Edoardo G. Ristori ile 24 saat
LIFESTYLE

Edoardo G. Ristori ile 24 saat

İtalyan erkek giyim markası E.G.R Sartoria’nın İstanbul’da yaşayan kurucusu ve tasarımcısı Edoardo G. Ristori, ilham, enerji ve aşkla andığı şehirdeki bir gününü anlatıyor.

GÜNCELLEME TARİHİ: 26 Mart 2018

Eylem Şimşek
Çoğunlukla iş seyahatinde olduğumdan, her fırsatta günlük İstanbul rutinimin tadını çıkarıyorum. 2002'de bu şehre ayak basar basmaz aşık oldum ve o günden beri kalbimin derinliklerinden gelen bir enerji ve büyülü bir ilham duygusuyla yaşıyorum.

06.00 Sabahları çok erken kalkıp moka makinemle bir espresso yapmayı, Boğaziçi'nde esrar perdesi arkasından yükselen güneşi izlerken günlük programımı gözden geçirip kahvemi yudumlamayı çok severim.

08.00 Boğaz kıyısında sabah koşumu tamamladıktan sonra bazen Mangerie, bazen Happily Ever After, bazen Cup of Joy, bazen de Any'de kahvaltı ediyor, biraz daha vaktim varsa Rumelihisarı'nda Kale veya Soho House'u tercih ediyorum.

09.00 Kahvaltımı bazen Bebek'te, bazen Arnavutköy'de yapıyorum. Sonra güne uygun bir şekilde giyinerek, ayrılmaz parçam olan Vespa'ma atlayıp güne başlıyorum. Arnavutköy mağazasında müşterileri karşılayarak, yeni koleksiyonlar ve modeller üzerinde çalışıyorum, eskizler çizip kumaşlar seçiyorum, bir yandan da Torino'daki dikim atölyemizin üretim durumunu kontrol ediyorum.

14.00 Öğle yemeğini genellikle bir iş toplantısı eşliğinde Lucca, Papermoon, St. Regis ya da Soho House'ta hızlıca geçiştiriyorum.

16.00 Öğleden sonra müşterilerimi evlerinde veya ofislerinde ziyaret ediyorum.

19.00 Akşam çökerken mağazamda bir aperitif alıp, müşterilerim ve arkadaşlarımla bir araya gelmeyi, onlarla stilden, zamana meydan okuyan zarafetten, yeni fikirler ve projelerden söz etmeyi çok seviyorum. Bu nedenle hep söylediğim bir şey var: Bütün arkadaşlarımız müşterimiz olmayabilir ama bütün müşterilerimiz arkadaşımız olacaktır.

21.00 Yemeğe dışarı çıkmayacaksam arkadaşlarıma kendi tariflerime göre İtalyan yemekleri yapmayı, dolgun gövdeli ve lezzetli şaraplar eşliğinde paylaşmayı seviyorum.

23.00 Ben en çok geceleri, özellikle de geç saatte ilham bulurum. İmkanım varsa geç saatlere kadar ofisimde çalışır, Boğaz'a vuran ay ışığını ve sessizce süzülen gemileri izlerim. Gün boyunca edindiğim fikirlerin ve yakaladığım ilhamların şekil aldığı andır bu. Felsefe, tarih ve sanata ilişkin iyi kitaplar okumak da hiç bıkmadığım, en çok hafta sonları ve yolculuklarda sevdiğim bir etkinliktir. İstanbul'un çeşitli sanat sergilerini dolaşmayı, Çukurcuma'daki eski eşya ve Kapalıçarşı'daki antika satıcılarını gezmeyi de çok severim.