Sinem Babacan tasarladı, Ebru Kohen giydi
MODA

Sinem Babacan tasarladı, Ebru Kohen giydi

Gündüzden geceye, ofisten davete uyarlanabilen tasarımlarıyla dikkat çeken Sen&Sin’in hikayesine bu sezon neler eklendi; markanın kurucusu Sinem Babacan anlattı. Ebru Kohen ise Kemer Country’deki evinde Bazaar için yeni koleksiyondan parçalar giydi.

GÜNCELLEME TARİHİ: 26 Haziran 2019

Sen&Sin'in hikayesini ve karakterini nasıl anlatırsınız?
Kurumsal hayatta, televizyon sektöründe 20 yıla yakın süre üst düzey yönetici olarak çalıştım. Bu süre zarfında işimi çok severek yaptım. İşimdeki en önemli nokta inanmak ve yaratıcılığı ön planda tutmaktı. Ancak ilişkilerde olduğu gibi belli bir süre sonra aynı işte kendinizi tekrarlamaya başlıyorsunuz. Kendimi tekrarladığımı hissettiğim sabahlardan bir inde, aslında yaptığım bu işin bana eskisi kadar heyecan vermediğini ve yaratıcılığımın her geçen gün azaldığını fark ettim. Kendimi ve iş dünyasında benim gibi kendini tekrarlayan kadınların ruhuna dokunmak istedim. Kendilerini fark etmelerini istedim. Modanın esiri olduklarını; giydikleriyle kendi tarzlarını ve kendi ruhlarını yansıtmadıklarını fark ettim. İçimizdeki kadını, hatta çocuğu unutmamak bu markayı kurmamdaki başlangıç noktam oldu. Tıpkı Yves Saint Laurent'in dediği gibi; "Moda geçici, stil kalıcıdır". Biz Sen&Sin'de modadan öte bir şey vermek istiyoruz.

Sen&Sin kadını nasıl biri?
İçindeki kadını hissetmeyi, hissettirmeyi; yaşamayı, yaşatmayı bilen her kadın. Markanın anlatımında hep ifade ettiğimiz gibi, "Your way, your rule, your mood, your decision, your style". Bir kadın, içinde birçok kadın barındırır, bazen anneliği, bazen iş kadınlığı, bazen çocukluğu, bazen dişiliği ön plandadır. Biz kadınların sabahı öğlenine, öğleni akşamına uymayabilir. Ama Sen&Sin tasarımları, aynı kıyafeti gün içinde farklı varyasyonlar ile değiştirebileceği ve içinde hissettiği ruh halini yansıtabileceği özgürlüğü kadına vermekte. Sen&Sin kadını söz konusu olduğunda; kıyafet onu değil, o kıyafeti taşır.


Sen&Sin İlkbahar/Yaz 2019 koleksiyonu için Sinem Babacan'ın arkadaşı, 602 Stratejik Danışmanlık kurucusu Ebru Kohen poz verdi.

"&" işaretinin marka için anlamı nedir?
Modanın insanlara, özellikle kadınlara bazı yaptırımları olduğunu düşünüyorum. Oysa Sen&Sin sadece moda ile ilgili bir marka değil, kendini yaşama ve ifade etme biçimi. Kimi zaman modaya uyan bir hayat tarzı iken, kimi zaman kadının içinde yaşamayı, yaşatmayı istediği kendi tarzı, kimi zaman da sadece ruh hali. "Sen" önemlisin, hayatın içindesin, kurallarına uygunsun ancak bazen içimizde unuttuğumuz, bastırdığımız iç sesimiz, yani içindeki kadın, yani "sen" daha da önemli. İşte, bu noktada "&Sin" içindeki "sen"i ifade ederek Sen&Sin'i yaratıyor.

Tasarımlarınızı nasıl tanımlarsınız?
Koleksiyonlarımdaki en önemli özellik her modelin kendi içinde bir dönüşüme uğrayabilmesi. İlk baktığınızda klasik görünen bir gömlek, bluz ya da bir elbise tek bir gizli fermuar ile istenildiği zaman farklı modellere girebiliyor. Yani tek bir bluz ya da bir elbise alırken aslında üç, hatta kimi modelde dört farklı stile sahip olabileceğinizi düşünün. Sen&Sin modelleri bir kıyafetten öte bir yaşam stili, en önemlisi sen istediğin zaman, moduna göre ayarlanabilen senin yaşam stilindir. Moda olan renkleri takip etmek yerine kalıcı ve klasik renklerle ilerleyip, Sen&Sin kadınlarının farklı aksesuarlarla kendi stillerini yaratmalarını tercih ettik.

Moda geçici, stil kalıcıdır dediniz. Bu mesajı tasarımlarınızla nasıl veriyorsunuz?
Marka da zaman içinde tıpkı her kadının kendini bulduğu gibi, kendi yolunu çizerek kendini buldu. Vazgeçmediği tek bir odak noktası vardı, o da içindeki seni yaşatabilmesi. Başta iş kadınları için, "İş çıkışı eve uğramadan hayatına devam et" noktasında başlayan Sen&Sin markası, gizli fermuarlarla sadece kişinin bildiği ve kontrol ettiği gizli dekolteler üzerinde kıyafetler tasarladı. Biz buna, "Dress like you are going somewhere better" diyorduk.

Bir sonraki aşamada ise kıyafetlerin içine gizlenmiş dekoltelerin sadece iş çıkışına bağlı olarak değişkenlik sağlamasının yanında, kişinin yaşadığı hayatın, iç dünyasının, spontanlığının farkı ile farklı şekle girebilen kıyafetler tasarlamaya başladık. Bu noktada en önemli yardımcımız, iki taraflı kullanılabilen ve farklı desenlerle, renklerle kıyafeti apayrı bir noktaya dönüştürebilen ek yakalarımız, kemerlerimiz, çantalarımız, takılarımız oldu.

Sen&Sin kadınları, içlerindeki çocuğu yaşamaya başladılar ve tıpkı çocukken Barbie'lerimizi giydirdiğimiz zamanlardaki gibi, hepsi bir noktada kendi stilleri ile kendi tasarımcıları oldular. Burada zaten markamızın geldiği nokta olan "I'm every woman, it's all in me" karşımıza çıkıyor: Bir kıyafet sadece bir kıyafet değil, gizli veya normal fermuarlar, düğmeler, aksesuarlar, en önemlisi farklı kesimler ile bir kıyafetten daha fazlası oldu. Sen&Sin tasarımları 34 bedenden 44 bedene kadar, her kadının stilini ona veriyor.