''Ölümsüz aşk'' arıyorum diyen insanı anlarım ama ''ölümsüz âşık'' arıyorum diyen insandan korkarım ben!
Yani bunu diyen insan, ''âşık'' mı arıyor yoksa ormanda, bin kaplan gücünde gezen Kızılmaske'yi mi kafeslemeye çalışıyor belli değil!
''Ölümsüz Âşık'' arayan arkadaşa bir sorum var benim: Sana, âşık olan insan, ölümsüzlüğe mi kavuşuyor da ölmeyecek; ölümsüz olacak?
Bu mudur yani senin olayın? Eğer öyleyse ben hemen sana âşık olurum. Hiç tereddüdüm de olmaz bu konuda!
Deme öyle şeyler, güzel kardeşim! Ürkütüyorsun insanı! Kazanda ölümsüzlük iksiri kaynatan biri canlanıyor gözümün önünde sen böyle konuşunca. Sakin ol!
Günü gelince hepimiz terk edeceğiz buraları, yeter ki Allah sıralı ölüm versin!
Ruh ikizini arayan kişilikler var bir de. Ne yalan söyleyeyim bu ruh ikizi olayına kafayı haddinden fazla takanlardan da korkuyorum ben.
Tamam, ruhların uyması güzel; olmazsa, olmaz zaten ama bunu her cümlede kullanan insan korku filmi gibi oluyor.
Zaten manasız bunu birebir aramak! Yani, o, tamamen senin aynın olursa sıkıcı olmaz mı durum? Niye o zaman başka biriyle beraber olacaksın ki? Otur evde tek başına! Ama yine de diyelim ki var öyle bir durum. Var yani hepimizin karbon kopya misali ruh ikizleri ama ya seninki milattan önce üçüncü yüzyılda yaşayıp, öldüyse ne yapacaksın, güzelim sen?
Bırak saplantılı olma bu kadar! Rahatla! Bire bir aynı olmanız şart değil. Tadı öyle çıkmaz zaten bu işin! Sakin ol!
Bir de şarkılardan etkilenip, farklı boyutlara geçen arkadaşlar var! Geçenlerde 15-16 yaşlarında bir delikanlının sevgilisine ''O Ağacın Altı, bizim şarkımız olsun mu'' dediğini duydum.
Tamam, o yaşta birinin bu şarkıyı biliyor olması güzel hatta gurur verici ama şimdi sorarım o delikanlıya: Ulen sıpa, sevgilinle hangi ağacın altında ne zaman oturdun, evladım sen? Hele o orman gezinizi bir anlat bana bakalım!
Yani bunu diyen insan, ''âşık'' mı arıyor yoksa ormanda, bin kaplan gücünde gezen Kızılmaske'yi mi kafeslemeye çalışıyor belli değil!
''Ölümsüz Âşık'' arayan arkadaşa bir sorum var benim: Sana, âşık olan insan, ölümsüzlüğe mi kavuşuyor da ölmeyecek; ölümsüz olacak?
Bu mudur yani senin olayın? Eğer öyleyse ben hemen sana âşık olurum. Hiç tereddüdüm de olmaz bu konuda!
Deme öyle şeyler, güzel kardeşim! Ürkütüyorsun insanı! Kazanda ölümsüzlük iksiri kaynatan biri canlanıyor gözümün önünde sen böyle konuşunca. Sakin ol!
Günü gelince hepimiz terk edeceğiz buraları, yeter ki Allah sıralı ölüm versin!
Ruh ikizini arayan kişilikler var bir de. Ne yalan söyleyeyim bu ruh ikizi olayına kafayı haddinden fazla takanlardan da korkuyorum ben.
Tamam, ruhların uyması güzel; olmazsa, olmaz zaten ama bunu her cümlede kullanan insan korku filmi gibi oluyor.
Zaten manasız bunu birebir aramak! Yani, o, tamamen senin aynın olursa sıkıcı olmaz mı durum? Niye o zaman başka biriyle beraber olacaksın ki? Otur evde tek başına! Ama yine de diyelim ki var öyle bir durum. Var yani hepimizin karbon kopya misali ruh ikizleri ama ya seninki milattan önce üçüncü yüzyılda yaşayıp, öldüyse ne yapacaksın, güzelim sen?
Bırak saplantılı olma bu kadar! Rahatla! Bire bir aynı olmanız şart değil. Tadı öyle çıkmaz zaten bu işin! Sakin ol!
Bir de şarkılardan etkilenip, farklı boyutlara geçen arkadaşlar var! Geçenlerde 15-16 yaşlarında bir delikanlının sevgilisine ''O Ağacın Altı, bizim şarkımız olsun mu'' dediğini duydum.
Tamam, o yaşta birinin bu şarkıyı biliyor olması güzel hatta gurur verici ama şimdi sorarım o delikanlıya: Ulen sıpa, sevgilinle hangi ağacın altında ne zaman oturdun, evladım sen? Hele o orman gezinizi bir anlat bana bakalım!
Zaten baştan yanlış yapıyorsun! Tut ki kız da boş bulundu ve ''ivit, ivit bizim şarkımız olsun o ağaçlı şarkı'' dedi. Ama kafanı çalıştır, evladım; ne malum seneye sizin okula daha güzel bir kızın gelmeyeceği? Sen, bu kadar güzel bir şarkıyı tüketmesene hemen; bırak, sonra kullan! Sen de sakin ol!
Neyse…
Son bir haftadır feci şekilde kış depresyonundayım ve her şeye, herkese bulaşasım var…
Aslında elim değmişken; bir de kendi gölgeme bulaşıp, onunla da kavga edesim var ama bir durma noktam da olabilme artık…
Sevgiler…
