Yaşam Gustosu
Türk anne, İtalyan baba, Fransız eş. NewYork, Londra, Cenevre ve Paris arasında geçen bir yaşam. Adını Türkiye'nin güneyindeki Likya antik kenti Aperlai'den alan lüks ayakkabı markasını kurduğu günün üzerinden tam 13 yıl geçti.Yaklaşık üç yıl önce markasını bir gruba devreden Alessandra Lanvin, başka başarı hikayeleri yazmak için yaratmaya hız kesmeden devam ediyor; birçok modaevine danışmanlık veriyor ve tasarım yapıyor. Ailesine ve yeni projelere odaklandığı şu günlerde, yılbaşı öncesi Milano'daki evinde bir araya geldik.
Paris ile Milano arasında bir yaşam sürüyorsun. Peki, en çok nerede kendini evinde hissediyorsun?
Benim evim, kalbimin olduğu yer. İstanbul ve Aperlai ile her zaman özel bir ilişkim olacak.Gençlik yıllarımın çoğunu geçirdiğim bu yerlere her döndüğümde hafızamda bir yolculuğa çıkıyorum. Paris ailevi nedenlerden dolayı benim için çok değerli ama son zamanlarda Milano'yu daha çok takdir etmeyi öğrendim.İnanılmaz gizli çekicilikleri var,özellikle de yaşadığımız Eski Milano'nun.
Bundan 13 yıl önce, adını Likya antik kentinden alan bir marka kurdun. Bize Aperlai'nin hikayesini anlatır mısın?
Evet,AperlaiTürkiye'nin güneyinde aile evimin olduğu yerin adı. Bu çok sevdiğim yer markamın ismine de ilham oldu.Aperlai, marka olarak kısa sürede büyük başarılara imza attı ve yaklaşık üç yıl önce bir gruba satışı gerçekleşti.Bunun doğru karar olup olmadığı konusunda düşüncelerim vardı, ancak şimdi mevcut durum ve sektörün karşı karşıya olduğu yeni zorluklarla birlikte,bu kararla barıştım.
Sence içinden geçtiğimiz son bir yıllık dönemin tasarım ve lüks markalar üzerinde kalıcı bir etkisi olacak mı?
Moda ve tasarım sektörü zorlu bir süreçle karşı karşıya. Mevcut olaylar hepimizin nasıl düşündüğünü ve tükettiğini yeniden şekillendirirken,belirsizlik sürüyor.Sadece yüzde birlik kesim değil,tüm tüketiciler çevresel ve sosyal olarak daha bilinçli hale geldikçe ve ilham almak,aynı zamanda satın almak için çoğunlukla dijital kanalları kullandıkça,lüks arzusu,hatta lüks kelimesinin anlamı bile kademeli olarak değişiyor.Günümüzün kazananları,moda trendlerine daha az bağımlı, zamansız ve daha sessiz tarzları ile satış ve dağıtım konusunda dijital platformda ustalaşan ve sürdürülebilirlik kavramını işine entegre eden markalar.Etnik çeşitliliğin ve kapsayıcılığın da bir zorunluluk olduğunu ve markaların DNA'sına yansıtılması gerektiğini söylemeye gerek yok.
Elbise Saint Laurent
Yaşam Gustosu
Sandaletler, Aperlai
Yaşam Gustosu
Lamba Dimore Vintage bilezik Cartier Küpeler Sandra Mansour Yüzük Atelier Molayem Clutch, Seyşeller'den
Yaşadığın eve baktığımızda hayatına dair hangi ipuçlarını görürüz?
Şu anki durumdan bağımsız olarak, biz her zaman evde vakit geçirmeyi severiz.Arkadaşlarımızı öğle veya akşam yemeklerinde evde ağırlamaktan zevk alırız, Pazar günleri çocuklarla büyük brunch'lar düzenleriz. Çocuk dostu bir ortamımız var. Evdeki en narin parçalar, çocukların ulaşamayacağı bir yerde, duvarda asılı duruyor!
Yaşam Gustosu
Gardırobunun vazgeçilmezleri ve senin için özel anlamı olan parçalar neler?
Bana inanılmaz bir yolculuğu hatırlatan, Seyşeller'den aldığım clutch'ım, arkadaşım Stella Molayem'in benim için özel olarak tasarladığı yüzükler, anneme ait olan ve esasen bir sultanın eşi için yapılan antika yüzük ve Aperlai ayakkabılarım!
Dekorasyona ve nitelikli tasarımlara ilgin olduğunu biliyorum, evinin dekorasyonunu sık sık değiştirir misin?
Eşim ve ben tutkulu sanat koleksiyonerleriyiz diyebilirim. Çağdaş ve modern sanat ilgi alanımız. Son aldığımız parçalara göre mobilyaların yerini ve dekorasyonu değiştirmeyi seviyoruz.
Röportajın ve çekimlerin tamamı Harper's Bazaar Aralık/Ocak sayısında!