Hislerini Kucakla
LIFESTYLE

Hislerini Kucakla

Enerji terapisti Sintia Mazon ile iyi hissetmenin kimyası üzerine konuştuk.

GÜNCELLEME TARİHİ: 20 Kasım 2021

Pelin Hasçalık

Mutlu olmak ile iyi hissetmek arasında nasıl bir fark var?
Kendimizden imkansız bir beklentimiz var; sürekli mutlu olmak ya da hep iyi hissetmek. Hayatımızda bizi zorlayan duygular hiç olmasın, hep keyifli, huzurlu, neşeli ve sevinçli hissedelim istiyoruz. Hayatın doğal döngüsü ise iniş çıkışlarla dolu. Hep çıkışları yaşamak mümkün değil. Sürekli mutluluk arayışı gerçekçi değil. İyi hissetmek ve mutluluk aslında birbirinden farklı. Mutluluk, nasıl hissetmemiz gerektiğine dair dış dünyadan gelen fikirlerden oluşmuş bir zihinsel yapı. Zihnimizde her şeyin nasıl olması gerektiğine dair karar verir ve buradan kavramlar yaratırız. Mutluluk da bu yaratılan kavramlardan biridir.İyi hissetmek ise tamamen iç dünyamız ile ilgilidir ve bedenimiz ile bağlantıda olmayı gerektirir. Şimdi ve burada, bu vücutta olmak ve hissettiğim duyumsamaları kucaklamak ile ilgilidir. Ama hissettiğimi hissetmem için kendime izin vermediğimde ve sanki hep bundan farklı hissetmem gerektiğini düşündüğümde iyi hissetme kabiliyetim de kısıtlanır.

İyi hissetmek, dış dünyada ne olursa olsun iç dünyada olanlarla bir uyum ve denge bulma halidir. İnsanoğlu yürürken bile her adımda, saliseler sürse dahi önce dengeden çıkar ve sonra dengeye girer. Yani her adımımızda dengesizliği ve denge bulmayı tekrar tekrar deneyimleriz. Bu bizim tabiatımızdır. Duygu dünyamızda da aynı döngüleri yaşıyor olmamız kaçınılmazdır. Kötü hissettiğimizde, bunun geçici olduğunu, tekrar iyi hissedeceğimizi hep hatırlamamız gerek.

İyi hissetmenin vücudumuzdaki kimyasal karşılığı nasıl?
Hayatımızı hormonlarımız yönetir ve duygularımızı da hormonal salgılarımız belirler. Değişik yaşlarda farklı hormonların üretimi bedende ağır basar ya da azalır. Örneğin ergenlik ve menopozda bu sebeple duygu durumumuzda iniş çıkışlar olur.İyi hissetmek için beyinde üretilip nöronlar arası taşınan serotonin, dopamin, oksitosin ve endorfin adlı nörotransmitter'lerin, yani duygu durumu habercilerinin optimal derecede salgılanması gerekir. Örneğin neşeli olmak, keyif ve zevk almak, motive hissetmek için dopamin aksımızın iyi çalışması gerekir. Serotonin eksikliği anksiyete, panik ve depresif bozukluğa sebep olur, dolayısıyla iyi hissetmekte zorlanırız. Oksitosin bağ kurmamıza yarar, yani bir nevi sevgi molekülü gibidir, ruh halimizi hemen değiştirir. Endorfin ise doğal ağrı kesici kimyasaldır ve iyi hissetmemiz için gereklidir.

İyi hissetmemizin önünde hangi engeller var?
Bedenin hayatta kalmak için geliştirdiği biyolojik tepkiler iyi hissetmemizin önündeki engellerden biri. Çünkü biyolojik mekanizmamız
için iyi hissetmek değil, hayatta kalmak öncelikli. Eğer kendimizi güvende hissetmezsek, ortamımızı dostça algılamazsak, beden bu hayatta kalma mekanizmalarını devreye sokar. Bu da iyi hissetmemizi engeller. Algılarımızı seçimle değiştirdiğimizde engeli kaldırmış oluruz.

Stres beden kimyamızı ve iyi hissetme halimizi etkiliyor mu?
Beden kimyamız kısa süreli stresle kolayca başa çıkar. Eğer tehlike varsa, beni savaşmaya veya kaçmaya yönlendirecek biyolojik işlevleri aktive eder. Tehlike geçtiğinde ise rahatlama ve tamir etme kimyasallarını harekete geçirir. Böylece beden stres kimyasallarının etkilerini bertaraf etmiş olur, sistem yenilenir. Asıl sorun şu; "Ya kızıma bir şey olursa", "Ya kocam beni aldatırsa" gibi düşüncelerle bedende aslında gerçek olmayan ve hiç bitmeyen bir stres algısı yaratıyoruz. Beden, bu savaş ya da kaç cevabından rahatla cevabına geçemiyor ve hayatımı tehdit eden tehlike hiç bitmiyormuşçasına stres kimyasallarını kanıma boşaltmaya devam ediyor. Hayatı bu şekilde yaşamayı normalleştiriyoruz. Beden uzun süreli stresi tolere etmek için programlanmadığından bir süre sonra işlevlerini yerine getirememeye başlıyor. Kronik hastalıklar, sindirim bozuklukları, otoimmün hastalıklar böyle ortaya çıkıyor. Böyle durumlarda bedene, "Sakin ol güvendesin!" algısını bilinçli şekilde getirmek önemli.Kendimizi dengeye getirmek; buna YOUniversity'de regülasyon deriz. Eski davranışınız ve sonuçları sizi sağlıklı bir yere götüremediyse, yeni seçim yapma zamanı geldi demektir.