Güçlü, Kararlı, Renkli: Büşra Develi
Büşra Develi'yi ilk gördüğüm anı iyi hatırlıyorum. Tatlı Küçük Yalancılar dizisinin orijinali Pretty Little Liars dizisini deli gibi izlediğim zamanlardı.Tabii ki uyarlamasına da bakmıştım. Bir ışık parlıyor başının üstünde bazı insanların.Gözlerinde anlatacak bir hikaye görüyorsunuz.Aradan geçen altı yılda hayal edilmesi zor bir kariyer tırmanışı gerçekleştirdi. Gişe rekortmeni Ayla, Hadi Be Oğlum, Karakomik Filmler, hepimizi ekrana yapıştıran Fi, Mehmed: Bir Cihan Fatihi derken, şimdi ana akımda gördüğümüz ilk kahramanlı dizinin, atv'de gördüğümüz Akıncı'nın başrolünde.
Onu aradığımda,Antalya'ya gitmek üzere havaalanında.Upuzun yolları benimle konuşarak yürüyor. Sabah 08.30'da başlamış altı saatlik bir çekimden çıkmış gibi değil sesi. Nasıl geçtiğini soruyorum ve,"Seni ilk kez renkli kıyafetler içinde göreceğiz galiba" diyorum."Genelde hep daha İskandinav havasında, daha net, sade görmek istiyorlar beni.Ben de biraz sıkılmıştım o durumdan,harika kareler çıktı" diyor. Kafamda "soğuk ve mesafeli biri" algısı var konuşmadan önce; o algıyı resmen paramparça ediyor ve içinden çok güldüğüm, sohbetinden çok keyif aldığım bir kadın çıkıyor.
27 yaşındasın ve altı yılda pek çok nitelikli işte yer aldın. Bugün durduğun yerden çocukken oyunculuğu kafana koyduğun yere baktığında nasıl bir Büşra görüyorsun?
Bunun böyle olacağını biliyordum; nasıl olacağını bilmiyordum ama nitelikli bir şey yapmak istediğimi ve bunun için çaba harca- mam gerektiğini biliyordum. O yüzden aslında hiçbir şey benim için sürpriz olmadı bu yolculukta.Hayatımdaki en büyük sürpriz, konservatuarı kazanmamdı. O kadar büyük bir şok yaşadım ki, geçmişten o Büşra'ya baksam inanılmaz hissederdim çünkü hiç ihtimal vermiyordum.
Güçlü, Kararlı, Renkli: Büşra Develi
Hızlı popülerlik, hızlı şöhret çağındayız ve aslında pek çok genç insan kestirme yoldan ünlü ve zengin olmak istiyor. Bu açıdan düşündüğümde, çalışkanlığınla, sükunetinle seni bir rol model olarak görmelerini isterdim. Sen kendini nasıl görüyorsun?
Birilerine ilham veriyorsam ne güzel ama adımlarımı bu amaçla atmıyorum.Ancak tabii ki beni takip eden insanlara karşı bir sorumluluğum olduğunu düşünüyorum. Onları müşteri olarak görmüyorum ve bir şeyler satın almaya teşvik etmek istemiyorum.Doğal olarak,her şeyi en kendime yakışır şekilde yapmak istiyorum.Hayatın tüm bu zorluğu içinde kendini ortaya atmak isteyen insanları da çok iyi anlıyorum. Kapitalizm o kadar vahşi hale geldi ki, insanlar bir şekilde oldukları yerden çıkmak için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Ama bu senin hayatını, kendini nasıl tanımladığınla ilgili bence. Yaptığı her şey doğru oluyor insanın, kendini tanıyıp, ona göre hareket ettiği zaman.Artık dünya yeterince kutuplaşmış gibi geliyor bana.Yoruldum insanların seçimlerini yargılamaktan;o iyi,bu kötü demekten.O yüzden herkes kendini tanısın,ona yakıştığını düşündüğü şeyleri yapsın,öyle mutlu oluyorsa da öyle mutlu olsun.
Güçlü, Kararlı, Renkli: Büşra Develi
İçinde oyunculuk ateşinin ilk yanmaya başladığı zamana dönsen, o kız çocuğuna ne söylemek isterdin?
Ben küçük bir yerden geldim.Cesur olanları hayatın ödüllendirdiğini düşünüyorum.Bunu söylemek isterdim.
Risk almaktan korkmamak, değil mi?
Konservatuar sınavına girdiğimde hayatımda bir tane oyun izlemiştim, benimki cahil cesaretiydi. Oraya gittiğimde üç, dört senedir hazırlanan insanları gördüm. Bir sürü oyunda oynamış, okumuş, sınavlar vermişler.Ben cahil davrandım ama cesur da davrandım...
"Cahil cesareti" ağzımıza kötü bir şey gibi yapışmış ama asıl o gerekiyor galiba bazen.
Eh, genç cahildir, hayat cahilidir. İlla bilgiyle alakası yok ki, yapabileceğini düşünürsün ve yaparsın. Keşke,"Kim ne der?" şüphesini insanların kafasından çekip alabilsek.Olağanüstü başarılı insanlar var, sırf bu yüzden bir fanusun içinde yaşıyorlar.
Röportajın ve çekimlerin tamamı Harper's Bazaar Nisan sayısında!