Sokak Modasında Couture
Tasarımcı olma kararınızın ardında nasıl bir hikaye var?
Mesleğim çocukluk hayalimdi.Annem ve dedemle bir alışveriş merkezinde dolaşırken oyuncak bir dikiş makinası görmüşüm ve alıp kaçmışım.Annem beni yakalamaya çalışırken, dedem oyuncakçıdan özür dileyip ücretini ödemiş. Bizimkisi ilk görüşte aşk gibiydi.Yan tarafında ufak bir çevirme kolu olan, kolu çevirdikçe plastik iğnesi inip kalkarak kumaş dikebilen bu şeker pembesi oyuncak,birlikte uyuduğum arkadaşım haline geldi.Bir süre sonra kumaş dikmeyi öğrenmeye başladım. Henüz ilkokula bile başlamamıştım ama bu işte epey başarılıydım. Genetik faktörler de rol oynamış olabilir tabii.Ailesindeki bütün kadınların kalıp ve dikiş işlerini bildiği bir Karadeniz kızıyım.Tasarım alanında master yaptıktan sonra Nişantaşı'nda kendi showroom'umu açtım.Hayatın akışına inanan ve hatalarından öğrenmeye çalışan biri olarak bugünlere geldim.
On yıldır tasarım yapan biri olarak, tasarım çizginizin ve kişisel stilinizin vazgeçilmezleri neler?
Sürdürülebilir olmak için bazı yapısal özellikler kurmak zorundasınız. Bunlar sizin estetik anlayışınızı yansıtır. Özellikle benim gibi tasarladığınız tarzın aynı zamanda taşıyıcısı olduğunuzda. Kişisel stilimde iyi kalıp, iyi dikişli temiz bir görünüme ve maskülen detaylara önem veriyorum.Maskülen detaylar tercih etmemin sebebi denge arayışı. Feminen bir görünümüm var; uzun boylu, sarışın ve mavi gözlüyüm, feminenliğimi hafif maskülen detaylarla dengeliyorum.Takım elbiselerim stilimin ve koleksiyonlarımın vazgeçilmezi.Neo-klasik bir stile sahibim.Hatırı sayılır bir beyaz gömlek koleksiyonum var. Stilimin bir diğer vazgeçilmezi de yüksek bel pantolon ve etekler.
Her zaman couture koleksiyonlar mı tasarladınız?
Kariyerime couture tasarlamakla başladım. Eğitim yıllarımda da hep drapaja ve moda sanatına meyilliydim. Başlangıçta mesleğe girişin heyecanıyla olsa gerek, öyle elbiseler tasarladım ki ancak müzede sergileyebilirdiniz. Heykel gibiydiler; klasik müziğimi açıp,kahvemi alıp karşılarına geçer,birer sanat eseri inceliyor gibi onları izlerdim. Mesleğimin ilk yıllarında hazır giyim parçalar da hazırladım. Bu sırada atölyede tasarımların fitting'ini yaparken bir şey fark ettim; tasarladığım her parçanın 36 beden ölçüsü farklıydı. Couture tasarımcıları beni iyi anlar; biz tasarımları kişiye özel çalıştığımız için sahibinin üzerine göre yaparız ve her tasarım ölçü olarak benzersiz olur. Hazır giyim koleksiyonum için alışık olduğum yoldan gittiğimden komik sonuçlar ortaya çıktı.Tabii ki ilk aşamada fark edip, her bedeni aynı ölçülere göre ayarladık.
Sokak Modasında Couture
Tuğba Atasoy
Sokak Modasında Couture
Markanız TA Couture'de bu sezon hangi renk ve kumaşları göreceğiz?
Bundan sonra couture'ü sokak modasına taşıyacağız! Evrensel olarak yaşadığımız salgın sebebiyle tüm organizasyonlar ve davetler iptal.Bu da şu soruyu akıllara getiriyor:İnsanlar couture tasarımları nerede giyecekler? Artık couture dışarı çıkıyor, sokağa iniyor,markete gidiyor.Doğala,öze dönüş temasıyla nude renkler, vizon şampanya ve ekru ağırlıklı bir koleksiyon hazırladım. Doğal içerikli kumaşlar kullandım. Oversize ile slimfit arası, vücuda tam oturmayan kalıplar, minimal kuplar koleksiyonumda göreceğiniz detaylardan.Teknolojik transformasyon ile uzun ömürlü ürün üretimine özen gösteriyorum. Markamın felsefesini de bu etik anlayış üzerine kurguladım.
Nelerden ilham alıyorsunuz?
Koleksiyonlarımda sanatçılardan ve eserlerinden esinlenmeler görebilirsiniz.Giyilebilir sanat fikri bana oldukça yakın geliyor. Moda ve sanatı buluşturan provokatif işbirlikleri ilgi alanımda. Örneğin 1937'de Salvador Dali ve Schiaparelli'nin Windsor Düşesi Wallis Simpson için tasarladıkları ıstakoz desenli tuvalet. Birkaç sezon önce bir arkadaşıma hazırladığım tasarımımı üç ay boyunca bir tablo gibi boyadım,sonra elbise haline getirdim. Bahar koleksiyonlarımdan biri için kumaştan üç boyutlu çiçekler hazırladım.Bu detayları tek tek ellerimle,bir sanatçı edasında işlemek benim için en büyük zevklerden biriydi.Eserlerinden oldukça etkilendiğim Rus sanatçı Kazimir Malevich'in soyut geometrik formlarını kalıplarıma yansıttığım bir koleksiyonum oldu.Soyut dışavurumcu çağdaş sanatçılar da bana ilham veriyor.Elbette,koleksiyonlarımı hazırlarken o sezonun trendlerine de kayıtsız kalmıyorum, sadece detaylarda yansıtıyorum.
Sizce kıyafetleri bir iletişim, mesaj verme aracı olarak kullanmak mümkün mü?
Kesinlikle.Kıyafet görsel bir iletişim aracıdır,statü sembolüdür. Renk seçimi de aynı oranda önemli ve etkili.Bir iş görüşmesine gidiyorsam, omuzları dik, dekoltesi az ve koyu renkli bir ceket giyerim. Bu detaylar karşınızdaki kişiye güven verir.Açık ve pastel renkler sizi masum gösterir, belinize oturan kalıplar ise feminen.Giyim dikkatin tümünü üzerine çekmemeli,söylemlerinizin önüne geçmemeli,aksine destekleyici gücünüz olmalı. Kendinizi en iyi hissettiğiniz görünüm, karakter özellikleriniz ve enerjinizle örtüşen görünümdür.