Harper’s Bazaar Style Aralık 2024 Başak Dizer Tatlıtuğ Röportajı
Vizyonu ve stiliyle moda dünyasında önemli bir yere sahip olan Başak Dizer Tatlıtuğ, Atasay ile iş birliği yaparak, hayal dünyasını gerçek hayata taşıdı. “Benim küçük heykellerim” dediği her bir tasarım Dizer’in estetik anlayışının yansımaları…
GÜNCELLEME TARİHİ: 17 Aralık 2024
Röportaj: Bade Çakar
Fotoğraf: Alan Gelati
Yıllardır moda sektörünün içerisindesiniz. Geçmişe geri döndüğünüzde sizi modaya çeken ilk anınız nedir?
Geçmişe döndüğümde hep gülümseyerek hatırladığım anılarım var. Bulduğum her boş kağıda, deftere hatta okul sırasına bile illüstrasyon kızlar, kıyafetler, defileler çizip rengarenk boya kalemlerimle boyadığım zamanlar... Okul arkadaşlarım hala hatırlıyor, anlatıyor. Lise yıllığıma bile yazmışlar anı olarak. Marmara Bölgesi resim yarışması üçüncülüğümden sonra daha bir emin oldum ki ben bu çizim, tasarım işini gönülden seviyorum. Annem resim öğretmenliği yapmış, dedem ressam, dayım mimar, kuzenim tasarımcı, kısaca bir güzel sanatlar sevdalısı aileye doğmuşum.
Moda ile olan yolculuğunuzda en çok hangi anı ya da karar sizin için dönüm noktası oldu?
Londra’da en başa dönüp tasarım okumak tam bir dönüm noktası oldu diyebilirim. Hem de Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirir bitirmez. Central St Martins ve London College of Fashion maceram ve sonrasında hemen Vakko’da tasarım asistanı olarak işe başlamam hayallerimin ötesinde hızlı bir başlangıç yaptırdı bana.
Aslında sektöre ilk girişiniz bir tasarımcı olarak ama sonrasında sizi styling ve stil danışmanlığı ile tanıdık. Şimdi ise tekrardan tasarım tarafına geri döndünüz. Aynı sektörde farklı alanlar… Sizce nasıl bir dinamikleri var, sizi nasıl tamamlıyorlar?
Hem çok farklı hem çok paralel işler diyebilirim. Eğitimim ve asıl deneyimin moda tasarımı üstüne oldu, evet, ama ben çok sosyal, kalabalık ortamları seven insanlarla interaktif çalışmayı, bir takım olmayı tercih eden biri olarak beş sene sonra üretimi bırakıp, styling’i seçtim diyebilirim. Tasarım ve üretim çok araştırma, düşünme gerektiren uzun süren, zor aşamaları olan ve biraz daha yalnız çalışmak demek. Ben kişilere, karakterlere birebir styling yapmayı ve bu sayede iletişimde olmayı daha kendime, karakterime yakın buldum. Ben işim sayesinde eğleniyorum, sosyalleşiyorum. İnsanlarla daha yakınım, takım çalışması yapabiliyorum ve bu beni daha mutlu ediyor. İşimi gerçekten çok seviyorum.
Aynı zamanda ara ara tasarım tarafına da dönüyorsunuz. Atasay ile iş birliği koleksiyonu hazırladınız. Bu koleksiyondan biraz bahsedebilir misiniz?
Okulda ayakkabıdan mücevhere sıfırdan desen yaratmaktan, kumaş tasarımına kadar her şeyi öğreniyorsunuz zaten. Ayrıca daha önce Luna Merdin markası için de takı tasarımı yapmıştım ama Atasay &BDT koleksiyonu çok severek yaptığım ve fazlasıyla içime sinen bir çalışma oldu. Kendimin de her gün taktığı takılar oluverdi birden. Onlar benim küçük heykellerim. Savaşçı ruha sahip, biraz maskülen, biraz feminen, bir duruşu ve hikayesi olan, kendini hemen fark ettiren heykellerim. Beyaz ve sarı altının iç içe geçtiği dikkat çeken geometrik, asimetrik parçalar. İnanılmaz sevdim! Altı aydır benim bir parçam oldular diyebilirim. Atasay’ın ince işçiliğine, tasarım ve üretim ekibine de hayran kaldım. Ne hayal ettiysem, birebir takıyorum şu an.
Koleksiyonu hazırlarken, ilham kaynaklarınız neler oldu? Nasıl bir hikaye var ardında koleksiyonun?
Tarihin tanıdık, ilham veren savaşcı, güçlü duruşu olan gösterişli kadınları ilhamım oldu. Jean d’Arc, Kleopatra ve amazonlar... Ben seviyorum maskülen ve feminen dengesini. Ve bazı zamanlarda birbirlerine ustün gelmesini. Koleksiyonum da öyle oldu. Bazı parçalar çok eril, bazıları tam bir dişi. Bazısı ise iç içe.
Stilde mücevherin yeri sizce nedir? Kendi stilinizde nasıl bir yer alıyor mücevher?
Aksesuar, stil denince bütünü tamamlayan, hem kişisel hem de son dokunuşu yapan önemli bir parça. Aksesuarsız bir styling düşünemem. Ben zaten takı, mücevher ve aksesuar bolca kullanan, değiştiren, oynayan biriyim. Benim bir mücevher koleksiyonumun olması zaten kaçınılmazdı.
Moda dünyasında bu kadar başarılı olmanın yanı sıra günlük hayatınızda nasıl bir stil tercih ediyorsunuz?
Uzun yıllar tasarım, styling yapınca ve aynı zamanda bir de showroom sahibi olunca stilimin aynı kalmasına rağmen çok sadeleştim. O kadar çok defile, vitrin, mağaza, kıyafet, kombin görüyorum ki artık alışveriş yapmıyor, kendimle hiç uğraşmıyorum. Ne zaman, ne de heves kalıyor. Tıpkı moda tasarımcılarının en sade ve basit kıyafetleri, kombinleri seçmeleri gibi. Elim hep aynı şeylere gidiyor; siyah ve beyaz, bej, mavi ve kırmızı gibi ana renkler; desensiz düz kumaşlar, monokrom kombinler asimetrik ve geometrik kesimler bolca ceket ve pantolon... Pop beni en iyi tanımlayan stil sanırım.
Hayatınızdaki en önemli stil ikonu kimdir? Onlardan neler öğrendiniz?
Stil ikonum değil ama sevdiğim tasarımcıların defileleri içinde kayboluyorum. En büyük ilhamım tasarımcı ve stylist’lerin birlikte tasarladığı, tam bir yaratıcı ekip çalışması olan sezonluk defileler.
Eşiniz Kıvanç Tatlıtuğ ile Türkiye’nin en şık çiftlerinin başında geliyorsunuz. Stil konusunda birbirinizden sizce neler öğrendiniz?
Teşekkürler. İkimiz de seyahati seven, gittiğimiz yerlerdeki farklılıklardan, orijinallikten, insanlardan incelikleri, gustoyu ve kültürü öğrenmeye çalışan meraklı insanlarız. Birlikte stil sahibi yaratıcı bir yaşamı, anlayışı ve duruşu yaşamaya çalışıyoruz ya da gayret gösteriyoruz diyeyim. Kıyafet, kombin ana konumuz değil ama farkında olmadan, o bana, kendi sanatçı karakteri tarafından dilediğim, hissettiğim, istediğim gibi giyinme rahatlığını ve özgürlüğünü; ben de ona yenilikler, trendler, tasarımlar, ne moda ne demode onu aşılıyoruz galiba. Alışveriş, moda, kıyafetler ve kombinler bizim birlikte eğlenerek yaptığımız bir hobi gibi.
Anne olmanın kreatif dünyanızda nasıl etkileri oldu?
Bebekten sonra buna cevabım; “Başak erken kalk, çabuk ve pratik ol, zaman kaybetme sadeleş, azalt ve kendinle uğraşma” oldu galiba. Moda, trendler, kombin ya da stil, kişisel bir konu olmaktan çıktı bende. Onlar artık işim... Seviyorum ve sakin sakin yapmaya devam etmek istiyorum.
Sizin için en önemli değerler nelerdir? Bunları iş ve kişisel hayatınızda nasıl uygularsınız?
Nezaket, disiplin ve heyecan. Ayrıca yaptığın her işi severek yapmak ya da sevdiğin işi yapmak kilit nokta.