RUNtalya`da Yürüdüm
MODA HABER

RUNtalya`da Yürüdüm

'Eğer sen de düzenli egzersiz yapıyorsan ya da yapmak istiyorsan, sadece bunu yaparken aynı zamanda bir birey olarak sosyal sorumluluk projelerine destek vermek ve kendinden daha az şanslı olanlara sivil toplum kuruluşları aracılığı ile yardımcı olmak ist

GÜNCELLEME TARİHİ: 29 Mart 2011

Eşim Murat, onunla tanıştığımdan beri hep koşar durur, hem sahilde koşar, hem de iş hayatında Bitmez tükenmez bir enerjisi vardır. Bundan iki ay önce bana 'Ben RUNtalya'ya katılıp 10 km koşacağım.' dediğinde, ben de 'Peki, sana iyi koşmalar, hayatta başarılar.' dedim. Sonra 'Bari ben de seninle geleyim, koşmasam bile seninle vakit geçiririm, değişiklik olur.' dedim. Koşmayı sevmeyen ama aksine tempolu yürümekten keyif alan ben 'Peki, 10km'yi koşmak yerine yürüsem olmaz mı?' diye sordum. O da 'Yörük'e soralım.' dedi. Yörük te nereden çıktı diyeceksiniz şimdi. Meğer bu koşuyu 'Adım Adım' adlı bir organizasyon ayarlıyormuş.

Mottoları da şöyle: 'Eğer sen de düzenli egzersiz yapıyorsan ya da yapmak istiyorsan, sadece bunu yaparken aynı zamanda bir birey olarak sosyal sorumluluk projelerine destek vermek ve kendinden daha az şanslı olanlara sivil toplum kuruluşları aracılığı ile yardımcı olmak istiyorsan Harekete Geç!' Yörük te Murat'ın çocukluk arakadaşı olup aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarından olan Toplum Gönüllüleri Vakfının da (TOG) başında bulunuyor. Yörük: 'Tabii ki de koşmak zorunda değilsin, yürüyebilirsin de Didem, amaç yardımda bulunmak.' dedi. (Resimler yazının sonunda yer alıyor)

Hangi amaç için koşulduğunu öğrenince içim sadece oraya kuru kuru gidip yürüyüp dönmek istemedi. Annem ve babamın her daim öğütleri şöyle olmuştur: 'Bir işi yapacaksanız hakkıyla tam olarak yapın.' Hele babam her zaman ama her zaman siz duymaktan sıkılana kadar şöyle der: 'Yarım işi hiç sevmem.' Damarlarımın içine işleyen bu öğretiden sonra gel de bu yürüyüşe hiç bağış toplamadan elini kolunu sallayarak git. Gel de bu kadar insan bir amaç için koşarken, yürürken sen sadece keyfini düşün. Olacak iş değil. Bir gün oturdum bilgisayarımın başına ve tüm gün herkese kişisel e-mail yazdım: Murat ve benim neden RUNtalya'ya katıldığımıza ve TOG için bağış topladığımızı ve bu bağışların nereye gideceğine dair.

6 Mart 2011 sabahı koşu günü Antalya'da inanılmaz bir yağmur başladı. Ama yağmura rağmen herkesin içindeki coşkuyu görmek o kadar güzeldi ki. 10 km'yi Murat bir saatte koşarak, ben de 1.5 saatte yürüyerek bitirdik. Bitişe geldiğimde, insanlara vermiş olduğum sözü yerine getirmiş olmanın verdiği hafifliği ve de bir çok gencin hayatında güzel değişiklikler yaratmak için vesile olduğumuzu içimde, damarlarımda hissettim. Bugün 20, 30, 40... km yürüyeceksin ve 50 gencin hayatına güzellikler katacaksın deseler, inanın hiç durmadan gece gündüz yürürüm.

Murat ile birlikte aşağı yukarı 15.000TL topladık. Bu yazımı okuyan ve bizlere dolayısıyla gençlere destek veren herkese bir kez daha çok teşekkür ederim. Aynı zamanda eşim Murat'a da böyle bir güzelliğe vesile olduğu için gönülden teşekkür ediyorum.

'Başarı, tüm ulusun azim ve inancıyla çabasını birleştirmesi sonucu kazanılabilir.' ATATÜRK

Neler Öğrendim:

1. Birilerine yardımım dokunacağını bildiğim zaman o spordan çok daha fazla keyif aldığımı.

2. Bugüne kadar kimseden özellikle para konusunda yardım istemeyen birisi olarak para istemenin ne kadar zor olduğunu ve bundan dolayı insanların bağış toplarken neler hissedebileceğini.

3. Kimilerinin 'Aaa tabii kesinlikle bağışta bulunuruz ve de çok mutlu oluruz' deyip sonrasında onlardan hiçbir bağış gelmediğini ve bundan dolayı hemen her yazılana ve söylenene inanmayıp heveslenmemem gerektiğini.

4. Bazen egomun öne çıkıp 'Biz ama herkesten daha çok bağış toplayabiliriz' diyen sesi susturmam gerektiğini.

5. Hiç beklemediğim insanların bizleri ve gençleri desteklediğinde ne kadar şaşırdığımı ve hoşuma gittiğini.

6. Belki de insanların sadece kilo vermek için değil yardım amaçlı yürüyüşler düzenlemeleri gerektiğini ve bunun için de bir adım atılabileceğini. Hatta arkadaşlarla yemek için değil yürüyüş için buluşulmasının çok hoş olacağını. Güzel sohbetlerin sadece masa etrafında değil, yürüyüş esnasında yapılabileceğini.

7. Kimilerinin bu koşunun yardım için olduğunu tamamen unutup sadece derece yapmak için oraya geldiklerini ve egolarıyla hareket ettiklerini gördüğümü ama yine de onları yargılamamam gerektiğini.

8. Maratonda 21km ve 42 km koşuları da vardı. Uzun maratonlarda BESLENME konusunda bilinçli bir çok sporcunun yanı sıra bir o kadar da bilinçsiz olup vücuduna yarardan çok zarar veren insanların bu konuda yardım almaları ve kendilerini geliştirmeleri gerektiği. Beslenme ve spor el ele gitmeli, YARIM İŞİ HİÇ SEVMEM :)