıllar öncesinde öğrenilmiş sanki.80'lere ait, tam 80'lerde parlamış bir tanrısallık. Siyah payetli ceketinin altına giydiği sigaret kısa pantolonu ve loafer'ları! Bu ikonik 3'lü (beyaz çorabı dahil) üniforma nice koleksiyonlara ilham olmuş, çabasız şıklık kavramını MJ zaten hissederek oluşturmuş, 80'lerdeki şatafatın tam aksine, ani bir kontratakla modaya gol atmıştı.

Kadın durdu düşündü, Mapplethorpe, Mic- haelJackson,NanGoldin,CorrineDay,çocuk- luğu, genç kızlığı, babası, annesi, halası, tam bir 80'ler kokteyli yaşamıştı. Bu duygusal kokteyli bize sunan,hatırlatan,Vaccarello ve diğerleri.... Sonbahar/Kış 2020 sezonuna endişelerle girdiğimiz bugünlerde tartışma konumuz sürdürülebilirlik, doğaseverlik, kaprisli tüketimin sonu,bir nostalji arayışı,moda endüstrisinde oluşan ortak bilinç... 80'lerin highlight parçalarını gardıroptakilerle arkadaş etmek, var olan klasik parçalarla tamamlamak geçsin içinizden. Bazılarının çocukluğu, bazılarının gençliği, bazılarının olgunluğu bu yıllar. Modanın Dallas'ının oynandığı sert bir kasırga. Keskin, figüratif ve dışavurumcu.Ajda'nın dediği gibi; "Geçmişi senden geri almak bütün ümidimdi, olmaz artık!"

Lady Di tüm öne çıkan görünümlerinde, fiyonklu fuları olan plili ipek elbiseleri bonbon renklerinde tercih ederdi. Stil seçimleriyle dönemin tüm modaevlerine ilham vermişti.