Çağdaş gündem
MODA

Çağdaş gündem

Yeni sezonda moda ile birlikte sanat gündemi de hareketlenirken, yaratıcı dünyadan beş yetenek – Ece Cangüden, Ayça Elkap, Canan Ustaoğlu Savaş, Sinan Logie, Sinan Logie, Alea Pınar Du Pre - Harper’s Bazaar’da buluştu.

GÜNCELLEME TARİHİ: 26 Eylül 2018

Fotoğraflar SERKAN ELDELEKLİOĞLU
Moda editörü TUĞÇE KILINÇLI

ECE CANGÜDEN
"Küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilensem de sanata ilgim asıl iç mimarlık eğitimi ile başladı. Mimarlık ve müzik ile görsel sanat dilinin iç içe olduğunu düşünüyorum. Her birinden beslenip, resim ve heykel medyumunda geri bildirimde bulunuyorum... Sanat ile moda çok temel bir noktada birleşiyor: İfade etme. Moda bir ifade yöntemi; tercih ettiğimiz, üstümüze giydiğimiz her parça kimliğimizle alakalı bir şey söyler. Sanat da bir ifade yöntemi; sanatçının söylemek istedikleri, koleksiyonerin seçkisi kimliği ve ilgi alanıyla ilgili bilgi verir... Bugün çok daha anlık ve tüketim odaklı bir dünya haline geldiğimiz için iş üretenler de bu düşünceden etkileniyor. Alan ve kaynak azaldıkça, duygular dönüşüm geçirdikçe primitif 'varolma' hissimiz tetikleniyor. Üretim yapan toplum için pozitif bir itici güç bu. Türkiye'deki sanat algısı da inisiyatifler ve açık çağrılar ile çok daha kolektif bir noktaya evriliyor."

AYÇA ELKAP
"İlkokulda ablam ve kuzenimle Asi Gençlik isimli bir fanzin çıkarmıştık. Kapak illüstrasyonunu ben çizmiştim... Genelde en fazla kullandığım malzeme marker. Resim yaptığım yüzeyler ise değişiyor. Boş bir kağıt ya da bir şiir kitabı olabiliyor... En fazla beslendiğim alan edebiyat. Şiirlerin üzerine yaptığım resimler aslında şairin ve şiirin kendisinden ilham alıyor... Aynı zamanda freelance stylist olmam, modayı hayatımın epeyce içine sokuyor. Aslında iki dünya simbiyotik bir ilişki içinde benim gözümde. Modayı formlardan çok renk birliktelikleri olarak soyutlamayı seviyorum. Bu renkler ister istemez resimlerime de yansıyor. Her yaratım süreci için aynı motivasyon ile yola çıkıyorum, o da dışa vurmak. Çünkü hiçbir zaman beslendiğim şey modanın ya da sanatın kendisi olmuyor... Peggy Guggenheim'ın yaşamını ve modern sanatı destekleme çabasını ilham verici buluyorum."

CANAN USTAOĞLU SAVAŞ
"Annem ressam, onunla resim yaparak büyüdüm. İşlerimde her zaman ana materyalim ahşap, temam ise insan ve davranışları üzerine kurulu. Ağacın doğal asimetrik formu ile simetrik minimal düzen arasında çatışma yaratmayı seviyorum... Moda, sanatın bir parçası. Belki toplum genelinde tüketimi fazla ve kolay olduğu için sanatla konumlandırılmıyor ama modanın yaratım süreci başlı başına bir kreatif duygu; matematiği, rengi, üretim aşaması ile bireylerde hayat bulması, tıpkı bir ressamın işlerinin izleyici ile buluşması gibi. Kitleleri peşinden sürükleyen çok etkili bir alan... Her alan gibi sanatın da ülkemizde gelişen birçok olaydan etkilendiğini, durağanlık yaşadığı bir dönemde olduğunu düşünüyorum. Ama aynı zamanda beslendiğini de düşünüyorum. Geçmişe kıyasla, genç sanatçıların kendilerini tanıtmak için daha fazla fırsata sahip olduğuna inanıyorum."

ALEA PINAR DU PRE
"Otodidakt olarak 3 yaşımdan beri resim yapıyorum. 12-13 yaşlarında ilk yağlıboya tablolarımı yapmaya başladım. Sonrasında dijital resme ilgi duydum. Şimdi ise dijital dünya, bazı inşaat araç gereçleri ve klasik resim araçlarını harmanlamayı seviyorum... Sanatımı beslemek için ruhumu beslemem yeterli. Yaratım sonra kendiliğinden akıyor. Bu aslında sizin elinizden hayata geçmek isteyene izin vermek gibi... Sanat ile modanın örtüştüğü en belirgin nokta; bir dönemdeki yaşamın neye benzediğini anlatabilme kabiliyetleri. Son yıllarda moda sanatın sergilendiği yerlerde gösterilmeye başlandı. Birçok insan modaya sanat gözüyle bakmasa da benim için ikisi birbirini tamamlayan ifade araçları... Sanat artık çok daha ulaşılabilir ve 'popüler'. Aynı zamanda çok daha fazla kavramsallaştığını izleyebiliyoruz. Sanatçılar, günümüz kültürünü şekillendirmenin açık sorumluluğuyla karşı karşıyalar."

SİNAN LOGIE
"Ailem her zaman beni sanata yakın tuttu. Sonra, mimarlık okurken insanlığın en temel sorularının iki boyutta dışavurulduğunu anladım. Yıllar içinde pratiğim mimarlıktan sanata doğru kaydı. Bugün resim, heykel ve yerleştirmeye uzanan geniş bir yelpazede üretim yapıyorum. Pratiğimi en çok etkileyen eylem, kent ile kırsalın ara kesitinde yaptığım yürüyüşler. O süreçte gözlemlediğim antroposen manzaralar, resim ve heykellerimin tektonik yapısını belirliyor... Manevi veya politik içerikler çerçevesinde moda-sanat kesişmeleri mümkün olabiliyor. Coco Chanel'i bir kadın hakları aktivisti olarak görebiliriz veya Issey Miyake'nin sorunsallaştırdığı dünya bir heykeltıraşınki ile kesişebiliyor... Sanat ve sanat algısı ruhanilikten koparak, yavaş yavaş gösteri toplumunun ürettiği birkaç 'star'ın çevresinde şekilleniyor. Bu iyi mi, kötü mü? Bilmiyorum."