Bilinçsiz alışverişe son!
MODA

Bilinçsiz alışverişe son!

Sırf indirim sezonu diye hiç kafa yormadan alışveriş yapanlar, kırpılmayı bekleyen koyundan daha acınası durumdalar

GÜNCELLEME TARİHİ: 5 Temmuz 2010

Geçen gün bir gazetenin arka sayfasında şans topu makinesinin içinde, bedenlerinden ayrılmış kadın kelleleri gördüm. Boş gözlerle kafasız bedenin kolu çevirmesini ve 'talihlinin' seçilmesini bekliyordu kelleler. Bu süper şık giyinmiş 'başsız' bedenin önüne makineden yuvarlanmış olan baş ise büyük bir istekle bedenin üzerine oturtulmayı, süper kıyafetleriyle yeni bedenine sahibi olmayı bekliyordu. İnanılır gibi değil ama dev bir mağaza, indirimini işte bu reklamla tanıtıyordu. Artık bilinçsiz alışverişe hazır insan güruhundan da, kırpılmayı bekleyen koyundan da daha acınası bir durumda olduğumuzun altını çizerek... Bana sorarsanız indirimi ve indirim ruhunu anlatmak için bundan daha sarsıcı, daha ruh bunaltıcı bir yöntem olamaz.

İNDİRİMİN ÇİRKİN YÜZÜ
Her mağazanın vitrininde yerini alan 'yüzde bilmem kaça varan' tabelaları, elinizi attığınız her parçaya, satış görevlileri tarafından yangından kaçırılması gereken mal muamelesi yapılması, sürekli olarak 'Bu son kaldı başka yerde bulamazsınız' mavraları ve beni en illet edeni, yüzde 50 diye başlayıp yüzde 15 indirimle satın aldığımız onlarca şey... İşte indirimin çirkin yüzü. Halbuki ne güzel vaatlerle, ne kadar mutlu başlıyor indirimler. Nasıl oluyor da bu kadar kanımıza giriyor, nasıl bizi böyle mantıksız insanlar haline getiriyor indirim? Ne oldu 'İhtiyacımız olan birkaç kaliteli parça alalım, başka alışveriş yapmayalım' masallarına? İndirimin kucağına bir kere düştünüz mü, çantanızdan kredi kartınızı çıkartmadan kurtulmanız neredeyse olanaksız. Ama 'modaseverin bayramı' olarak da nitelen-direbileceğim bu dönemden minimum yarayla kurtulmak, hatta gelecek sezonlarda kendinizle gurur duyduracak yatırımların yaratıcısı olmak da mümkün. İsterseniz indirim gözlüklerimizi takalım ve sezonun alınması 'şart' parçalarına bir bakalım:
Deri: Bu pastırma sıcaklarında eliniz ceketlere, bacağa yapıştı mı çıkmayan pantolonlara gitmeyebilir ama sezonda yanına desturla yaklaştığımız deri parçaları yaz indiriminde depolamak inanın çok akıllıca olacak. Yaz boyunca hava her kapadığında ince bir atletin üzerine geçirilecek deriler, inanın bana sonbaharın gelmesiyle aksesuvardan öte birer forma görevi görecek. İndirim sevenlere önerim, deri bulduğunuz her parçaya önyargısız yaklaşmanız. Ceket olmadı pantolon, yelek olmadı şort, o da olmazsa deri bir büstiyer almanın tam zamanı.

Dijital desen: Çiçek desenlerinin ömrü de, baskın marin çizgileri gibi kelebek kadar. Yazın bir farklılık yaratmak, kışa da kullanılabilecek parçaların sahibi olmak için dijital baskılı tişört ve elbiselere yönelmek çok kârlı olacak. Yalnız hem indirimin hem de dijital görüntünün büyüsüne kapılıp, benim gibi sırtında koca bir delik bulunan elbise almayın. Yamalasam olmuyor, ördürsem elbisenin şekli değişiyor. Dijital çiçek desenli ipek elbisem iki sezondur gardırobumda 'İndirimin ibreti olsun' niyetiyle duruyor.

Şort:
Geçtiğimiz haftalarda tüm köşemi adadığım şort, yazın favori parçalarından biri olduğu gibi kış boyunca da kullanılacak. Özellikle siyah opak çoraplarla tamamlanacak olan mini jean şortların doğru kesimini ve uzun zaman boyunca gururla taşınacak iyi markasını bulmak için indirimden daha güzel bir zaman olamaz. Emin olun mini minnacık bir parçaya astronomik paralar saymak insanı iyi etkilemiyor. Jean şorta hâlâ hazır olamayanlar, bol ipekler ve parıltılı mini şortları da indirimden temin edebilir.