Jeremy Allen White, Louis Vuitton’un Yeni Marka Elçisi Oldu
The Bear’ın yıldızı Jeremy Allen White, şimdi Louis Vuitton’un yeni yüzü.
GÜNCELLEME TARİHİ: 16 Haziran 2025
Yazar: Ece Büyükçolpan
Fotoğraflar: Louis Vuitton Press
“The Bear”ın karizmatik şefi Jeremy Allen White, gerçek hayatta lüks markaların vazgeçemediği yürüyen bir vitrin. Son dönemin popüler estetik anlayışlarından “hot rodent boyfriend” tarzının adeta sözlük anlamı olan White’ın 10 Haziran’da Louis Vuitton’un erkek koleksiyonunun marka elçisi olduğu duyuruldu.
Mayıs ayında düzenlenen MET Gala’da, “Superfine: Tailoring Black Style” sergisinin açılışında ve Şubat’taki SAG Ödülleri’nde Louis Vuitton tasarımlarıyla sergilediği zarif duruş, moda dünyasının dikkatinden kaçmadı elbette. Son olarak Calvin Klein’ın iç çamaşırı kampanyasının yüzü olan Jeremy Allen White, hem gündelik yaşamında hem de davetlerde tercihini Louis Vuitton’dan yana kullanıyor. Markayla arasında uzun süredir devam eden bu yakınlık, artık resmiyet kazandı: White, Louis Vuitton’un erkek koleksiyonunun yeni yüzü oldu.
Louis Vuitton Erkek Koleksiyonları Kreatif Direktörü Pharrell Williams, White için, “Jeremy’nin sahici bir duruşu ve sessiz bir özgüveni var: Bu tür bir samimiyet gösterilemez, yalnızca yaşanır. Louis Vuitton’da bizim için önemli olan, kültürü dönüştüren insanlarla birlikte yürümek. Jeremy bu anlayışı içselleştiriyor. Onu ailemize katmaktan büyük mutluluk duyuyoruz,” diyor.
Kemikli yüz hatlarıyla tıpkı gökten dünyaya düşmüş yaralı bir meleği andıran Jeremy Allen White, New Yorklu bir serseri ama bir o kadar da seksi havasıyla moda dünyası için şu sıralar parlak bir ilham perisi ve oldukça revaçta. Haliyle, reklam kampanyalarında yarattığı etki de her seferinde markalara başarı getiriyor.
“The Bear” dizisindeki performansıyla üst üste üç Altın Küre kazanan White, “Shameless” dizisindeki çiğ gerçeklikten “Cornflower” adlı kısa filmin dingin anlatımına uzanan çizgide, çok katmanlı oyunculuğunun farklı yönlerini sergiliyor. Bu yaratıcı çeşitlilik, Louis Vuitton ile kurduğu ilham verici ilişkiye de yansıyor: Her ikisi de sınırları zorlayan, özgün bir sanatsal vizyona sahip. Son olarak “The Iron Claw” filmindeki rolüyle dikkat çeken oyuncu, yakında Bruce Springsteen’i canlandıracağı biyografik yapım “Deliver Me from Nowhere” ile sanatsal yolculuğunu derinleştirmeye hazırlanıyor.





