London Calling
Yeni yaklaşımları önyargısız kabul eden, özgün ve özgür moda anlayışının başkenti Londra tasarımcıların rüya şehri. Türk tasarım markası Bee Goddess, Ece Şirin bu rüyayı uzun süre önce gerçekleştirdi. Bade Çakar
GÜNCELLEME TARİHİ: 27 Ocak 2021
Londra serüveniniz nasıl başladı?
Londra'ya beni aşk götürdü. Eşim Cemil İngiltere'de yaşayan bir Türk vatandaşı ve on sene önce onunla beraber yarı zamanlı İngiltere'ye taşındım.Harrods ile tanışmamız da bu dönem oldu.Dokuz senedir Harrods'da satılan ilk ve tek Türk mücevher markasıyız. İlgi doğrultusunda geçen sene Chelsea'de bir butik açtık.
Londra'da yer almak marka değerinize neler kattı?
Londra, dünyanın en önemli moda ve lüks başkentlerinden biri. Buradaki başarı bizi dünya ligine taşıdı.Amerikalılar bile Londra'ya
ayrıcalıklı bir alışveriş için geliyor. O yüzden burada birTürk tasarım mücevher markası olarak yer almak gurur verici.Harrods'da senelerdir 40,50 yıllık markalarla rekabet ediyoruz ve başarılıyız. Londra mağazamızda dünyanın her yerinden yepyeni Bee Goddess dostları ile tanışıyoruz.
Londra'da gördüğünüz ilgiden bahseder misiniz?
Markanın tasarımcısı ve yaratıcısı olarak The Telegraph Luxury tarafındanYılın EnVizyoner veYaratıcı MücevherTasarımcısı seçildim. İngiliz olmamama rağmen, hem de mücevher sektörü kadar rekabetçi ve dünya devlerinin bulunduğu bir yerde yepyeni bir yüzü vizyoner tasarımcı seçtiler.Şu anda Harrods'da ilk üç mücevher markası içinde yer alıyoruz.Aynı ilgiyi Madonna, Cate Blanchett,KateWinslet,Cara Delevingne,Kate Moss gibi ünlü isimlerden de görüyoruz, gönüllü marka elçimiz oluyorlar. Son ola-rak,başrolünde Camila Cabello'nun olduğu Cinderella filminin mücevherlerini tasarladım.
Size göre Londra'nın diğer moda başkentlerinden farkı nedir?
Çok daha seçici,çok daha derinliği olan bir şehir.Diğer moda başkentlerini daha yüzey- sel buluyorum. Londra daha ağırbaşlı ve tabii ki çok daha rekabetçi.Amerika'da reklam yapmak çok daha kolay ama Londra'da hem müşteri hem basın gerçekten çok seçici.Deneyime önem veren,gerçek değeri ve kaliteyi arayan bir kitle var.
Şehir kişisel olarak sizin için ne ifade ediyor?
İstanbul'dan sonra ikinci evim. Gerçekten gönül bağım olan bir şehir. Avrupa'da yaşamak isteyebileceğim tek yer ve bu yüzden çok şanslı hissediyorum. İngiltere, bir ada olmasına rağmen çok farklı kültürleri bir araya getiren müthiş bir zenginliğe sahip. İngiliz yaratıcılığının dehası bütün dünyayı etkiliyor. Londra beni yaratıcı açıdan çok besleyen, bana huzur veren bir şehir.
