Dior ile Bazaar'ın ortak hikayesi
MODA

Dior ile Bazaar'ın ortak hikayesi

Christian Dior modacı kimliğine kavuşmadan önce, yeteneği Carmel Snow tarafından sahiplenilen bir illüstratör olarak Bazaar’da görev yapıyordu.

GÜNCELLEME TARİHİ: 18 Aralık 2017

150. yaşımızı kutlarken derginin modaeviyle kol kola yürüyen hikayesinin izini sürüyoruz.

Yazı Justine Picardie

Christian Dior ve Har per's Bazaar'ın hikayesi, modaevinin bundan 70 yıl önce, 1947'de ses getiren ilk koleksiyonunu lanse etmesinden çok daha öncesine dayanıyor. Tarih, Christian Dior'un Bazaar'la bir okur olarak ilişkisinin tam olarak ne zaman başladığından bahsetmiyor. Yine de Bazaar'ın İngiltere'den Fransa'ya uzanan bir okur kitlesine ulaştığı, zengin Fransız ailelerin anglofil zevklere sahip oldukları bir dönemde; Ocak 1905'te varlıklı bir fabrikatörün ikinci çocuğu olarak dünyaya gelen tasarımcının, Bazaar'la erken yaşlarda karşılaşmamış olması kulağa düşük bir ihtimal olarak geliyor. Normandiya kıyılarının Granville kasabasında, denize bakan bir evde dört kardeşiyle birlikte kriket oynayıp pahalı giysiler içinde piknik yaptıkları bir çocukluk geçiren Christian, daha o zamanlarda ailesi ve arkadaşları için eskizler çizmek ve giysi tasarlamak konusunda usta olduğunu kanıtlamıştı.


Bazaar Nisan 1949 sayısında yer alan Lillian Bassman'ın fotoğrafladığı Dior elbise

Ancak ebeveynleri Maurice ve Madeleine Dior, onun Paris'teki Ecole des Beaux-Arts'da eğitim alma isteğine karşı çıkmıştı. Onun yerine, babasının ilerde bir diplomat olması isteğiyle Christian, prestijli Ecole Libre des Sciences Politiques'e (Siyaset Bilimleri Yüksek Okulu) gönderilmişti. İyi huylu ve ağırbaşlı Christian, kısa bir süre sonra devamsızlık sebebiyle okuldan atıldı. Derslerine devam etmek yerine Christian Bérard ve Jean Cocteau gibi Harper's Bazaar'a katkıda bulunan avangart sanatçılarla arkadaşlık kurdu ve Fransız ordusuna katıldığı güne kadar sanat meraklısı bir Parizyen'in kaygısız hayatını sürdü.


Mayıs 2016 kapak kızımız Sara Sampaio Dior tasarımlarıyla

Takvimler 1928'i gösterdiğinde Dior, Paris'te Bazaar'la eş zamanlı olarak Picasso ve Miró'yu sergilediği bir sanat galerisi açmıştı. Fakat Wall Street Borsası'nın çöküşüyle onun bohem varlığı da diğer pek çok şey gibi sona erdi. Bu çöküş, babasının tüm servetini sıfırlarken 1931 yılında sanat galerisinin de batmasına sebep oldu. Bir sonraki yıl Dali ve Giacometti gibi sürreal ve o dönemde yeni yeni Bazaar'da boy göstermeye başlamış sanatçıların işlerine yer verdiği bir galeri daha açtı. Ne yazık ki onu da yaşatması mümkün olmadı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi ailesi de zor bir süreçten geçiyordu. Christian'ın kardeşlerinden birine psikolojik bir rahatsızlık tanısı konulmasından kısa süre sonra annesi hayatını kaybetti.


Bazaar Türkiye'nin Ocak 2016 sayısında Terry Richardson'ın objektifinden Dior tulumuyla Kate Hudson

Christian bu süreçte babasına ve en küçük kız kardeşi Catherine'e destek olması gerektiğine karar verdi ve tam zamanlı bir iş arayışına girdi. 30'ların ortasına gelindiğinde, Harper's Bazaar için hazırladığı illüstrasyonlarla kendini geçindirip bir yandan da modaevleri için tasarımlar yapar hale gelmişti. Fotoğrafçı Cecil Beaton, 1954'te yayımlanan The Glass of Fashion adlı kitabında, "Dior yüzlerce çizime imza attı." diyordu. "Azimli ve sabırlı bir şekilde öğrenmeye, anlamaya ve hissetmeye çabaladı. İki yıl boyunca, gece gündüz devam eden çalışma ve araştırmanın ardından kendi muhteşem sonunu da hazırlamıştı; o artık iyi bir moda tasarımcısıydı."


Dior tasarımları Richard Dormer objektifinden Bazaar Eylül 1964 kapağında

1938 yılında Dior, moda tasarımcısı Robert Piguet için çalışmaya başladı. Fakat İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Fransız ordusunda görev yapmak zorunda kaldı. Almanların teslim olmasının ardından Fransa'nın güneyinde, fazla yerleşimin olmadığı bir bölgede babası ve kız kardeşi Catherine ile küçük bir eve yerleşti. 1941 yılında işgal altındaki Paris'e geri döndü. Bu kez tasarımcı Lucien Lelong için çalışıyordu ama savaşın uğursuz gölgesi her zamankinden daha fazla hissedilmeye başlamıştı. Catherine'in savaş sırasında direniş hareketine katılması ve gestapo tarafından tutuklanarak toplama kamplarından birine gönderilmesi Dior için durumu dayanması daha da güç bir hale getiriyordu. Her şeye rağmen Catherine toplama kampı kabusu süresince hayatta kalıp savaş sonunda evine yani Fransa'ya, dönmeyi başarmıştı.


Tom Schirmarcher'in Bazaar Türkiye'nin Mayıs 2017 sayısı için gerçekleştirdiği 'Oyun Alanı' çekiminden Dior'un ikonik feminizm tişörtü

Bu esnada Bazaar Genel Yayın Yönetmeni Carmel Snow, 1939 yılında Paris'i en son terk eden ve 1945'te de ilk geri dönenlerden olmuştu. Fransız terziliğinin yılmaz savunucusu Snow, Bazaar'daki eski illüstratörlerinden Christian Dior'un umut vaat eden bir moda tasarımcısına dönüşmüş olmasından tarifsiz bir memnuniyet duyuyordu. Snow, Dior'a o kadar inanıyordu ki, Henri Cartier- Bresson'dan onu dergi için fotoğraflamasını istemekle kalmamış, Lelong için çalışan Christian Dior isimli yeni tasarımcının yaratıcı fikirlerle dolu ve heyecan verici işler ortaya çıkardığı haberinin sektörde yayılmasını da sağlamıştı.


1958'de Gleb Derujinsky'nin Harper's Bazaar için fotoğrafladığı bir Dior tasarımı

Dior 1946'da kendi adıyla modaevini kurduğunda da Snow'un sarsılmaz desteği devam etti. 12 Şubat 1947'de Avenue Montaigne'deki atölyede ilk koleksiyon görücüye çıktığında Snow elbette en ön sırada oturuyordu. Söylentiye göre Snow, görür görmez 'dönüşümsel' olarak nitelendirdiği koleksiyon için kulise koşarak Dior'u tebrik eden ilk editör olmuştu. Snow, kanatları altına aldığı Dior'u şöhrete taşıyan "Elbiselerin yeni bir görünüme (New Look) sahip!" sözlerinden hemen önce; "Bu gerçek bir devrim sevgili Christian." demişti.


Richard Avedon'un Bazaar Ağustos 1947 sayısında yer alan 'Renee, the New Look of Dior' fotoğrafı

Cecil Beaton bu yeni görünüm için Dior'un çocukluğuna denk gelen belle époque döneminden, iki dünya savaşının tahribatlarından çok öncesine dayanan bir zamandan ilham aldığını gözden kaçırmamıştı; "Dior, kusursuz bir zevk, çok medeni bir hassasiyet ve bir kısmı çoktan unutulmuş olan geleneklere saygıyla zekice bir nostalji yaratıyor." Bu negatif sayılabilecek yoruma rağmen kumaşın cömertçe kullanıldığı, zarif el işçiliğiyle yaratılmış abartılı eteklerin incecik bel oyuntularına sahip dar kesimli ceketlerle yarattığı kontrast, uluslararası moda sahnesinde büyük bir sansasyon yaratmıştı. Dior'un başarısı 1944'te henüz 21 yaşındayken Bazaar'a çalışmaya başlayan New Yorklu fotoğrafçı Richard Avedon'un şöhret basamaklarını tırmanmasıyla aynı zamana denk geliyor. Avedon'un fotoğrafları, Carmel Snow'un 1934 yılında genel yayın yönetmeni olmasının hemen ardından işe aldığı Rus sanat yönetmeni Alexey Brodovitch ve 1936'da ekibe katılan Diana Vreeland yönetimindeki Bazaar'ı temsil eden bir hale geldi.


Lillian Bassman'ın Bazaar Nisan 1950 sayısı için fotoğrafladığı Christian Dior elbise

Avedon'un Bazaar için yaptığı en akılda kalıcı işlerinden biri kendi eşi Doe Avedon'un da modellik yaptığı ve 1947 yılında Paris sokaklarında gerçekleşen Dior çekimidir. (Doe ve Richard'ın evlilikleri yalnızca beş yıl sürse de, ikili Fred Astaire'in fotoğrafçı Dick Avery ve Audrey Hepburn'ün masum bakışlı modeli canlandırdığı Funny Face filmine ilham verdi.) Bu zamansız, zarif, ruhu olan ve bir kez görüldüğünde asla unutulmayan fotoğraflar moda fotoğrafçılığının belki de bir daha asla yakalayamayacağı müthiş bir seviyeyi temsil eder.


'Dördüncü Boyut' çekiminde Dior çanta; Nisan 2017 sayısından

Dior ve Bazaar birbirlerini kreatif katalizör olarak desteklemeye devam eder ve her ikisi de giderek güçlenir. İki markanın da yöneticileri değişip yerlerini yeni yeteneklere bıraksalar da, kurumların birbirlerine verdikleri destek devam eder. 1957 yılında henüz 52 yaşındayken hayatını kaybeden Christian Dior'un ardından modaevi, üstün yetenekli tasarımcılar Yves Saint Lauren, Marc Bohan, Gianfranco Ferré, John Galliano, Raf Simons ve an itibariyle Maria Grazia Chiuri yönetimlerinde yoluna devam eder. Göreve gelen her tasarımcı kendi hassasiyet ve vizyonlarını koleksiyonlara yansıtsalar da Christian Dior tarafından inşa edilen orijinal dil ve markanın DNA'sını oluşturan kodlar korunur. İşte bu dil, Bazaar'ın akıcı şekilde konuştuğu ve kendi mirasına da dokunan bir dildir.


James Moore'un Bazaar Mart 1970 sayısı için gerçekleştirdiği Dior çekiminden

Ben de Harper's Bazaar İngiltere genel yayın yönetmeni olarak geride bıraktığım beş yıl içerisinde Raf Simons ve Maria Grazia Chiuri'nin Dior'un kreatif direktörleri olarak hazırladıkları ilk koleksiyonlarını ilk elden inceleme fırsatı buldum. Her seferinde geçmişin ve şimdinin, Dior'un geleceğini yaratmak üzere ustaca bir araya gelişine şahitlik ettim. Bu simya, tüm büyük modaevlerinin özünde yattığı gibi Bazaar'ın da temellerini oluşturuyor. Ancak ortak geçmişimizi doğru anlayarak ve iç içe geçmiş hikayelerimizi özümseyerek gelecek nesillere ışık tutabileceğimiz konusunda bizlere önemli dersler veriyor.


Bazaar'ın Eylül 2014 kapak kızı Natalia Vodianova Dior elbiseyle Jean- Baptiste Mondino tarafından fotoğraflanmıştı


Lillian Bassman objektifinden bir Dior silueti, Bazaar Şubat 1958