Dolce & Gabbana Alta Moda

Avril Mair

Dolce & Gabbana lükse yeni bir tanım getiriyor. Markanın Alta Moda koleksiyonu Fransız Moda Federasyonu tarafından resmi olarak 'haute couture' kategorisinde görülmese de, Milano'da el işçiliğiyle hazırlanan koleksiyon aslında konsept açısından sanatsal, ayrıcalıklı ve güzel oluşuyla couture ile aynı özelliklere sahip. Paris, bu terzicilik geleneği konusunda söz sahibi olsa dahi, İtalyan ikilinin son altı yılda sergilediği eşsiz performansın başarısı, ancak kendilerine has oluşturdukları maksimalist stil ile açıklanabilir. Kristallerle, neon renk tüy ve kürkle bezeli bir eşofman takımı mı istiyorsunuz? Yerleri süpüren, kabarık etekli bir elbise ve barok tarzda altın bir taç mı hayal ediyorsunuz? Gökkuşağı renklerinde bir kaftanı tavus kuşu tüylü bir saç aksesuarıyla eşleştirmek ister misiniz? Stefano Gabbana, Temmuz ayında Como Gölü'nde tanıttıkları en yeni koleksiyonlarını şu şekilde özetliyor; "Tamamen çılgın, tıpkı bir rüya gibi..."

Dolce & Gabbana; Alta Moda, Alta Sartoria (erkek giyim) ve Alta Gioielleria (mücevher) koleksiyonları ile taşları yerinden oynattı ve her sezon bu koleksiyonlar şaşalı hafta sonu organizasyonlarında tanıtıldı. Çok az sayıda basın temsilcisinin yer aldığı davetler, özel jetleriyle gelen varlıklı müşterilere ev sahipliği yaptılar. Dört gün boyunca podyumdan fırlamı -ş gibi duran çarpıcı görünümleriyle partilere katılan davetliler, hem milyonlarca euro'luk sipariş geçtiler hem de tasarımcılarla vakit geçirme fırsatına sahip oldular. Organizasyonu dahiyane kılan da buydu; davetlilerin satın aldıkları kıyafetleri bir sonraki Alta Moda etkinliğinde giymek üzere alışveriş yapıyor olmaları... Düzenlenen her etkinlik (öğle yemekleri, kokteyller, defileler, akşam yemekleri ve partiler) gardıropları sergilemeye yarayan birer fırsat niteliğindeydi. Ve tabii eğer kıyafet konusunda bir sıkıntı yaşarsanız ya da hazır bulunan terzinin elbisenizi uyarlama aşaması uzun zaman alacaksa, rahatlıkla ulaşabileceğiniz bir Dolce & Gabbana pop-up mağazası yakınınızda yer almaktaydı.

Misafir listesinde yer almayı başaranlara, oldukça demokratik bir sipariş geçme yöntemi sunuldu; kim önce davranırsa beğendiğini kapmasını sağlayan bir WhatsApp grubu. Bir rivayete göre en özel müşteriler zaten defile öncesi, tasarımlar daha podyuma çıkmadan istedikleri tasarımlara sahip olma ayrıcalığına sahiplerdi. Defilede bir front row yoktu; müşteriler kendi seçtikleri koltukları, üzerlerine astıkları binlerce euro'luk el çantalarıyla belirlediler. Şaşırtıcı detaylardan biri de, davete katılan 350 misafirin çok uluslu olabilmesiydi; Asya, Hindistan, Çin, Güney Amerika ve Afrika'dan davete gelen müşteriler yaş olarak oldukça gençti ve çoğu çift olarak, hatta ailece etkinliğe katılmıştı. Aldığınız mücevherlerle bezeli tacın, bebeğinizinkiyle bir örnek olmasını ister misiniz? Evet, tabii ki bu fırsata da sahipsiniz.

Maddi imkanları kısıtlı bir gazeteci dahi olarak o malum WhasApp grubuna ulaşımınız gerçek dışı da olsa Alta Moda, ağızları açık bırakan ve baştan çıkarıcı bir deneyim. Her sezon davetin gerçekleşeceği lokasyon değişim gösteriyor ve genellikle bu kartpostalları andıran bir İtalyan şehri oluyor; Venedik, Capri, Palermo, Napoli... Bu defa etkinlik için Como Gölü seçilmişti. İlk gece gerçekleşen mücevher sunumu, geç saatlerde denize açılan teknede başladı. Açık havada, gölün kenarında kurulan akşam yemeği masaları, festival ışıkları süslemeleriyle oldukça fotojenik bir ambiyans sunmaktaydı. Güvertenin altına kurulu salonda müşteriler, özenle hazırlanan yakutlu altın küpeleri, zümrütle kaplı bilezikleri ve benzer daha nice cevheri satın alırken bir yarışa katılan sporcuları andırıyorlardı. Yukarıda, Instagram videoları çeken ve George Clooney'nin evini fotoğraflamaya çalışanlar (bir misafirin kibirli bir şekilde "Como'daki en iyi ev değil!" yorumu duyuldu) da vardı. Stefano Gabbana ve Domenico Dolce ise, etrafta dolaşırlarken ulaşılabilir ve son derece sempatik görünüyorlardı. Alta Moda deneyiminin bir başka lütfu, kendinizi olağanüstü derecede iyi giyimli dev bir İtalyan ailenin bir uzak akrabası gibi hissedebilmenizdi.

Kadın giyim defilesi, yani hafta sonunun başlıca 'aktivitesi', günbatımında, villanın mumlarla döşeli bahçesinde gerçekleşti. Güneş, dağların ardında yavaşça batarken seyirciler kadife kaplı sandalyelerine yaslandılar ve orkestra çalmaya başladı. Her Alta Moda koleksiyonu, sunumunun gerçekleştiği lokasyondan izler taşır. Bu seferki adres de, tarihinde global zenginler için bir oyun alanı görevi görmüş bir yerdi. Domenico Dolce, Como'nun çok uluslu bir bölge olduğu fikrine katılıyor ve eklemeden geçemiyor, "Farklı ülkelerden gelen aristokratların yolu Como'da kesişirdi, burası dedikodu kazanı gibiydi. Özgür bir yaşama sahiptirler ve biz de tam anlamıyla bunu yansıtmak istedik." Organizasyonda Ashley Graham ve Naomi Campbell'dan Lady Kitty Spencer ve Vikontes Emma Weymouth'a toplamda 120 model yer aldı. Her biri fantastik özelliklere sahip ve ayrıcalıklı el işçiliğiyle tasarlanan kıyafetleri dikkatle taşıdılar.

Naomi Campbell, Como Gölü'nde gerçekleşen özel defilede yürüyen süper modeller arasındaydı

Bu defilenin ardından Como Gölü'nde farklı bir villadaki başka bir görkemli akşam yemeği için tekrar tekne yolculuğuna çıkıldı. Gece yarısı patlayan havai fişekler, bando ekibi gösterisi ve kurulan disko ile etkinlik sabahın ilk ışıklarına dek devam etti. Sonraki akşam, erkek koleksiyonu tanıtıldı ve en son gece ise kapanış partisi düzenlendi. Yani bu da daha çok tekne gezisi, İtalyan yemeği, alışveriş ve şampanya demekti! Alta Moda, üzerinizdeki kıyafetleri çıkarmadan size maksimum eğlenceyi yaşatabilecek yegane moda organizasyonu olabilir. Ama ne kıyafetler!