İstanbul'un baş tacı
MODA HABER

İstanbul'un baş tacı

Çocukluğumun Şubat tatillerinde İstanbul’a geldiğimizde, babam mutlaka İstanbul’un gerdanlığını bize isim isim anlatarak gezdirirdi.

GÜNCELLEME TARİHİ: 11 Aralık 2012

Ekose kırmızı eteğim, dantel çoraplarım, kırmızı rugan ayakkabılarım ve kürkümle, koca kapılı dev pencereli bir restoran ise muhteşem yemekleri tattığımız yer olurdu.

Yıllar geçti İstanbul insana inat, gerdanlığının taşları zedelense de, baş taçlarından vazgeçmedi. Ben de bu güzelliklerden birinde çocukluğumda yemek masasının etrafında koşturduğum Çubuklu'daki Taç Balık'a yeniden konuk oldum.

Güler yüzlü Billur Hanım, beni sevgili Şefimiz Muharrem Bey ile kapıda karşıladı. Beni ayrıca, 1970'lerin başında kurulmuş Taç Balık da tüm ihtişamıyla içine çekti. Nazik bir şekilde masamıza kurulduk.

Bembeyaz kolalı masa örtüleri, temizlikten çınlayan kadehler, Billur Hanım'ın cıvıltılı sesi derken, tadım yapmaya başlamadan, ilgi sarhoşluğundan ilk sakarlığımı yaşayıp, şarap kadehini kırdım. Nazardır dedik, konuyu kapattık.

Masamıza önce patlıcan salata, ısırgan otlu salata ve levrek meze gelmişti. "Mişti" diyorum çünkü; geldikleri gibi midemde bayram etmeye başlamışlardı. Sohbetimize devam ederken, eski tarzından hiç ödün vermeden yenilenmeyi, eski tatlara farklı tarzlar katarak, daha leziz hale getirmek için uğraştıklarını dinledim. Arada masamız balıklı makarna, midye, balık mantı ve balık içli köfte ile taçlandı. Billur Hanım ve Şef'imiz Muharrem Bey'in sohbetiyle birlikte şaheser tabak, boş tabağa dönmüş benim de yüzümde güller açmıştı.

Dondurmalı hurma tatlısı ve sufle ile midem fesada uğramadığı için şaşkınlık yaşarken, Taç Balık'ın ustalarının çalışma mekanına göz attım. Tertemiz bir mutfak, pırıl pırıl kıyafetler, mis kokular eşliğinde enfes tatları yaratmakla meşguldüler. Teşekkür ederek, mekandan ayrılırken, tatlar damağımda, ekose eteğim, rugan kırmızı ayakkabılarımla babamın elinden tutmuş bir daha görüşmek üzere el sallıyordum.

Püf 1: İstanbul sınırları içerisinde aynı kulvarı paylaşan birçok balıkçıdan bir adım önde olduğu hiç sakınmadan söyleyebildiğim bu güzel mekan, dilerim İstanbul'un nadide bir mücevheri olarak bizi hep taçlandırır.

Püf 2: Eğer siz de Taç Balık'ta yemek yemek isterseniz, hiç tereddüt etmeden evet gidin ve tadın derim. Hem güler yüz, hem nefis tatlar, hem de Boğaz'ın büyülü atmosferi sizi mest edecektir.

Püf 3: Servis kalitesi çok iyi. Ara sıcaklar İstanbul'da benim yediklerim içinde en iyiler arasındaydı.

Püf 4: Manzara enfes, otoparkı var. Arabanız siz yemek yediğiniz sürece dolaşmıyor.