Ana Beatriz Barros El Chiaty

Kariyerinde 26 yılı geride bırakan Ana Beatriz Barros El Chiaty geçmişi mutlulukla anıyor, bugünün tadını çıkarıyor ve geleceği heyecanla bekliyor. Brezilyalı top model ile kendi evinde moda, kariyer ve annelik üzerine.

Fotoğraflar STEWART SHINING
Moda editörü JENNIFER MAZUR
Röportaj BADE ÇAKAR

Kariyerinizde 30. yılınızı kutlamaya çok yaklaştınız. 26 yıldır sektörün başarılı modelleri arasında yer alıyorsunuz. Şu an nasıl bir dönemdesiniz?
13 yaşımdan beri çalışıyorum ve harika bir kariyerim oldu. Hayatımda ve kariyerimde başardığım her şey için çok minnettarım. Çocuklarım olana kadar kariyerime çok zaman ayırdım, çok emek harcadım. İlk zamanlarımı hatırlıyorum; çok hırslıydım, gerçekten başarılı olmak istiyordum ve bence oldum da. O dönemden bu yana modellik tabii ki değişti, bunda sosyal medyanın rolü büyük. Artık dünyada olan her şeyin farkında olabiliyoruz, farklılıklara, çeşitliliğe daha açığız. Me Too hareketi de sektöre çok yararlı oldu. Artık bambaşka kurallara sahip bir sektör ve bu kesinlikle pozitif bir değişiklik oldu.

Geride bıraktığınız yıllara dönüp baktığınızda nasıl hissediyorsunuz? Kariyerinizde dönüm noktası olan, unutamadığınız bir an var mı?
Birçok önemli insanla tanıştım, küçük yaşta bu insanlarla çalışabilmek benim için büyük bir şanstı. Çok şey öğrendim. Güzelliği takdir etmeyi öğrendim en başta. Tasarımın, sanatın, modanın değerini gördüm. Bu insanlarla çevrili olmak beni çok mutlu ediyor. Anılarıma gelince, sadece bir tanesinden bahsetmek çok zor çünkü modellik her gün bir zorlukla karşılaşmak demek. Her gün farklı bir karakterin içine giriyorsun, farklı anılar yaratıyorsun. Ama sanırım Albert Watson ile çalışmam en önemli anlardan biriydi. Paolo Roversi de aynı şekilde… Hepsi harikaydı.

Kariyerinizin başından beri, bu çekimin de fotoğrafçısı olan Stewart Shining ile çalışıyorsunuz. Tekrardan bir araya gelmek nasıldı?
Stewart ile ilk çekimim sanırım 22 yıl önceydi. Victoria's Secret başta olmak üzere birçok proje için beraber çalıştık. Onunla çalışmaktan keyif alıyorum çünkü bir kadını özünü kaybettirmeden, zarif ve elegan göstermeyi çok iyi biliyor. Onunla çalışırken çok rahat hissediyorsunuz ve fotoğraflarda da güzelliğin ötesinde bir sonuç çıkıyor. Her zaman çok kibar ve dostça yaklaşıyor. Bu çekimde de arkadaşımla tekrardan çalışmak çok keyifliydi. Ayrıca çekimi evimde gerçekleştirdik, çocuklarım yanımdayken kendi konfor alanımda olmak çok keyifliydi. Onunla çalışmak her zaman büyük bir şans ve mutluluk. En iyilerden biri ve onunla çok gurur duyuyorum.

Geçmişe dönebilseniz, değiştirmek istediğiniz bir şey olur muydu?
Geri dönsem değiştireceğim sadece bir şey olurdu sanırım. 13 yaşımda modelliğe başlamazdım. Kötü bir deneyimim olduğu veya zarar gördüğüm için değil, sadece çok küçüktüm. Küçük bir kızın ergenlik yıllarını deneyimleyebilmesi, okula gitmesi çok önemli. O yaşta bu kadar büyük sorumluluk olmasa da olurdu.

Yaşadığınız en büyük zorluk neydi?
Kariyerimin başlarında en büyük engelimi aştım sanırım. 1990'larda başladım ve o zaman belli bir güzellik algısı vardı. Herkes o şekilde görünmeliydi ve benim için başlarda her şey çok zordu. Sürekli cast görüşmelerine gidip, negatif yorumlarla karşılaşıyordum. Çünkü aradıkları o klasik görünüm değildim. Bu negatiflik maalesef sektörde alışmak zorunda kaldığımız zorluklardandı. Beni tanımadan, sadece görünümüme göre değerlendiriyorlardı. Çok zorlandıktan sonra durumu kavradım; aslında seni eleştirmiyorlar, sadece alışkın olduklarının dışına çıkamıyorlar. Artık böyle değil, zaman değişti.

Bu dönemi nasıl aştınız, kim size destek oldu?
Sektör maalesef belli kavramlar üzerine kurulu. Zor bir iş; çok seyahat ediyorsun, yoruluyorsun ve çoğunlukla yalnızsın. Ama zihnen ve fiziken güçlü olursan ve gelen yorumları bireysel olarak algılamazsan güçlü kalabiliyorsun ve hırslanıyorsun da. Ayrıca destek ekibi çok önemli, aile veya arkadaşların yanında olmalı. Annem 18 yaşıma kadar benimleydi ve bana çok destek oldu, devam etmemi sağladı. Ayrıca istemezsem veya başaramazsam geri dönebileceğim bir evim olduğunu bilmek de önemliydi.

Tüm bu deneyimler size ne öğretti?
Çok şey öğrendim ama en önemlisi; asla pes etmemek ve her zaman kendine inanmak. Herhangi bir işte ve hayatta başarılı olmak için bunlar gerekli. Kendine inanmalısın.

Kişisel stilinizi nasıl tanımlarsınız? Gardırobunuzun vazgeçilmez parçaları neler?
Klasik görünümlere daha yakınım ancak farklı stillere de çok açık biriyim. Sabah nasıl kalktığım ve ne hissettiğim çok önemli. Bazen trendlere kapılabiliyorum, farklı olmak istediğim anlar oluyor. Giyinmeyi, süslenmeyi, yeni stiller denemeyi seviyorum. Bana göre bir kadının gardırobunda kesinlikle olması gereken belli parçalar var; klasik bir çanta, deri bir ceket, yüksek belli bir jean, klasik bir elbise.

Maddi, manevi en değerli parçanız hangisi?
Manevi çok ama maddi olarak da bakınca, eşimin 30. doğum günümde hediye ettiği Patek Philippe saatim diyebilirim. Anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti?

İş seçimlerim değişti tabii ki. Eskisi kadar seyahat etmiyorum çünkü çocuklarımla beraber olmak benim için önemli. Anne olmaktan gerçekten büyük zevk alıyorum ve onların her anlarına tanık olmak istiyorum. Artık önceliğim ailem.

Beraber nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Ailece yeni mutfaklar denemeyi seviyoruz. Hep beraber farklı müzelere gidiyoruz. Çok fazla seyahat ediyoruz, yeni kültürler keşfediyoruz. Oğullarımın küçük yaşta farklı kültürlerle tanışmalarının çok önemli olduğuna inanıyorum.

Gerçekleştirmek istediğiniz hayalleriniz var mı?
Tabii ki kariyerime olabildiğince uzun bir süre devam etmek istiyorum. Başardığım şeyler beni mutlu ediyor ama hayallerimden biri kendi işimin sahibi olmak. Tasarlamaktan, dekorasyondan çok keyif alıyorum. Evimde arkadaşlarımı ağırlamak en sevdiğim aktivitelerden. Bu yüzden kendi ev tekstili markamı yaratmak istiyorum.