Bu Sezonda Keşfetmeniz Gereken 9 Şık Restoran

Yazar: Ece Büyükçolpan

Kapak Fotoğrafı: Instagram / @pantheonistanbul

Zeffirino 1939

1939’dan bu yana İtalyan mutfağının sembolü niteliğindeki restoranlardan biri olan Zeffirino, Monte Carlo ve Paris’teki şubeleriyle kazandığı ünü şimdi İstanbul Ortaköy’deki yeni adresine taşıyor. Ödüllü restoranın üçüncü uluslararası şubesi olan Zeffirino Ortaköy, Boğaz manzarası eşliğinde misafirlerine lezzetli ve otantik bir gastronomi deneyimi sunarken; köklü İtalyan mutfak gelenekleriyle hazırlanmış özel tabakları ve dünyaca ünlü Genovese pesto sosuyla öne çıkıyor. Ödüllü mimar Sami Savatlı’nın dokunuşlarını taşıyan mekân, İtalya’nın sıcak ve davetkâr atmosferini yansıtırken, Ortaköy’ün tarihi dokusunu da İtalyan mutfağının klasik lezzetleriyle buluşturuyor. Zeffirino, misafirlerini şıklık ve zarafetle karşılayan yeni nesil bir gastronomi noktası olarak dikkat çekiyor.

Bardot

Fotoğraf: Instagram / @bardot.tr

Zorlu Center’da yer alan ve şehirde lüks ile gastronomiyi bir arada sunan mekânlardan biri olan Bardot, birkaç aydır radarımızda. New York merkezli ünlü tasarım stüdyosu Roman & Williams’ın dokunuşuyla şekillenen bu stil sahibi restoranın mutfağı, Türkiye’nin Michelin yıldızlı şeflerinden Cihan Çetinkaya’nın danışmanlığında, Akdeniz mutfağından ilham alarak dünya çapındaki lezzetleri menüsüne taşıyor. Geniş kokteyl menüsüyle dikkat çeken Bardot, kendinizi bir markiz gibi hissedeceğiniz romantik ve keyifli akşamlar için oldukça ideal bir adres.

Cozy Istanbul

Fotoğraf: Instagram / @cozy.istanbul

Etiler’de, 40 yıllık bir villada sıcacık bir yuva atmosferi sunan Cozy, 80’li yılların sıcak renkleriyle tasarlanan vintage ve şık iç mekânını açık mutfak konseptiyle birleştirdiği sevimli tarzıyla öne çıkıyor. Lucca’nın eski şefi Hüseyin Kılıç’ın dokunuşlarıyla hazırlanan leziz tabaklar, restoranın imzası hâline gelen kalpli masa örtüleri ve romantik şamdanlı masalarla buluşuyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde enerjisi yükselen restoranın üst katında, yalnızca referansla girilebilen bir alanda eğlenceye devam etmek mümkün. Cozy, speakeasy mekânları sevenlerin kısa sürede favorisi hâline geldi bile.

Paraliaki Bebek

Fotoğraf: Instagram / @paraliaki_

Bodrum’un ardından şimdi de Bebek’te hizmet vermeye başlayan Paraliaki, Akdeniz mutfağının damak çatlatan lezzetlerini İstanbul Boğazı’na taşıyor. Yunanca’da “deniz ve karanın buluştuğu nokta” anlamına gelen Paraliaki; deniz ürünleri, taze balıklar ve günlük mezeleriyle öne çıkarken, deniz kenarındaki zeytin ağaçlarıyla çevrili oturma alanıyla da Akdeniz ve Ege’nin ferah atmosferini şehir içinde yaşama imkânı sunuyor.

Mezkla

Latin mutfağı aşığı Bazaar kadınları için biçilmiş bir kaftan Mezkla. Etiler’de konumlanan ve her köşesi sıcak pembe tonlarıyla donatılan stil sahibi mekân, Meksika başta olmak üzere Güney Amerika ve İspanyol mutfağını Türk damak tadına uygun dokunuşlarla birleştiriyor. Ayrıca speakeasy trendine de uyum sağlayan Mezkla, üst katındaki gece kulübüyle yemek sonrasında misafirlerinin enerjisini yükseltmeyi vadediyor. Comal pişirme teknikleriyle hazırlanan taze ve leziz tabaklar, yalnızca geceleri değil, günün her saatinde deneyimlenebilir.

Pantheon

Fotoğraf: Instagram / @pantheonistanbul

Kuruçeşme'nin yeni gözdesi Pantheon İstanbul, Roma'daki tarihi yapıların görkeminden ilham alarak tasarlanmış, barok ve modern dokunuşlarıyla dikkat çeken bir mekân. Girişindeki kırmızı tonlar ve kubbe tasarımıyla misafirlerini etkileyen bu restoran, akşamları canlı caz performansları ve DJ setleriyle enerjik bir atmosfere bürünüyor. Şef Emir Kaan'ın liderliğindeki mutfak, Uzakdoğu tekniklerini Akdeniz mutfağıyla buluşturarak, Mavi Kuyruk Tempura, Yengeç Sando ve Dry Aged etler gibi özgün lezzetler sunuyor. Pantheon, şık dekorasyonu, kaliteli müziği ve yaratıcı menüsüyle İstanbul'da unutulmaz bir gastronomik deneyim arayanların yeni adresi.

Limoré Istanbul

Fotoğraf: Instagram / @limoreistanbul

Boğaz’ın büyüleyici silüetine karşı konumlanan The Ritz-Carlton, İstanbul’un kalbinde 2025 yılında açılan Limoré, Akdeniz mutfağının zarafetini İtalyan ruhuyla birleştiren özel bir lezzet noktası haline geldi. İsmini “limon” ve “aşk” kelimelerinin romantik bir sentezinden alan Limoré, pastel tonların hâkim olduğu dekorasyonu, el yapımı seramik karoları ve mis gibi kokan limon ağaçlarıyla adeta bir Akdeniz masalını yaşatıyor. Mutfakta, İtalya’nın Lombardiya bölgesinden gelen Şef Andrea Cetani’nin imzası var. Menüde yer alan Limoré Linguine, Branzino alla Mugnaia ve Trüf Risotto gibi klasikler, yerel malzemelerle yeniden yorumlanarak zarif bir sunumla servis ediliyor. Tüm taze otlar, restoranın kendi bahçesinden toplanırken, dünya çapında ödüllere sahip sommelier Irene De Feo’nun seçtiği şaraplar her tabağa kusursuz bir eşlikçi oluyor. Sadece 45 kişilik butik kapasitesiyle, samimi bir deneyim sunan Limoré, İstanbul’daki müdavim duraklardan olmaya aday.

Kiff

Fotoğraf: Instagram / @kiff.ist

Bebek’in huzurlu sokaklarından birinde gizlenen Kiff, günün her saatine hitap eden çok yönlü yapısıyla klasik bir Fransız bistrosunun zarafetini, enerjik bir gece kulübünün dinamizmiyle harmanlıyor. Sabahın ilk ışıklarından gece yarısına dek açık olan bu stil sahibi mekân, kahvaltıdan akşam yemeğine, gece kokteyllerinden dansa kadar uzanan zengin bir deneyim sunuyor. Güne Fransız usulü hafif bir omlet ya da Viyana tarzı pancake ile başlamak mümkünken, akşam saatlerinde menüde ördek roll ve kaburga yahni gibi güçlü tatlar öne çıkıyor. Tatlı severler için ise limonlu cheesecake ve fıstıklı cookie gibi tatlar menünün yıldızları arasında. Modern tasarımı, geniş barı, zarif yeşil koltukları ve loş ışıklandırmasıyla Kiff, yalnızca bir yeme-içme noktası değil; aynı zamanda günün her anına özel bir ambiyans sunan çok katmanlı bir deneyim vadediyor. Her saatinde farklı bir ritimle yaşayan bu mekân, Bebek’in sosyal hayatına şık ve özgün bir soluk getiriyor.

Gigi Rigolatto (Bodrum)

Bu yaz Bodrum, Akdeniz'in ışıltısını sadece denizinde değil, sahillerindeki zarif duraklarında da hissettiriyor. Bu duraklardan biri de, şıklığıyla dünya şehirlerinde iz bırakan Gigi Rigolatto. Paris, Saint-Tropez ve Dubai'deki sofistike ruhunu şimdi Bodrum’daki Mandarin Oriental’a taşıyan Gigi, güneşin altında uzayan sohbetleri, İtalyan mutfağının özenle seçilmiş lezzetleriyle taçlandırıyor. Menüde yer alan taptaze malzemelerle hazırlanmış İtalyan tatları, özellikle klasik Bellini kokteyliyle tamamlanıyor. Fransız-Meksikalı ünlü mimar Hugo Toro’nun tasarımıyla şekillenen iç mekân, estetik dokunuşlarla Akdenizli zarafetini yansıtıyor. Lüks bir butiğe ev sahipliği yapan mekân, sadece bir restoran değil; aynı zamanda bir yaşam tarzı sunuyor. Bodrum’un etkileyici doğasıyla bütünleşen bu deneyim, 2026 itibarıyla kalıcı bir adres haline gelerek bölgenin en çok konuşulan gastronomi duraklarından biri olmayı hedefliyor. Gigi, bu yaz lüksü, lezzeti ve estetiği aynı masa etrafında buluşturarak unutulmaz bir yaz masalının kapılarını aralıyor.