Moda ve sinema
MODA

Moda ve sinema

Sessiz sinema küratörü Mariann Lewinsky ile moda ve sinemayı buluşturan dünyayı keşfe çıkıyoruz.

GÜNCELLEME TARİHİ: 19 Şubat 2019

Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri için danışmanlık yapan Mariann Lewinsky'nin uzmanlık alanlarından biri de Diva filmleri. (Diva, Latincede tanrısal ve yüce anlamına gelen 'divine' kelimesinden türemiş bir sözcük.) Mariann Lewinsky diva filmlerinin doğuşuyla ilgili şunları söylüyor: "Yirminci yüzyılın başlarında, Birinci Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre önce, uzun metraj filmler çekilmeye başlandı. Yapımcılar burada ya iyi bir hikayenin gücüne -ki Fransızlar bu yolda roman uyarlamalarına başvurdu- ya da, seyircileri beyaz perdeye kilitleyecek güzel bir kadının çekiciliğine baş vurdular." Diva filmleri melodram olarak nitelendirilseler de, aslında başroldeki kadın oyuncuların giydiği kıyafetlerle bir moda gösterisine dönüştüklerini belirtmekte fayda var. Lewinsky sinema tarihinden ilginç anekdotlar aktarıyor: "Seyirciler, diva'nın göründüğü sahnelerde büyük bir alkış koparıyorlar. Ayrıca Diva her sahne için ayrı bir kıyafet giyiyordu. Örneğin, geçen yıl da küratörlüğünü üstlendiğim İstanbul Sessiz Sinema Günleri'nde yer alan Sangue Bleu filminde Francesca Bertini neredeyse 20'ye yakın kıyafet giyiyor. Hatta oyuncu bir anlamda defile yapıyor," diye anlatıyor.

"Diva filmlerinde kadın oyuncular zaten önemli isimlerdir. Örneğin Lyda Borelli, İtalya'da çok ünlü bir tiyatro oyuncusudur. Aralık ayında İstanbul Sessiz Sinema Günleri'nde onun en başarılı filmlerinden Rapsodia Satanica da yer alıyor." Yeri gelmişken Lyda Borelli'nin aynı zamanda moda alanında da öncü bir isim olduğunu söylemeliyiz. Yalnızca taşıdığı kıyafetlerle değil hareketleri ve tavırlarıyla da tam anlamıyla bir ikondu.

Moda tarihine bakıldığında, ilk moda liderlerinin büyük aristokrat kadınlar olduğu görülür -özellikle de Fransa'da. Mesela 19.yüzyılda yaşamış olan Prenses Eugénie de Montijo'nun, giyimi ve özellikle de şapkasını göz hizasına indirdiği o ünlü duruşuyla Greta Garbo'yu ve dönemin kadınlarını derinden etkilediği biliniyor. "Diva'lar filmde genelde aristokrat bir kadını oynarlar" diye ekliyor Lewinsky. Yani sinema seyircilere o dünyanın kapılarını da açma misyonunu üstlenirken, seyirciler aristokratlar gibi giyinmenin, onlar gibi yürümenin, davranmanın kodlarını öğreniyorlar sinema yoluyla öğrenirler. Film şirketi seti kurarken, giyeceği kıyafetlere ise oyuncunun kendisi karar veriyor. Üstüne üstlük hepsini kendi gardırobundan derliyor.

Fakat diğer taraftan diva'ların zaman zaman halktan karakterleri oynadıkları da oluyor. Mesela Assunta Spina'da Francesca Bertini, Napolili ütücü bir kadını canlandırır. Hatta filmde giydiği beyaz şal büyük olay yaratır. Lewinsky, "Bu şal halen duruyor," diyor. "Geçen Ocak'ta Roma'da, kostüm tasarımcılarıyla birlikte bir sergi açtık ve bu şal orada sergilendi." Özellikle de İtalya'da kostüm geleneği çok uzun yıllara dayandığı için kıyafet konusunda İtalyan diva'lar çok geniş bir seçeneğe sahip olabiliyorlar. Lewinsky, İtalya sinemasından üç isim üzerinde özellikle duruyor; yukarıda bahsi geçen Borelli ile Bertini'nin yanında yer alan üçüncü isim ise Pina Menichelli. Ve tabii sessiz sinemanın unutulmaz diva'ları arasında Almanya'dan Asta Nielsen'i, Amerika'dan Louise Brooks'u saymadan olmaz.

Lewinsky, Fransa'dan Stacia Napierkowska'nın da inanılmaz bir tarzı olduğunu söylüyor. "Kendisi ayrıca ünlü yönetmen Germaine Dulac'nın arkadaşıydı. O dönemde, dünyadan haberlerin verildiği gösterimlerde moda haberleri de yer alıyordu. Böylece izleyici Paris modası hakkında da fikir sahibi oluyordu." Ve Lewinsky'den ilginç bir bilgi daha: "Yaptığımız araştırmalarda, birçok eski İtalyan diva filmini Güney Amerika'da bulduk. Çünkü zengin kadınlar, İtalyan modasını takip etmek için bu filmleri satın alıyorlarmış."

Lewinsky, "Hayatımız boyunca bir şeylerden ilham almaya çalışırız" diyor ve sinemanın moda alanında da en güzel yol gösteren olduğunu söylüyor. "Sinema tarihi yüz yıldan fazla bir süredir bize güzelliği sunuyor. Sinema görsel bir sanat, moda da onun vazgeçilmez bir parçasıdır."