Gwyneth Paltrow'un Yeni Tutkusu & Eski Aşkları
MODA

Gwyneth Paltrow'un Yeni Tutkusu & Eski Aşkları

Gwyneth Paltrow ile yeni aşklar, eski sevgililer ve güneşin altında yerini bulmak üzerine.

GÜNCELLEME TARİHİ: 30 Mart 2020

Josh Duboff
Fotoğraflar Zoey Grossman
Moda Editörü Joanna Hillman

Gwyneth Paltrow, Goop'un Santa Monica'daki genel merkezinde, ofisin dışındaki uzun bir masanın başında oturuyor, Sweetgreen adlı mekandayız; her yer gri ve beyaz tonlarında dekore edilmiş. Kişisel gelişim kitapları ve adeta askeri bir hassasiyetle düzenlenmiş organik salata tabakları göze çarpıyor. Üzerinde şort ve rahat bir bluzla yalınayak oturan Paltrow, 15 yaşındaki kızı Apple ve 13 yaşındaki oğlu Moses'ın (çocuklarının babası Coldplay grubunun solisti Chris Martin) çevreleriyle nasıl ilişki kurduklarından söz ediyor.

"Bence ünlü olmanın ne demek olduğunu çok iyi anlıyorlar" diyor. "Oğlum geçen gün en iyi arkadaşı ve ailesiyle birlikte dışarı çıktıktan sonra bana, 'Anne, sen yanımda olmadığın zaman insanlar bana çok farklı davranıyor' dedi. 'Ünlü olmak gerçekten tuhaf bir şey' der gibiydi."

47 yaşındaki Paltrow klasik bir ünlü; tavırlarıyla tipik bir film yıldızı. Ama aynı zamanda çağdaş bir ünlü; ismiyle cismiyle bir marka. 2008 yılında bir basın bülteniyle işe başlayan Goop, iki haftada bir yayınlanan bir podcast'in de dâhil olduğu güçlü bir içerik akışı olan, 250 çalışana sahip bir yaşam tarzı imparatorluğu haline geldi. Öyle ki, şimdilerde düzenli söyleşilere ev sahipliği yapıyor, kurslar düzenliyor, eğitimler veriyor, moda, güzellik ve parfüm koleksiyonları çıkarıyor, hatta artık kendi Netflix belgesel dizisi Goop Lab bile var.

Altı bölümlük dizi aslında belgeselden öte bir reality show gibi. Çalışanların "GP" diye seslendiği Paltrow, her 30 dakikalık bölümün moderatörlüğünü yapıyor ve Goop içerik yöneticisi Elise Loehnen ile birlikte çeşitli uzmanlarla görüşüyor. Bir bölümde dört Goop çalışanı, bir "şifa gezisi" için Jamaika'ya seyahat edip, sihirli mantarları deniyorlar. Paltrow da yeni eşi Brad Falchuk ile Meksika'da başka bir psikoaktif madde olan MDMA'i denedikten sonra, beklediği gibi tuhaf hayaller görmediğini ama eğer tedavi amaçlı kullanılırsa "ruhsal açıdan birçok şeyi açığa çıkaracağını" düşündüğünü söylüyor.

Loehnen belgeselde bir ara, "Peki, ama senin ne gibi bir ruhsal sorunun olabilir ki?" diye soruyor Paltrow'a ve ekliyor: "Her şeye sahipsin. Güzelsin. Zenginsin. Ünlüsün." Paltrow şöyle yanıt veriyor: "İnsanların beni olduğumu zannettikleri kişi olarak görmeleri travmatik."

Hem fanatik hayranları hem de ezeli düşmanları için Paltrow'un gerçekte kim olduğu sorusu, Goop markasının da temel noktalarından birini oluşturuyor. O, kimine göre soğuk ve kibirli, kimine göre sempatik, dürüst ve çok zeki.

Paltrow'a evlendikten sadece bir yıl sonra Falchuk ile ayrı evlerde yaşamaya başlamaları konusundaki haberleri hatırlatınca yüzünde manidar bir gülümseme beliriyor. Başarılı bir senarist ve yapımcı olan Falchuk'un da önceki evliliğinden iki çocuğu var. Eylül ayında evlilik yıldönümlerini kutlayan çift geçen yaz birlikte yaşıyordu.

Neden ayrı yaşadıklarını sorduğumda, "Yani, seks hayatımız bitti işte" diye şaka yapıyor. Sonra ciddileşiyor: "İnsanlar için uyumun ne kadar ilginç bir kavram olduğunu düşünmüşümdür hep," diyor. "Sebebi Brad'in en iyi arkadaşlarımdan biri olması ve bu benim hayal ettiğim bir ilişki şekli aslında. Dostluğumuzun bozulmasını istemedim. Var olan gizemi beslemek, aynı zamanda herkesin kendine ait bir hayatı olduğu fikrini korumaya yardımcı oluyor. Hayatı birlikte yaşarken farkında olmaya ve korumaya çalıştığım şey bu."

Brad ve Gwyneth 2010'da tanışmış; birkaç yıl sonra Paltrow, Falchuk'un arkadaşı Ryan Murphy ile birlikte senaryosunu yazdığı ve yapımcısı olduğu TV dizisi Glee'ye birkaç bölüm konuk olduğunda yakın arkadaş olmuşlardı. Bu arada, aynı ekip Paltrow'un hem yardımcı oyuncu hem de yapımcı olarak yer aldığı Netflix dizisi The Politician için de birlikte çalışıyor.

Falchuk, Paltrow'u sette daha iyi tanıma fırsatı bulmuş, "Çarpıcı, büyüleyici, huzur veren biri" diyor. "Benzer geçmişlerimiz vardı (ikisi de Musevi, Los Angeles'ta yaşamayı seviyor ve babaları TV yapımcısı), bu yüzden kısa sürede çok akın arkadaş olduk."

Falchuk, Gwyneth Paltrow ile evli olduğu gerçeğini kendisine her gün defalarca hatırlattığını anlatıyor. "Bir tarafta herkesin tanıdığı, hayranları için özel bir yeri olan Gwyneth Paltrow var ve onun nasıl biri olduğuna dair yığınla fikir mevcut" diyor. "Gerçek şu ki, asıl Gwyneth Paltrow çok daha inanılmaz, göründüğünden çok daha fazlasını barındırıyor, ona hâlâ aşığım ve evli olduğuma inanamıyorum. Meraklı, alçakgönüllü, gelişme arzusuyla dolu, açık fikirli, heyecanlı, eleştirmeyen... Böyle bir eşe sahipseniz, nasıl aynı bakış açısına sahip olmazsınız?"

Geçtiğimiz yaz Paltrow ile Falchuk ve 2014'te Paltrow'un "bilinçli ayrılık" kararıyla dostane bir şekilde boşandığı eski kocası Chris Martin'in birlike Hamptons'ta görüldüğü fotoğraflar ortaya çıktı, Martin'in yeni sevgilisi Dakota Johnson da onlarla birlikteydi, sahilde dolaşıyordu.

Paltrow'a o zaman birkaç arkadaşımın bana heyecan, merak ve kafa karışıklığı içinde bu haberi verdiğini söylediğimde gülüyor ve Martin ile bağlantısının gelişmeye devam ettiğini anlatıyor: "Bilinçli olarak ayrıldık ve duygusal ilişkimizi tamamen bitirdik. Eski eşinizle olan ilişkinizi sürekli yeniden icat etmek, ortada çocuklar olduğu için yapmak zorunda olduğunuz, muhtemelen ömür boyu süren bir anlaşma. Ortak çocuğunuz yoksa bunu yapmak için bir neden göremiyorum. Yine de bazı insanlar yapabilir" diyor. "Ama biz tüm zorlukları daha en başta değerlendirdik. Şimdi nadiren sorun çıktığını söyleyebilirim. Birbirimizle nasıl iletişim kuracağımızı öğrendik. Birbirimizi seviyoruz. Birlikte eğleniyoruz. Birbirimiz için değerliyiz. Bence bu gerçekten hoş bir duygu. Bir şey kaybetmek zorunda değilsin gibi hissettiriyor."

Bu sözlerden önce, Paltrow bana telefonundaki Find My Friends (Arkadaşlarımı Bul) uygulamasına benzeyen Life360'ı gösterdi. Haritada "Baba" yazılı bir yüz (Chris Martin) ortaya çıktı. Bu arada Paltrow, geçtiğimiz Ekim ayındaki 30. doğum gününde Dakota Johnson için bir Instagram mesajı da yayınladı. "Onu seviyorum" diyor. "Dışarıdan garip göründüğünün farkındayım çünkü bu alışılmadık bir şey. Ama ben içinde bulunduğumuz duruma başkaları gibi takılmıyorum, sadece ona bayılıyorum. Aslına bakarsanız, ben her zaman '&' işaretini düşünmekle işe başlarım. Biliyorsunuz, '&' çiftlerden söz edilirken kullanılır. Yani ikili ilişkilerde ya dış dünyaya karşı dirençli olursunuz ya da zayıf düşersiniz. Dahası, başkalarının ne düşündüğünü önemsemek çok fazla enerji gerektirir."

Paltrow'un geçmişteki diğer erkek arkadaşlarıyla da bağları halen güçlü. "Hâlâ en iyi arkadaşlarımdan biri liseden Tony Woods. Brad Pitt'le de iyi arkadaşız" diyor. "Kimseye gerçekten kin duymam."

New York'ta inşaat sektöründe faaliyet gösteren Woods, Paltrow'un Goop'a kadar uzanan sağlıklı yaşam tutkusunun ilk zamanlarını hatırlıyor. "Gwyneth 1993'te ilk yüz bakım sabunumu almama yardımcı olmuştu. Yani sanırım 'güzellik rehberliği' yaptığı ilk kişilerden biri benim. Clinique'in çantalı bir bakım setiydi. Beni New York'taki Sangertown Alışveriş Merkezi'ne götürmüştü. Onun için alıyormuşum gibi yapmama da izin vermemişti!" Woods, "O, fiziksel ve ruhsal gelişim için bitmeyen bir kaynak" diyor.

Yakın arkadaşlarından biri olan Demi Moore ise Paltrow'un duygularını ve kırılganlığını gösterme eğilimi olduğunu söylüyor. "Tüm paylaşımlarıyla, mükemmel görünen güzelliğinin bir parçasının aslında kusurlu olduğunu bize gösteriyor" diyor. "Onun ayrıcalıklı olduğuna dair bir algı var. Bu yüzden işi dışarıdan bakınca kolay görünüyor. Aslında hiç de öyle değil."

Paltrow, Pulitzer Ödüllü New York Times muhabirleri Megan Twohey ve Jodi Kantor'un yazdığı Harvey Weinstein'a yönelik cinsel istismar ve taciz iddiaları hakkındaki raporları içeren She Said isimli kitapta yer aldı. Aslına bakarsanız, gazetecilere bilgi veren ve Weinstein tarafından taciz edildiği kayıtlara geçen ilk kadınlardan biriydi ve soruşturmanın başlatılmasında önemli bir payı oldu.

47 yaşındaki oyuncu, yazar, girişimci;#MeToo hareketinin yükselişini bir kötülüğün önünün kesilmesi olarak görüyor. "Yılların birikimiydi ama artık bu tür olayların yaşanmadığını söylemek mümkün değil çünkü halen devam ediyor. Özellikle kadınları koruyacak bir idari yapının olmadığı şirketlerde korku, tehdit ve hiyerarşik baskı var" diyor. "Her yerde hâlâ çok fazla eşitsizlik var."

Paltrow'a göre taciz ve cinsiyet eşitsizliği konusundaki tartışmalar henüz emekleme çağında. Erkek ve kadın yöneticilere yöneltilen sorularda bile farklılıklar olduğunu söylüyor. "Pek çok zirveye ve konferansa katıldıktan sonra gördüm ki, bana ve diğer kadınlara en çok sorulan soru şuydu; "İmpostor sendromunuz var mı?" Bu, şans eseri mi başarılı olduğunuzu düşünüyorsunuz diye sormanın bir yolu olsa gerek. "Fakat son zamanlarda hiçbir kadına, gittiğim hiçbir panelde bu soru gelmedi. Bir kez bile sorulmadı" diyor.

Paltrow'a, oyunculuktan yaşam tarzı ve sağlıklı ürünler alanına geçeceğini daha önce hiç düşünüp düşünmediğini soruyorum. "Aklıma gelse şaşırırdım" diyor.

Şimdilerde Goop'un karşı karşıya olduğu pek fazla sorun yok. 2018'de yeşim yumurtalarının iyileştirici özellikleri hakkındaki tartışmalı iddiaları nedeniyle 145.000 Dolar tazminat ödemişti. Ancak artık şirket toplum nezdinde istikrarlı ve saygın bir konuma erişmiş gibi görünüyor. "Sadece üç yıl öncesine kadar çok daha fazla olumsuz bakış açısı ve bizi savunan bir avuç insan vardı fakat şimdi her şey harika."

Paltrow artık nadiren filmlerde rol alıyor ve çocuklarının hiçbiri Iron Man serisi dışında oynadığı bir filmi görmemiş. Bazı eski filmlerine denk geldiğinde gösterdiği tepkiyi şu sözlerle anlatıyor; "Kusuyorum. Ağlıyorum. Nefret ediyorum."

Peki, acaba oyunculuk hevesi geri gelir mi? "Kelimenin tam anlamıyla asla, as-la!" diyor üstüne basarak. "Sistem beni dışlamaya başladığında yılda üç veya beş film yapıyordum. Karavanda oturmak, makyaj tazelemek ve diğer ufak tefek şeyleri yapmak bile zor geliyor, gerçekten dayanabileceğimi zannetmiyorum artık. En son oynadığım filmde kızıma hamileydim. Proof adında bir filmdi, Londra'da oynadığım bir oyunun uyarlamasıydı ve ben, 'Bittim artık. Buna devam edemem' diyordum. Sancılarım vardı, ölüyordum ve ezberlemem gereken beş sayfalık monologlarım vardı. Kızım doğduğunda ona zaman ayırmaya kararlıydım. Bir daha hiçbir filmde başrol oynamadım."

Yine de Paltrow, Instagram paylaşımlarında kendisinin eski fotoğraflarına rastlamanın ya da eski nişanlısı Brad Pitt'in 90'lar tarzı stilini görmenin hoşuna gittiğini söylüyor. "Çok seviyorum" diyor. "Aslında bir yandan da komik geliyor çünkü şimdi kızım 90'lara benim 70'lere baktığım gibi bakıyor." Her yıl Paltrow'un doğum gününde Apple, annesinin 90'lardan bir fotoğrafını Instagram'da yayınlıyor.

Konuşmamızın başlarında Paltrow'a neden Goop Lab'deki ekibine katılmayıp, belgeselde onlarla birlikte sihirli mantar denemediğini sormuştum. O da, "Bu kadar uzun zamandır göz önünde olan bir insan olarak, şimdiye kadar özel hayatımı korumayı başardım. Galiba televizyondayken kontrolü elden bırakmak istemedim" diye yanıtlamıştı.

Şimdi, "Sanırım yıllar geçtikçe daha açık oluyorum" diyor. "Galiba başka biri gibi davrandığınız ya da başka biri olmayı umduğunuz durumlar azalmaya başladığında, mecburen kendinize dönüyorsunuz ve şöyle diyorsunuz; Tamam. İşte ben böyleyim. Ne olmuş yani?