Olan olduğu kadar; olmayan cehenneme kadar...
MODA HABER

Olan olduğu kadar; olmayan cehenneme kadar...

GÜNCELLEME TARİHİ: 30 Nisan 2013

Aslında ilişkilerle ilgili bir yazı yazmak için oturdum şu anda klavyenin başına… Aklımda bir konu var…
Alışılmadık bir konu değil… Kadınların sürekli yaşadığı bir durumun özetini yazacaktım…
Hani bir anda gece ve gündüz kadar farklı tavırlar sergileyen adamlar vardır ama siz bir türlü ispat edemezsiniz adamın birden gündüzden geceye geçtiğini…
Anlatamazsınız derdinizi…
Hâlbuki çok şükür; hem aklınız yetiyordur değişimi anlamaya, hem de zekânız ama somut bir delil yoktur elinizde…
Dikkatinizi çekmek amacıyla; şirinlik muskası kıvamında dolaşan adam birden bire "Cool" olmayı seçer, dikkatinizi çekme görevini yerine getirdikten sonra…
Hani o sizinle içtiği rakıdan tutun da izlediği yağmurun, dolunun fotoğraflarını paylaşacak kadar "Sevimli adam" birden bire "Küstümotu"na döner…
Nasılsa istediğini istediği zaman alacağını anlamıştır…
Ya da onun niyeti zaten o sevimli oyunu oynamaktır ama siz de "Oyunda" olduğunuzu söyleyince vazgeçer… Gönlü geçer…
İşte bunlarla ilgili bir yazı yazmak için oturmuştum ama yazmaya bile değmeyeceğini anladım yazmaya başlayınca…
Hani bir laf vardır: "Cehennemin dibine kadar" diye…
Tam da onu dedim yazmaya başlar başlamaz…
Benim her günüm çok değerliyken; kimsenin gel-gitleriyle uğraşmamalıyım diye düşünüyorum…
Gençken, ilişki yaşamak her türlü heyecanı kaldırmayı göze almamıza sebep oluyordu ama yaşımız ilerledikçe "İlişkinin" anlamı değişmeye başladı…
Gençken, soğuk adamlar ilgimizi çekerlerdi ama belli bir yaştan sonra huzur veren, paylaşmayı bilen, güldürebilen, tezatlar oluşturmayan, içimize kuşku ve korku salmayan adamları istemeye başladık…
Hatta fiziksel görünümden daha önemli oldu bizde uyandırdığı düşünceler…
Eskiden yakışıklı adamlar cinsel anlamda çekici gelirlerken, artık samimi bulduğumuz adamları çekici bulmaya başladık…
İşte, tüm bunlardan dolayı; bizimle tanıştıklarında beyaz olan adamlar birden bire siyaha ya da griye döndüklerinde, tüm çekiciliklerini kaybediyorlar…
Ve bitiyor her şey…
Ve komik tarafı başlamadan bitiyor…
O korku ve huzursuzluk içimize bir kez girdi mi; bir daha çıkmıyor…
Çıkmasın da zaten…
Çıkartmaya ya da anlamaya çalışarak vakit kaybetmemek lazım… Yıpranmamak lazım…
Ben kendi adıma bir kere beni korkutan adamın sonsuza dek kaybolmasını diliyorum artık…
Size de tavsiye ederim…
Bir kez ters gitmeye başladıysa; bırakın tamamen gitsin…
Sizin vaktiniz her şeyden ve herkesten daha önemli…
Sizi bir kere yok sayan; size bir kere de olsa hak ettiğiniz ilgiyi göstermeyen adam bunu sürekli tekrarlayacaktır…
Siz en baştaki insan olmaya devam ettiğiniz sürece, karşınızdaki de bunu yapmak zorunda…
O yüzden baştan alarm veren herkesi gönderin hayatınızdan…
Artık olmayacak olanı oldurmaya çalışarak vakit kaybetmeyelim…
Sıradakini denemekte fayda var…
Farkındaysanız yine tamamen dağılmış dikkatimle yazıyorum…
Bu konuyu yazmak için oturup; yazmaya başlayınca vazgeçip; neden vazgeçtiğimi açıklarken de aslında konuyu olduğu gibi yazan "bir kendimi durduramama" durumu yaşadım yine…
Hâlbuki bunu yazmaktan vazgeçtiğim sırada çocukluk anılarımı yazarak devam etmeye niyetlenmiştim…
Neyse artık haftaya bambaşka bir konuyla devam ederiz…
Sevgilerimle…