Dik başlı şapkalar geri dönüyor
MODA

Dik başlı şapkalar geri dönüyor

Sıcak haber; moda şapkalar konusunda beklenmedik bir Rönesans'ın eşiğinde!

GÜNCELLEME TARİHİ: 4 Nisan 2020

Gabrielle Chanel, şapka takarken insanın en avantajlı halinde olduğunu söylemişti. antropolojik olarak bakıldığında bir bakıma doğru; şapkalar hem kendimizin hem de diğer kişilerin dikkatini baş bölgesine çeker sonuçta. 19. yüzyılda popülerleşen, "şapka kişinin güç sahibi olduğunu gösterir" düşüncesi de muhtemelen bununla ilgiliydi. Moda tarihinde bu gücü elinde bulundurup da Madame Coco'dan daha iyi kullanan biri yoktur. haliyle, kurduğu modaevinin bu aksesuarı bu denli önemsemesi gayet anlaşılabilir bir durum. Peki, Chanel'in şapkalarını kim üretiyor?

1936'da Fransız tuhafiyeci Auguste Michel tarafından kurulan Maison Michel, o zamandan beri kendi atölyelerinde ürettiği şapkalarla hem hazır giyim hem de couture markaların gözünde en itibar sahibi isimlerden biri. bağımsız olarak çalışan Maison Michel bugün birçok lüks modaevinin tedarikçisi konumunda. 1997'de Chanel Métiers d'art koleksiyonuna tasarımları dahil edilen sayılı atölyelerden biri olan marka, bu başarısıyla işçilik ve tasarım kalitesinin en üst düzeyde olduğunu kanıtladı. atölye zanaatkarlarının ortaya çıkardığı çarpıcı parçaların kimi zaman asıl koleksiyonu dahi gölgede bırakıp, defilelerin odak noktası haline gelmesi de bunun bir sonucu. Mesela Paris'te Karl Lagerfeld'in Chanel İlkbahar/Yaz 2019 koleksiyonu için Grand palais'yi bir plaj olarak yeniden kurguladığı zamanı hatırlayalım. aklınıza gelen iki şey, çıplak ayaklar ve Chanel logolu hasır şapkalar mı oldu? O halde aynı dili konuşuyoruz.

Geçtiğimiz birkaç sezonun defilelerine baktığımızda, tasarımcılar arasında şapkalara olan ilginin hayli arttığını söyleyebiliriz. Hedi Slimane'ın Celine için hazırladığı gece için son derece uygun militer şapkalardan etro'nun devasa balıkçı şapkalarına ve Michael kors veya louis Vuitton'un hibrit keplerine, birçok koleksiyonda bu eğilimi bariz şekilde gördük. tabii, Chanel'in köşeleri adeta bir akdeniz esintisiyle kıvrılmış gibi görünen, saçaklı, geniş kenarlı şapkalarını da unutmayalım.

Artan talebe rağmen Maison Michel'in şapka üretim ekibi halen Paris'in kuzeydoğusunda, Pantin kırsalında bulunan büyük bir atölyede çalışan 10-15 uzmandan oluşuyor. Ancak bu sayı moda haftaları döneminde elbette artıyor. Tüm üretim sürecinin başında ise 36 yaşındaki Priscilla Royer yer alıyor. (Central Saint Martins mezunu Royer'ın, kardeşi ve bir arkadaşı ile birlikte kurduğu Pièce d'Anarchive isimli giyim markası 2012'de Fransa'nın en prestijli ödüllerinden olan Andam'a layık görülmüştü.) Kısa sarı saçları, baştan ayağa büründüğü siyah casual parçalar ve makyajsız haliyle son derece cool görünen Royer, çabasız Parizyen stili kusursuzca yansıtıyor. Ve kemerine eşlik eden ince bir ip, yaklaşık altı yıldır yürüttüğü artistik direktörlük görevinin hakkını verdiğini gösteriyor. Ayrıca Fransız umursamazlığının ardında ciddi bir tasarım becerisinin yattığını da gözler önüne seriyor. Zira bu ip, kendi tasarımı olan, el çantasına sığacak şekilde katlanabilen Maison Michel Hat on the go serisi şapkalardan birine ait.

"Hem Chanel'in isteklerini atölyeye sunmak hem de atölyemizin görüşlerini markaya iletmek için buradayım. Daha önce direkt olarak Karl Lagerfeld ile çalışıyordum. Şimdi ise Virginie Viard ile çalışıyoruz" diyor. "Karl ile çizimler ve fotoğraflar üzerinden ilerliyorduk. Virginie ile de aynı şekilde devam ediyoruz. Bu süreci, yeni gelişmeler ve tekniklere göre şekillenen farklı önerilerin sunulması izliyor. Son sözü onlar söylüyor tabii ama ben de projeler için olabilecek en iyi önerileri sunmaya çalışıyorum."


Prada - Stella McCartney

Gerek Maison Michel'in kendi tasarımlarında, gerekse köklü modaevlerinin kreatif direktörleriyle ortaklaşa sürdürülen projelerde, atölye üretimin her aşamasında tamamen kendi işgücünü kullanıyor. Fantastik görünümlü tasarımlar genelde elde üretiliyor. Mesela hasır tasarımlar, soyulmuş bir portakal tekrar birleştiriliyormuş izlenimi veren bir teknikle son halini alıyor ve ahşap prova başları üzerinde kalıplanıyor. Atölyede bu kalıplardan en az 4000 adet bulunuyor. Diğer tüm işlemlerin ardından parçalar sezona uygun, gösterişli inci, kristal, tüy, payet ve benzeri süslemelerle tamamlanmak üzere işleme alınıyor.

İlkbahar/Yaz 2020'ye gelince; bu sezon da koleksiyonlarda istisnasız her stili tatmin edecek bir seçenek var: Sokak stiline yakın olanlar için yumuşak kova şapkalar, farklı renk ve desenlerde balıkçı şapkaları ve geniş vizörlü kasketler, vintage erkek giyim ilhamlı Panama ve militer modeller, nakışlı bohem seçenekler, yazın vazgeçilmezi hasır ve rafyalar... Üstelik bunlar sadece birkaç örnek.


Gucci

Bu noktada itiraf etmek gerek: Günümüzde şapka takmak da üretmek kadar zor.

Geçmişte olağan bir aksesuar, hatta kimi kültürlerde bir zorunluluk olan şapka, sokak giyimin ve rahat-şık stilin zirvede olduğu bu zaman diliminde abartılı bir aksesuar olarak algılanabiliyor.

Peki, onu nasıl kişisel stilimizin bir parçası haline getirebiliriz? "Şapka, tüm formlarıyla günlük şehir stilinde gittikçe konumunu güçlendiriyor. Aslında insanlara şapkanın da tıpkı gözlük, ayakkabı veya çanta gibi sadece bir aksesuar olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Biz bu algıyı kırmak ve daha geniş seçenekler sunmak için son derece esnek materyallerle çalışıyoruz" diyor Royer. "Benim önerim şu; eğer şapkanız süslemeli ve komplike bir modelse minimal kıyafetlerle birlikte kullanın. Eğer düz renkli ve sade ise daha gösterişli, örneğin desenli ya da işlemeli parçalar seçebilirsiniz. Önemli olan dengeyi kurabilmek."

Görüldüğü gibi, şapka kullanmak sanıldığı kadar zor değil. Asıl zor olan, bunca harika alternatif arasında doğru şapkayı seçebilmek.