Özellikle tatlı konusunda çok seçiciyim. Eğer tatlı yiyeceksem ya da ziyarete giderken yanımda g
ötüreceksem İstanbul'da belirli birkaç dükkan dışına çıkmam. Baklavalar açıp, ikramlar yapma konusunda çok da maharetli sayılmadığım için, bu dükkanlar benim için çok kıymetli. Size de şiddetle önereceğim bu dükkanlar tarih kokuyor ve İstanbul'un en eski semptlerinden Fatih'te bulunuyor. Yani, yeme içme denince ilk akla gelen yer… İşte bayramda uğramadan geçmeyin dediğim birkaç tatlıcı…
95 yıllık geçmişi bulunan Fatih Sarmacısı'nın 3. kuşak sahibi Necmettin Deligöz'ü arıyorum. Sarma tarifini istiyorum. Hatta zorluyorum ancak, bu sırrı kimseyle paylaşamayacağını söylüyor. Taklitlerinin de bolca olduğunu ancak bir türlü tutturamadıklarını çok biliyorum. Bu nedenle tutumuna hak veriyorum. Yani, gidip almak farz oluyor. Kalın yumuşak pandispanya hamurunun ortasındaki kayısı marmeladı, pandispanyaya özenle verilmiş şurubu ve tatlının üstüne serpilmiş Hindistan cevizi rendesi Fatih Sarması'nın genel tarifi. Bir oturuşta bir tepsi yiyebileceğiniz, Fatih Sarması ismiyle etiketlenmiş bu tatlı türü, hafif ve kesinlikle yağsız. Tadını ise arasında ve üstündeki kayısı parçacıkları, kayısı marmeladından alıyor. İçinde şeker bulunmuyor. Yalnızca şerbetinde çok az miktarda şekere rastlıyoruz. Necmettin Bey Fatih Sarmasını, kışın kaymakla servis etmemizi öneriyor. Yazın ise dondurmayla olan uyumunun çok daha güzel olduğunu söylüyor. Bayramda misafirlerini büyülemek isteyenler, bu ferahlatıcı ve enfes tatla amacınıza rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Barbaros Yoğurtçusu
Mekan yine Fatih. 3. Kuşak sahipleriyle kontağa geçtiğimde, biri İskenderpaşa Mahallesi'nde, diğeri Hocaüveyz Mahallesi'nde olmak üzere Fatih'te iki şubelerinin olduğunu öğreniyorum. Yoğurtçu dediğime bakmayın. Peynir çeşitleriyle, kaymak, tereyağı, sütlü tatlılarıyla da meşhur bu kuruluş. Dedeleri Abbas Kurap, Osmanlı döneminde Yugoslavya'da yaşarmış ve 1908'de İstanbul'a gelip Beşiktaş'taki Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi'nde süt ürünleri imalatı yapmaya başlamış. 1918'de de kayıtlara geçmiş. Bu yüzden kuruluş 1918 şeklinde belirtiliyor. O zamanlardan beri de Çatalca'dan, aynı üreticilerden alıyorlar sütü. Tatlıları da Osmanlı döneminden kalma, orijinal tarişerle yapıyorlar. Tavuk göğsü ve keşkül sevenler yaz günü bayram ziyaretinize gelenlere bu mis gibi süt kokulu tatlılardan ikram edebilirsiniz. Ayrıca tavuk göğsünde gerçek tavuk eti kullanılmış, göz ardı etmemek lazım.
Baltepe dondurmacısı
Yine Fatih'te 1956 yılında dondurmacı olarak kurulan Baltepe Pastanesi'nden satın alacağınız dondurmanın tadına o gündür bugündür doyum yok. Organik meyvelerden üretilen dondurmanın sütü yaklaşık 40 yıldır Silivri köylerinden tedarik ediliyor. İçeriğinde hiçbir katkı maddesi bulunmayan bu doğal dondurmayı ikram sonrası en fazla 20 dakika içerisinde tüketmek gerekiyor. Aksi halde tamamen eriyor. Her gün dokuz çeşit dondurma seçeneği sunarken, arada 10-12'ye çıkabiliyor. Dondurmasının lezzetini biliyorum. Ama diğer tatlardan haberdarlığım yok. Şu andaki sahibi, ilk sahiplerinin torunu Halit Bekiroğulları'nın önerisi dikkatimi çekiyor. İtalyan kökenli bir tatlıyı kendi tarifleriyle birleştirip Baltepe Special isimli bir hamur tatlısı ürettiklerinden bahsediyor. Beş yıldır inanılmaz satılıyor, meşhur oluyor. Süt şerbetli, üzerindeki karamel sosuyla servis edilen bu tatlı bayram ikramı için ne kadar uygun bilemiyorum ama denemeye değer!
Şerifoğlu Baklavacısı
Geçmişi eski bir tarihe dayanmasa da, önermeden edemeyeceğim. Ev baklavası dışında baklava yemeyen ben, hamilelik sürecimce bu baklavaları bol bol tükettim. Ben cevizliden vazgeçmem diyorum, siz isterseniz, şerbeti kıvamında, incecik hamuru ve dolgun Antep fıstığıyla damaklarınızı şenlendirin. Başka baklavalarda tadına rastlamadığım bu lezzetin kaynağı ise, süt kremasından yaptıkları yağlarından geliyormuş. Bunu da öğrenmiş olduk.
