Emir Bahadır ile Fashionable Life
FASHIONABLE LIFE

Emir Bahadır ile Fashionable Life

Farklı kültürler içinde büyümek Emir Bahadır’a çok yönlü bir vizyon katmış. Doğaya, sanata ve modaya olan tutkusunu kendisinden dinliyoruz.

GÜNCELLEME TARİHİ: 10 Eylül 2024

Röportaj: Bade Çakar

Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu

Bu zamana dek dünyanın birçok yerini görüp deneyimlediniz, tüm bunlar arasında Bodrum nasıl bir noktada sizin için?

Lise yıllarından itibaren hayatımın büyük bölümünü yurtdışında geçirdim. Doğal olarak,yabancı kültürlerle kendi kültürümüzü hep iç içe yaşadım ve kendimce harmanlamaya çalıştım. Hâlâ işlerim sebebiyle birçok şehirde aynı anda yaşıyorum. Her yerin kendine özgü güzellikleri olsa da Bodrum benim için çok ama çok özel. Çocukluk yıllarımı Yalıçiftlik tarafındaki otelimizde ve teknemizde geçirdim. Lise ve üniversite zamanında çok sık tatil yapma fırsatı bulamadım ancak yıllar sonra Bodrum’un çok daha gelişmiş, dünya çapında ünlü herhangi bir yerden farkı olmayan, hatta çok daha keyifli ve rahat ettiğim bir yer olduğuna karar verdim. Bugün birçok yabancının rotasına girmeyi başarmış bir destinasyon. Bu yoğun turizm ve insan trafiğiyle beraber, yapılması gereken birçok altyapı ve geliştirme projesinin yakında hayata geçirileceğini düşünüyorum.

Buradaki evinizin dekorasyonunda nelere dikkat ettiniz? Nasıl bir hissiyat yaratmak istediniz?

Benim için yazlık demek, öncelikle bahçede ve doğada vakit geçirmek demek. Bahçeyi kullanışlı hale getirmek ilk yapmak istediğim çalışma oldu. Gerisi kendiliğinden geldi. Açık renkler, modern ve rahat bir atmosfer tercih ettim. Kullanımı kolay ama bir o kadar da zamansız ve konforlu mobilyalar seçmeye özen gösterdim. Özellikle bahçemde, beni evim dışında her şeyden koparacak ve ruhuma iyi gelecek şekilde, hem Bodrum doğasına hem de evimin mimarisine uygun, çoğunlukla Uzakdoğu esintili bitkilerle peyzaj çalışması yaptım. Kısaca doğa ile iç içe, Uzakdoğu havasında ama bir o kadar da Bodrum’u hissettiren, karma bir proje ortaya çıkardığımı düşünüyorum.

Genç bir koleksiyoner olarak, sanat sizi nasıl besliyor?

Ben sanatı sadece resim veya heykel olarak sınırlandıramıyorum. Benim için sanat, bir insanın kendi zevkini, isteklerini, beklentilerini korkusuzca ve bir ahenk içinde hayata geçirebilmesidir. Bu, koleksiyonunuzdaki resim ve heykellerden bitki seçiminize, masa tasarımlarınızdan yatak odanızdaki detaylara kadar her şey ile bir bütündür. En azından benim için her zaman böyle oldu. Sanat eserleri, sanatçı dostlarımla olan diyaloglarım, ailemle beraber yer aldığımız yurtiçi ve yurtdışı sanat kuruluşları ve müzeler hepsi sanatın hayatımda başrolde olmasını sağlıyor. Ailem ve çevrem sayesinde her zaman sanatla iç içeyim. Bu da beni manevi olarak çok besliyor. Evlerimde de eserlerimi sergilemekten, mekana göre sanatçılarla özel çalışmalar yapıp hayata geçirmekten büyük zevk alıyorum.

Bu evde en keyif aldığınız anları ve alanları nasıl tarif edersiniz?

Havuz başında oturup izlediğim; gökyüzü, deniz ve bitkilerin bir araya geldiği, günün her saati güneşin açılarına göre oluşan değişik manzaralar! Doğa benim için sadece deniz veya yeşil değil, hepsinin bir arada olabilmesi demek. Gökyüzü ve denizin mavi tonları arasında görmekten keyif aldığım bitkilerin yeşil tonları, farklı sezonlarda ardı ardına açan çiçeklerin görsel şöleni...Akşam güneşi batırmak için de alt bahçemdeki terasıma giderim. Genelde akşam davetlerimde de misafirlerimi burada karşılarım ve güneş battıktan sonra yemeği başlatırım.

Evinizle gardırobunuzun ortak bir noktası var mı? Kişisel stilinizi nasıl tanımlarsınız?

Stilimi çok yönlü olarak tanımlayabilirim. Ruh halime, moduma ve ortama göre çok farklı stillerde giyinebilirim. Evim ile gardırobumun ortak noktası çok yönlülük. Hem ev tasarımlarımda hem de kıyafet olarak çok sıradan ve herkeste olan şeylerden kaçınıyorum. Giydiğiniz kıyafetler kişiliğinizle ilgili çok şey anlatır. Ben her zaman, evimde tek başımayken bile giyinmeme özen gösteririm. Bunun bir saygı meselesi olduğuna inanıyorum. Başta kendime, sonra da çevremdeki herkese.

Gardırobunuzu açsak en çok hangi parçalar karşımıza çıkar?

Sezona göre değişir ama kışları envai çeşit smokin ve dik yakalı kazak diyebilirim. Yazları ise rengarenk mayolar ve keten olan her şey.

Favori tasarımcılarınız kimler?

Bu yanıtlaması zor bir soru. Ben zamansız ürünler almaya dikkat ediyorum. Sıkılmayacağım ve her zaman giyebileceğim, modası geçmeyen kıyafetlere yöneliyorum. Ama tabii ki modayı da bir sanat olarak değerlendirdiğim için sadece eser olarak değer verip dolabıma eklediğim parçalar da oluyor.

Genç bir girişimci olarak, size göre başarılı bir proje oluşturmanın en önemli adımları neler?

Hayal etmek. Bence her işin temelinde hayal ve inanç olmalı. Bunun yanında tabii ki sistematik ve programlı olabilmek, zamanı iyi kullanabilmek. Çoğu zaman konuşmaktan çok karşındakileri dinleyebilmek.

Şu sıralar üstünde çalıştığınız projeler neler?

Çok yönlü karakterim iş hayatımda da etkisini gösteriyor tabii ki. Aile şirketimizde aktif olarak çalışıyorum ancak sürekli farklı projeler de geliştiriyorum. Dünyanın birçok yerinde gayrimenkul geliştirme projeleri yapıp, bu konutları işletiyorum. Bir yandan da farklı markalarla farklı projelere imza atıyorum. Gerek giyim, gerek mücevher, gerek teknoloji olsun, kendimi sürekli iş hayatımda meşgul edebiliyorum.